FETÖ uykusuzları

FETÖ soruşturmaları sürerken darbenin siyasi ayağı ile ilgili tartışmaların arkası kesilmiyor. Geçmişte FETÖ ile birlikte olanların ve darbenin pususuna yatanların bu aralar geceleri uyku uyuyamadığı konuşuluyor.

Kendilerini “temize çıkarmaya” çalışanlarda bir telaş, bir telaş. Yakın çevrelerin patronlarını aklama çabası da kendilerini kurtarma gayretinden.

“Davutoğlu’nun koruma ekibine sızmaya çalışmışlarmış da izin vermemişler.”

“FETÖ’nün asıl hedefinde onlar varmış.”

“FETÖ onlara ne acılar çektirmiş.”

“FETÖ onları tasfiye etmek için çok uğraşmış.”

“Amerika’ya gitmişler ama Pensilvanya’nın adını bile duymamışlar.”

“Fethullah Gülen’i gazetelerden okumuşlar.”

...

Tam anlamıyla “dil çürük dişe gider” durumu yaşanıyor.

HER PARTİDEN VAR

Aralarında kimler yok ki. AKP’lisi, CHP’lisi, MHP’lisi hepsi panikte.

Hepsi suçlarını gizleme telaşında. Gündüzler bir şekilde idare ediliyor. Ama geceler, geçmek bilmiyor. Tansiyonu, şekeri yükselenleri mi istersiniz, sıkıntıdan kilo alanları mı?

“Çin işkencesi çekiyoruz” sızlanışları duyuluyor.

Anlayacağınız siyasi parti kulislerinde laf çok!

ABD’DEN UMUT KESİLMİŞ

ABD’den umut bekleyenlerin umutları da sönmüş durumda. Washington’dan gelen haberler moralleri bozmuş. Dar toplantılarda, “ABD de bizi sattı” diyenlerin sayısı artmış.

VASİYETLER

Şu aralar muhalefet partilerindeki FETÖ’cüler tartışılsa da AKP içinde kartlar yeniden karılıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı yakından tanıyanlar, “Erdoğan eninde sonunda kılıcı vuracak” görüşünde.

AKP kulislerinde konuşulanlara bakılırsa bir zamanların “görkemli” siyasetçileri vasiyetlerini bile bırakmışlar. Bir sabah kapılarına polis dayanırsa ne yapmaları gerektiğini eşlerine, çocuklarına iyice ezberletmişler.

Hatta üzerlerindeki mallarını başkaların üzerine kaydırmaya çalışanlar olduğu da biliniyor. Bunun için “icra yoluyla satış” taktiği izleyenlerin bile olduğu konuşuluyor. Nakit paralar bankalardan çekilmiş. Emin ellere teslim edilmiş.

TAKİP SÜRÜYOR

Şu anda temkinli davranılsa da darbenin “siyasi ayağı”nda olduğundan şüphelenilenler takibe alınmış. Tapu, banka, para hareketleri BBG evi gibi izleniyormuş. Hatta en küçük hareketler bile “yukarıya” anında haber veriliyormuş.

ARACILAR

Bu arada, “araya adam sokma” çabaları da yoğunlaşmış.

“Cemaat bizi kandırdı. Bilseydik baştan karşı çıkardık. Yanıldık” sözleri havalarda uçuşuyormuş.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yakın çevresine kadar ulaşıp af dileyenlerin tahminlerden yüksek olduğu vurgulanıyor.

Ama “yakın çevre”nin Erdoğan’dan “sert” olduğu konusunda herkes hemfikir.

ALTAN KARDEŞLER

Çetin Altan ve oğulları Ahmet Altan, Mehmet Altan.

12 Eylül darbesinden sonra Turgut Özal’la birlikte anıldılar.

Ergenekon, Balyoz, ... tertipleri döneminde başroldelerdi. Biri tertip için yayın hayatına başlayan Taraf’ın genel yayın yönetmenliğini yaptı. Diğeri de tertiplerle ilgili kamuoyu oluşturma savaşçısıydı.

Her gözaltı dalgasında muzaffer ordu komutanı edasıyla televizyon ekranlarında boy gösterdiler.

“Vatanı bir kadın memesine satmak” hiç kaldı. İhanette sınır tanımadılar.

15 Temmuz ABD/FETÖ darbe girişimi sonrasında gözaltına alındılar. Ergenekon, Balyoz, ... tertiplerinde susanlar hemen demokrasi nutukları atmaya başladı.

Ne demokrasisi?

Altan kardeşler bir dönemin simgesi.

Yaptıklarının bedeli olmayacak mı?