29 Mart 2024 Cuma
İstanbul 11°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

FETÖ ve Büyükelçiler

İsmet Özçelik

İsmet Özçelik

Gazete Yazarı

Hafta sonu bir grup emekli büyükelçi ile buluştum. Hepsi AKP döneminde görev yapmış. Aralarında daha yeni emekli olanlar da vardı. Yaşananları ve FETÖ’nün Dışişlerine sızmasını konuştuk.
Özellikle Abdullah Gül ve Ahmet Davutoğlu dönemini anlattılar. FETÖ yüzünden yedikleri fırçaları anlattılar.
‘CEMAAT'E KAPILARINIZI AÇACAKSINIZ’
Meğer neler neler olmuş. FETÖ’nün şikayet ettiği büyükelçiler sorguya çekilmiş. Önce usulce uyarılmış. Arkasından uyarılar sertleşmiş. Sonra da “Büyükelçiliklerin kapısını Cemaat'e açacaksınız” denmiş. “Açmayanları geri çekeriz” tehditleri yapılmış.
Bu da yetmemiş. O ünlü genelge gelmiş: “Cemaat okullarını ziyaret edin, Büyükelçilik protokol listesine alın.”
FETÖ AMİRİMİZ OLDU
Bu genelgeden sonra FETÖ’cülerin .ötü kalkmış. Kuzey Afrika’da bir ülkede görev yapmış bir büyükelçi yaşadıklarını şöyle anlattı:
“FETÖ’nün adamları odama geliyor. Bacak bacak üzerine atıp önce bakanla dostluğunu anlatıyor. Arkasından bana ne yapmam gerektiğini anlatıyor. Aslında anlatmıyor. Talimat vermeye kalkıyor. Bunlara yüz vermedim. Birçok kez de tersledim. Derken merkezden baskılar artmaya başladı. Bakanlıktaki üst düzey bürokrat arkadaşlarım telefonla arayıp, ‘Bakan bu konuda çok hassas, idare et’ diye telkinde bulundular.
İş bununla da bitmedi. FETÖ’nün adamları benden habersiz altımdaki memurlara emir verir oldular…Anlayacağınız bu dönemde FETÖ amirimiz oldu.”
ATAMALAR
Bir başka büyükelçi söze girdi:
“Bakanlıkta iş o noktaya geldi ki FETÖ için kontenjan ayrıldı. Kurum dışından büyükelçiler atanmaya başladı. Özellikle Afrika ülkelerini hedef aldılar. Afrika’da peş peşe yeni büyükelçilikler açıldı. FETÖ’nün talebiydi. Hatta bu ülkelere kimin atanacağını bile kendileri belirlediler. Bazı büyükelçiler Türkiye Cumhuriyeti’nin değil FETÖ’nün büyükelçisi gibi davrandılar…”
DIŞİŞLERİNDE HİYERARŞİ BOZULDU
Bir başka büyükelçi de geleneksel olan Dışişleri hiyerarşisinin nasıl bozulduğuna dikkat çekti:
“Özellikle Davutoğlu döneminde bir danışman ekibi ortaya çıktı. Politikalar kurum yöneticileriyle değil, bu dar ekiple belirlenir oldu. Diplomasinin ‘D’sini bilmeyenler dış politikada söz sahibi oldu. İtiraz edenler susturuldu. Suriye politikası bu ekiple uygulandı. Sıkıntı sadece dış politikada yaşanmadı. Kurumda var olan alt üst ilişkisi yerine yeni bir hiyerarşi ortaya çıktı. Genel Müdür Yardımcısı Genel Müdürle değil bakanın danışmanlarıyla çalışır oldu. Başka ast üst ilişkisi ortaya çıktı. 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında bakanın yakın çevresindeki bazı isimlerin FETÖ elemanı olduğunu öğrenince hiç şaşırmadık.”
PERSONEL AYAĞI
F tipi örgüt emniyete, TSK’ya, yargıya,… yerleşirken ilk işi personel birimlerini ele geçirmek olmuştu. Dışişlerinde de aynı yöntemi denemişler. Hep personel birimlerine önem vermişler. Dışişlerine yeni giren meslek memurlarına ağırlık verip 10 yıl sonrasının hesaplarını yapmışlar.
H.S.Ö, B.K, H.A. K., A.B, A.F., F.Y., … gibi isimler peş peşe sıralanıyor. Dışişleri bürokrasisinin tepe noktalarına vurgu yapılıyor. “Bazıları doğrudan FETÖ’cü olmasa da hepsi suça ortak oldu” deniyor.
DEDİKODU BOL
Şu aralar birçok bakanlıkta olduğu gibi Dışişlerinde de dedikodu çok.
Şükrü Sina Gürel’in Dışişleri Bakanı olmasını önleyen, memur babası rüşvetten hapis yatmış olan üst düzey yöneticiler, Londra’da 1,5 milyon sterlinlik villası olanlar, Dışişlerindeki çifte pasaportlular, Çiller döneminde Dışişlerine alınan emniyet kökenlilerin şimdi hangi kritik görevlerde bulundukları, … tartışılıyor.
Durum bu! Milletin ağzı torba değil ki büzesin! Konuşuyorlar işte!