Erol Ertuğrul’un yürüyüş tutanağı

Erol Ertuğrul’u 1960’lı yılların ilk yarısından beri tanırım. Uğur Mumcu arkadaşımdan sonra 1964-65 yılında Ankara Hukuk Fakültesi’nin Öğrenci Derneği Başkanlığı’nda bulundu. Atatürk Devriminin izinde cesaretle yürüyen gençlik önderlerindendi. Hayatı, son yarım yüzyılın direnişleri içinde geçti. Ayakta kalanlardandır. Güvenilirliğinin kanıtı işte o hayatıdır.

SADAKAT VE ERDEM
1911 Çin Demokratik Devriminin önderi Sun Yatsen, “Hükümdardan vazgeçebiliriz, fakat sadakatten asla” diyor. Erol Ertuğrul, Atatürk Devrimiyle kurduğumuz Cumhuriyete ve Vatana bağlılığını, hayatının hiçbir anında tartışma konusu yapmadı. Ulu yollardan yürüdü, erdemlilerin ulu mekânlarında yaşadı.
Firdevsî, Şahname’sinde, “Erdem, insanlarla düşüp kalkarak ve zahmetler çekerek elde edilir” der (Firdevsî, Şahname, çev. Prof. Dr. Necati Lugal, Kabalcı Yayınevi, İstanbul 2009, s.78). Erol Ertuğrul, zorluklarla baş etmeyi daha gençlik çağında önüne koydu ve Türkiye’nin yakın tarihinin aydınlarıyla omuz omuza yürüdü. Ve bu yürüyüşü kayda geçirdi. “Bir Demet Işık Bir Demet Tat” başlığıyla yeni çıkan kitabı, bir bakıma Türkiye aydınının 1960 sonrasındaki yürüyüşünün tutanağıdır. Tutanağı diyoruz, çünkü o yürüyüşün içinde yürürken yazılmıştır.


YÜRÜYÜŞÜN YÜREK SESLERİ
Erol Ertuğrul’un dostlarını hepimiz tanırız, ama hepimiz onları Erol Ertuğrul yakınlığında bilmeyiz. Bir çoğumuz o yürüyüşün şu veya bu aşamasına yetişti, ancak Erol Ertuğrul hep vardı ve omuz başındaki arkadaşlarını yazdı.


Erol Ertuğrul 1965 yılında Ankara Kurtuluş Alanı’nda üniversite gençliğinin düzenlediği Kıbrıs mitinginde AÜ Hukuk Fakültesi Öğrenci Derneği Başkanı olarak konuşma yaparken Jülide Gülizar konuşmayı TRT adına kaydediyor.

Uğur Mumcu ile daha Fakülte yıllarında aynı Öğrenci Cemiyetinde çalıştı, ondan başkanlık görevini devraldı. Kitaptaki sırasıyla yazıyoruz Erol Ertuğrul’un yürüyüş arkadaşlarını: Uğur Mumcu, Cenk Koray, Vali Recep Yazıcıoğlu, Yekta Güngör Özden, Sami Karaören, Oktay Akbal, İlhan Selçuk, Macide Tanır, Ataol Behramoğlu, Doğu Perinçek, Vural Savaş, Alev Coşkun, Ahmet Taner Kışlalı, Mustafa Balbay, Halit Çelenk, Toktamış Ateş, Jülide Gülizar, Özdemir Özok, Metin Feyzioğlu ve Deniz Baykal.
Yürüyüşte yalnız ayak sesleri yoktur, yüreklerin ve gözlerin de sesleri vardır. Erol Ertuğrul’un anılarında işte o bakışlardaki sesleri, yüreklerdeki ışıltıları, bugün aramızda bulunmayan aydınlarımızın bıraktıkları seslerin yankılarını da bulacaksınız. Birbirine karışan soluklarıyla Türkiyemizin Atatürkçü aydın gerçeğini yarınlara sunuyor.

ÇEYİZ SANDIĞINDAKİ DEĞERLER
Erol Ertuğrul, aslında duruşuyla bir başkent aydınıdır. Ancak onu yetiştiren ve büyüten değerleri Anadolu’da ve Trakya’da kazandı. 1943 yılında Kars’ta doğdu ve babasının görev yaptığı yerlerde okudu. 1962-1965 yılları arasında İçişleri Bakanlığı bursuyla Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde üniversite eğitimini yaptı. Arkasından Arhavi, Midyat, Manavgat, Koçarlı ve Elbistan’da kaymakamlık görevlerinde önemli deneyimler kazandı. 1983’ten sonra Aydın’da avukat olarak çalıştı. Aydın İnsan Hakları Derneği ve Atatürkçü Düşünce Derneği’nin kuruluşu O’nun eseridir. Atatürk Devrimini tamamlama mücadelesinin her koşulda en ön saflarında oldu. Bir ömürle büyüttüğü değerleri Cumhuriyet, Sözcü ve Aydınlık gazetelerinde topluma verdi.
Anadolu kentlerinde, ayağını vatan toprağına basan, halkın içinde var olan, kirlenmeyen bir aydın birikimiz vardır. Zor zamanlarda Türkiye, çözüm için hep onlara başvurmuştur. Onlar hep çeyiz sandığında saklanan değerlerimiz gibi sorumluluk ve görev günlerini beklerler. Biriktirdikleri erdemler, zor günlerden çıkışta millete gerekli olacaktır.

KAMULAŞTIRILAN IŞIK
Erol Ertuğrul, özelci değildir, paylaşmacıdır. Sağlam bir kamucu olarak, Türkiye aydınıyla yürüyüşlerde düşe kalka biriktirdiği erdemlerini bir bakıma kamulaştırıyor, Türkiye’nin insan birikimiyle paylaşıyor. Yıllardır yorulmadan taşıdığı ve paylaştığı ışığı kamuya sunuyor.