Fethullah'ı Tayyip'in üstüne kim saldı?

ŞU sorunun cevabı Tayyip Erdoğan'ın siyasi geleceği ile doğru orantılıdır.

Fethullah Gülen Grubu gibi ihtiyatlılığı ile bilinen ve onlarca yıldır atılan tokatlara öbür yanağını uzatan bir cemaat birdenbire ne oldu da Tayyip Erdoğan gibi halk ve devlet gücünü elinde tutan, hırsı, kini ve inadı tescilli birine savaş ilan etti?

Erdoğan ameliyat masasında iken MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın savcılığa davet edilmesinin açık bir tasfiye harekatı teşebbüsü olduğunda artık herkes mutabık.

O günlere dönüp bakarsak ne dersanelerin kapanması konusu gündemde ne de Cemaati infiale sürükleyecek başka bir sorun söz konusu...

Tamam Cemaat MİT'i ele geçirmek istiyordu ve Erdoğan buna izin vermiyordu ama böyle bir gerekçe F tipi yapının Tayyip Erdoğan gibi üslubu bilinen birine meydan okumasına ve köprüleri atmasına gerekçe olamaz.

Belki şımarıp kendilerini her şeye muktedir görmüş olabilirler ancak strateji uzmanı olduğu kaydedilen Fethullah Gülen gibi biri çok çok emin olmasa böyle bir kumarı asla oynamaz zira madalyonun öbür cephesinde bütün ömrünce biriktirdiğini yitirmek var.

İşte altı çizilmesi gereken husus Erdoğan'ın tasfiye edileceğinden çok çok emin olunmasıdır ki hayır Fethullah Gülen sadece polis ve yargıdaki mürit gücü ile böyle bir hükme varmaz.

Belli ki F tipi Cemaati harekete geçiren uluslararası bir irade vardır ve o irade cemaate kumar oynatabilecek kadar büyük bir güçtür... Başka hiçbir şey Cemaatin intihar komandoluğunu açıklayamaz.

Peki kimler midir onlar?

Alman-İngiliz ve ABD'lilerin Türkiye'yi dinlemeleri ve bunu yalanlamayıp sızdıranların altı çizilmelidir. Dahası, Erdoğan'ın günler süren suskunluğu not edilmelidir... Bana bu tasfiye konusu gündemden düşmedi gibi geliyor. IŞİD olayı Erdoğan'ı Sudanlı El Beşir konumuna sokabilir...

İŞTE ŞİMDİ MİLLİ MERKEZ!

Bendeniz Ufuk Söylemez Bey'i pek severim zira yiğit adamdır.

Tayyip-Fethullah istibdadının en karanlık günlerinde pek çokları gibi saklanmayıp meydan

okudu.

Öyle ki F Tipi Silahlı Terör Örgütü ifadesini literatüre sokan odur ve o nitelemeyi Zekeriya Öz kafa kopardığı günlerde zerre ürkmeden yaptı.

Sevdiğim Ufuk Söylemez'e bugüne kadar Milli Merkez hareketinin partileşmesi noktasında hep karşı çıktım.

Dahası çok saygı duyduğum Hüsamettin Cindoruk'un önderliği ile asla sonuç alınamayacağını söyledim...

Ve bugün...

Hüsamettin Bey'in liderliği yaşı itibarı ile yine olmaz ama Milli Merkez Modeli ülkeye artık ekmek kadar, su kadar, hava kadar gereklidir.

Milli-laik-üniter Cumhuriyeti kurtarmak adına Milli Merkez tek çıkış yoludur.

Bunun için yeni bir parti

olabileceği gibi İşçi Partisi bütün milli unsurları pekala kucakla-yabilir.

CHP KILIÇDAROĞLU İLE SAĞ'DAN OY ALAMAZ

Bu satırlar yazılırken CHP'deki Genel Başkanlık yarışı henüz sonuçlanmamıştı ama beklenen Kemal Kılıçdaroğlu'nun kazanacağıdır.

Peki Kemal Bey ile ne mi olur?

CHP yüzde 30'u asla ve kat'a aşamaz ki bunun anlamı AKP'nin yeniden iktidar olması demektir.

Sakın Mehmet Bekaroğlu geldi, sırada başka muhafazakârlar var demeyin olmaz-olamaz, Kılıçdaroğlu'nun lider olduğu CHP'ye sağdan oy gitmez.

Niye mi?

Kemal Bey dürüsttür, namusludur ancak sağ seçmenin gözünde Tuncelili Kürt-Alevidir ve muhafazakârlar imajı böyle olan birine oy vermez... Kuşkusuz bu bakış rezilcedir ama Türkiye gerçeği budur.

Yahu Tayyip Erdoğan her seçim öncesi sürekli olarak boşu boşuna mı mezhep işini kaşıyor... Biliyor ki bu işin oy olarak karşılığı var...

Kılıçdaroğlu sadece muhafazakârlardan değil, PKK'ya teslimiyeti ve açılıma sıcak bakmasından ötürü MHP'lilerden de oy alamaz... Bakın çok iddialı yazıyorum Doğu Perinçek bey bilinçli ve eğitimli MHP'lilerden oy alır, Kılıçdaroğlu alamaz.

Ama Ankara Belediye seçimleri demeyin. Orada oy CHP'ye değil Melih Gökçek'e karşı MHP'li Mansur Yavaş'ın şahsına verildi. Belediye Başkanlığı müstakil makam yani milliyetçi seçmen Mansur seçilir, CHP'den uzak durur diye düşünerek oy verdi...