F.Bahçe’nin sorunu orta alanda...

Hemen hemen her yıl birbirinden kariyerli hatta Avrupa çapında oyuncular transfer eden Fenerbahçe, yandaşlarının beklediği düzeyin üzerinde heyecan yaratacak bir futbol oynayamıyor. Geçen sezon iki bekini atağa çıkartarak hücum zenginliği yaratıp son dakikalarda da olsa sonuç alabilen sarı-lacivertli takım bu sene karmaşık bir oyunla izleyenlerin gözlerini tırmalıyor adeta. Oysa çok iyi bir savunmaya sahip. Fenerbahçe’nin stoperleri Beşiktaş’ta olsa belki de şu anda şampiyonluk konusunda yolun yarısını geçmişlerdi. İleri uca baktığınızda birbirinden kaliteli oyuncuların varlığını görüyorsunuz. Ancak Pareira bu iki hattı orta alan ile birbirine bağlayamıyor. Hal böyle olunca da savunma da ileri uç da başına buyruk oynuyor, kazanmak için kendi oyun yapısını oluşturamayıp rakip savunmaların yapacağı hatalara sığınıyorlar.Futbolun orta alanda doğup, orta alanda öldüğünü herkes biliyor artık. Orta alan bir anlamda birinci ve üçüncü bölge arasında kurulmuş görünmeyen bir köprüdür. İleri uçta dünyanın en iyi oyuncularına sahip olsanız da orta alandan gelen yardımla oyunu çeşitlendirip, zenginleştiremiyorsanız devamlı baskı altında olan forvetlerinizden de çok şey bekleyemezsiniz. Fenerbahçe oyunun savunma yönünde başarılı. Çünkü savunmanın önünde Mehmet Topal gibi hem iyi, hem de deneyimli bir futbolcu var. Mehmet Topal savunmanın önünde bir dalgakıran gibi görev yapıyor. Onun bozduğu rakip hücumlarına karşı savunmadaki oyuncular kolayca önlem alabiliyorlar. Ne var ki savunmanın kazandığı toplar orta alana geçince sorun da başlıyor.MEİRELES’E NE OLDU?Söz konusu ataklar olduğunda Mehmet Topal’ın tam tersine görev yapabilecek yani atağı zenginleştirip, oyunu ileride kurabilecek dolayısıyla forvetlerin işini kolaylaştıracak nitelikte orta alan oyuncusu yok. Markovic bu yapıda bir oyuncu değil. Özünde biyometrik özellikleri çok iyi. Buna bağlı olarak orta alandaki boşlukları top sürerek çabuk geçiyor ama son noktada rakip savunmanın dengesini bozacak şekilde oyunu çeşitlendiremiyor. Çünkü onun hızına orta alandan yetişecek oyuncu yok. Bu eksiklik oyunu rakip ceza alanı çevresinde olgunlaştırmaya engel oluyor. Diego Ribas’da orta alanda bir oyun kurucu değil. Belki ondan bu görev bekleniyor ama teknik direktör Vitor Pareira onu rakibi bozmak için kullanıyor. Ozan Tufan’ın oyun yapıcı değil daha çok rakibi bozucu özelliği var. İleri uça işlerlik kazandırmakta önceliği olan futbolculardan biri Volkan Şen’dir. Ancak o da paylaşmak, pas yapmaktan daha çok bireysel yeteneklerini kullanma yolunu seçiyor. Josef de Souza’da Ozan Tufan’dan pek farklı değil.Peki, Raul Meireles’e ne oldu? Fenerbahçe’ye 50 milyon liranın üzerinde bir para karşılığında gelen Portekizli oyuncu önceki yıllar takımın değişmeziydi. Hoş, rakip futbolcularla dalaşmakta top oynamaya zaman bulamıyordu. Ama gene de dengeli bir gününde olduğunda bugünkü orta alan oyuncuların çoğundan daha fazla katkı yapabiliyordu. İşte bütün bu oyuncuların toplamından bir Sosa, Oğuzhan, Olcay, Gökhan Töre çıkmıyor. Onun içindir ki Fenerbahçe’nin futbolu başka, Beşiktaş’ın ki ise bambaşkadır. Özetle, şampiyonluk mücadelesi veren Beşiktaş’ın futbolu orta alanda doğuyor, Fenerbahçe’ninki ise orta alanda ölüyor...