25 Nisan 2024 Perşembe
İstanbul 22°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Fenerbahçe TGB ve ülkücüler

Rafet Ballı

Rafet Ballı

Gazete Yazarı

A+ A-

10 Kasım’a ilk kez Ankara’da katıldım.

Atatürk’le milletinin buluşmasını görmek için.

***

Erkenden Tandoğan’a yöneldim. Sayı az geldi biraz.

Meydanın kıdemlileri bayrakçılardan birine sordum.

Geçen yıla göre nasıldı?

Duraksamadı. Sanki uzman bilirkişi:

“Geçen yıl daha kalabalıktı. Tatile denk gelmişti...

Ama birazdan akmaya başlarlar.”

***

Gerçekten yığılma hızlandı birazdan.

Ama yol tutulmuştu. Çevik Kuvvet polisleri tarafından.

Protokolün çıkışına kadar bekleyecektik.

Gencecik polisler. Çoğu bir ya da iki yıllık.

Pek çok mitinge katıldım son dönemde.

İlk kez: Gösterici-polis ilişkisinde gerilim sıfır.

Rampasından saldırmaya hazır robocoplar da yok.

***

Polislerle sohbetteyiz.

Orta yaşlı bir hanımefendi.

Baktı. Gençler haykırıyor: “Mustafa Kemal’in askerleriyiz!”

Polislere döndü. Gönül alıcı ve kucaklayıcı: “Bunlar da Mustafa Kemal’in polisleri.”

Polislerden biri kulağıma eğildi: “Abi, burada bulunmaktan ben de mutluyum.”

***

Protokol Anıtkabir’i boşalttı nihayet.

İnsan seli hareketlendi. Akış başladı.

Yanımızdan ilkokul çocukları geçiyor. Kıbrıs’tan gelmişler.

Üniversiteli ağabeyleri koruyucu ve esirgeyici: “Gençlere yol verelim!”

Ee, gencin de genci var!

***

Birazdan bir minikler zinciri.

Bildiğimiz ana okulu bücürleri.

3-4 yaşlarında.

“Asil Kalpler”den gelmişler.

Belli: Hepsi sıkı tembihlenmiş. Birbirlerinin ellerini hiç bırakmıyorlar.

Mızmızlık, sızlanma ne kelime. Resmen ciddiler.

Gayretli gayretli ilerliyorlar.

Birisine eğildim: Nereye gidiyorsunuz?

Bunu bilmeyecek ne var: “Atatürk’e...”

***

TGB her zamanki gibi.

Örgütlü, örgütleyici.

Sayı ve disiplince dikkat çeken iki kuvvetten biri.

***

Diğeri üniversiteli Fenerbahçeliler.

Sarı-lacivert kabanlarıyla hemen fark ediliyor.

Üniversitelerde örgütlenmişler. Sosyal klüp olarak.

Her sene geliyorlarmış.

Kirli sakallı birine soruyorum.

59 ayrı üniversiteden yola çıkmışlar.

Sayı: 4 bin civarında.

Tribünlerde hiç eksik olmuyor ya: “Mustafa Kemal’in askerleriyiz!”

Sloganın kaynağını keşfediyorum.

***

Çarşı şaşırtıyor. Bakıyorum. Yoklar?

Etraftan uyarıyorlar: “Akşama kadar mutlaka gelirler.”

Galatasaray cephesi: Tatsız.

***

Alkışın çoğu kadınlarımıza.

Gezide de asıl vaziyet eden onlardı.

Diğer Cumhuriyet eylemlerinde de.

Atatürk’e gelenlerin yüzde 70’i genç.

Gençlerin de çoğu kadın.

Türbanlıya da rastlıyorsunuz.

Kadınlarımız farkında: Kaybedecekleri çok şey var.

***

Birden bir slogan yankılanıyor: “Ya Allah, bismillah! Allahüekber!”

Baktım: Ülkücüler. Bozkurt işareti yapıyorlar.

Dillerinde Atatürk’e bağlılık bildiren sloganlar...

“...ölmeye geldik!” kısmını hatırlıyorum.

Hoş bir sürpriz.

***

Maya tutmuş.

Fenerbahçeliler, TGB’liler, ülkücüler...

Gençler Atatürk’te buluşmaya başlamış.