20 Nisan 2024 Cumartesi
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

FETÖ sızdı mı yoksa yerleştirildi mi

Doğu Perinçek

Doğu Perinçek

Gazete Yazarı

A+ A-

Yüzen gezen görüş bu: “FETÖ devlete sızdı.”

Hayır sızmadı, yerleştirildi.

FETÖ’yü diğer yasadışı örgütlerle karıştırmayalım. FETÖ, NATO’nun yeraltı örgütüdür, Gladyosu’dur. Gladyo, ABD’nin NATO ülkelerinin içine yerleştirdiği gizli devlettir.

Sızmasına gerek yok, son kırk yıl içinde ABD ile işbirliği halindeki iktidar sahipleri tarafından devletin çeşitli kurumları içine yerleştirildi. FETÖ’yü anlamak ve daha önemlisi FETÖ’nün kökünü kazımak için bu gerçeğin saptanması belirleyicidir.

TURGUT ÖZAL’IN ‘İKİNCİ ORDU’ PROJESİ

FETÖ’nün devlet içine yerleştirilmesi olayının kökleri, Turgut Özal’ın “İkinci Ordu” kurma girişimine kadar uzanır. Bedrettin Dalan’ın Vatan Partisi önder kadrolarından E. Jnd. Tuğg. Levent Ersöz’e anlattıkları, Ergenekon Davası dosyasına girmiştir ve konuyu aydınlatıyor. Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Nusret Senem’in Fethullah ve Susurluk kitabında da geniş bilgi bulunuyor.

1988 yılında MİT içindeki CIA ve MOSSAD’la bağlantılı Hiram Abas-Mehmet Eymür kliğini, 2000’e Doğru dergisinin yayınlarıyla kendi deyişleriyle “felce uğratmamız” üzerine, Turgut Özal’ın devlet içinde Özel Örgüt girişimi ağır darbe yedi. Bunun üzerine Özal, bu Özel Bürosu’nu Fetullah Örgütü’ne dayanarak örgütlemeye yöneldi. 1988 yılında bir kısım Fetullah kadroları özel eğitim için ABD’ye yollandı. Amaçları, ikinci bir ordu kurmaktı. O zaman Özal’ın ekibi içinde bu “İkinci Ordu Projesi” aynen bu başlık altında konuşuluyordu. Proje, Özal’ın boyunu aşan ölçülerdeydi, asıl patron ABD.

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin özellikle 1980’li yılların sonlarından başlayarak ABD’nin Irak planlarına karşı durmaya başlaması, Gladyo’nun bir bakıma yeniden örgütlenmesini gerektiriyordu. Ağırlık polisin içine kaydırılıyordu ve hatta devlet kurumları içinde Türk Silahlı Kuvvetleri’ni dengeleyecek örgütlenmeleri de gerekli kılıyordu. Elbette ABD, CIA, NATO ve Turgut Özal açısından.

Bu koşullarda elde hazır olan, daha 1970’li yıllarda “Komünizmle Mücadele” kapsamında örgütlenen Fetullah Cemaati vardı. Turgut Özal’ın “İkinci Ordu Projesi” için uygun bir malzeme.

ÇİLLER ÖZEL ÖRGÜTÜ

Turgut Özal’ın “İkinci Ordu” girişiminin mirasçısı Tansu Çiller’dir. O zaman “Çiller Özel Örgütü” adını verdik, Gladyo olduğunu sürekli vurguladık. O zaman dosyasını 3 Ekim 1996 günü TBMM Başkanlığı’na yolladım ve 18 Ekim 1996 günü Çankaya Köşkü’nde Cumhurbaşkanı Sayın Demirel’e elimle verdim. O da, 15 gün sonra 3 Kasım 1996 günü Susurluk olayı olunca, kendisine sunduğum bilgilerin doğrulandığını gördü ve dosyayı 8 Kasım 1996 günü “kişiye özel” damgalı bir yazıyla Başbakan Necmettin Erbakan’a yolladı.

TBMM’de kurulan Susurluk Araştırma Komisyonu çalışmalarına bizim dosyamızı esas alarak başladı ve ilk olarak 24 Aralık 1996 günü bizim bilgilerimize başvurdu ve arkasından da o zamanın ana muhalefet lideri ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz’ı dinledi.

O dönem konuyla ilgili her konuşmama şu saptamayla başlıyordum: “ABD, Türkiye devletinin kilit mevkilerine yuvalanmıştır.” Cumhurbaşkanı’na ve TBMM’ye sunduğum dosyayı içeren Çiller Özel Örgütü kitabımın “Birinci Basımına Önsöz” de yine bu cümleyle başlar. Dosyada, “Çiller ile Fetullah Gülen arasındaki kara para ortaklığına” dikkat çekiliyordu ve kaynak da 223 sayfalık MİT Raporu idi.

FETULLAHÇI GLADYO’NUN AKP DÖNEMİ

Gladyo, NATO ülkelerinde iktidar sahiplerinin liderliğinde örgütlenmiştir. Türkiye’de FETÖ ile iktidar sahipleri arasındaki ilişki, Turgut Özal döneminden beri devlet iktidarı ile suç ortaklığıdır. FETÖ’nün polis, yargı, ordu ve diğer devlet kurumları içine yuvalanmasını inceleyin, sızma olayını değil, yerleştirme olayını göreceksiniz. Bu yerleştirme, 2002 yılı Kasım ayından sonra Abdullah Gül-Tayyip Erdoğan döneminde de yaşandı. Gladyo ve Ergenekon kitabında bu süreç ayrıntılarıyla ve belgelerle işlenmiştir.

MİLLİ DEVLETİN VE MİLLETİN İSYANI

Bu gerçekleri Silivri Mahkemesi’nde yargıçlara “Gladyo’nun liderlerini mi arıyorsunuz” diye seslenerek ve “Bir numarası, iki numarası, üç numarası” diye isim vererek tutanaklara geçirdik.

Silivri duvarlarına dayanan kitlelerin baş sloganı şuydu: “Fetullahçı Gladyo dağıtılacak!” Hayat doğruladı. FETÖ, ilk darbeyi Silivri duvarları yıkılınca aldı. Arkasından 24 Temmuz 2015 günü Türk Silahlı Kuvvetleri PKK’nın üzerine yürüdü. Fetullahçı Gladyo, 15 Temmuz 2016 gecesi Ordu-Millet birliğiyle ezildi.

Olay, tarihsel önemdedir. 1980 sonrasındaki küreselleşme sürecinde Cumhuriyet’le kurduğumuz millî devletinin kurumları ağır darbeler aldı, ikinci bir devlet örgütlendi. Artık Millî Devlet, küreselleşmeye isyan etmektedir ve bu süreçte ABD işbirlikçisi iktidar sahiplerinin devlet içine yerleştirdiği Gladyo ile hesaplaşmaktadır.

GLADYO’DAN KURTULMA REÇETESİ

FETÖ, Gladyo’dur.

Gladyo, NATO’nun yeraltı örgütüdür.

Gladyo’dan kurtulmak mı istiyoruz: NATO’dan çıkalım, Gladyo’dan kurtuluruz.