20 Nisan 2024 Cumartesi
İstanbul 14°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Fikret Otyam! FETÖ’yü 23 yıl önce gördü

İsmet Özçelik

İsmet Özçelik

Gazete Yazarı

A+ A-

Önceki gün Filiz Otyam arayıp Fikret Otyam’ın ölüm yıldönümü programı ile ilgili bilgi verince birden irkildim.
Zaman nasıl da hızlı geçmişti.
En son ziyaretim ölümünden kısa bir süre önceydi. Filiz Otyam “Sıkıntılı bir gün geçirdi, uyumaya çalışıyor” dedi. “Bari kapıdan göreyim” derken içerden seslendi. “Gel ulan gel, daha uyumadım” dedi.
Başucuna oturdum. Gözlerinin içi gülse de yorgundu. Aydınlık’ı sordu. Ulusal Kanal’la ilgili bilgiler aldı. Bazı önerilerde bulundu.

RESİM YAŞAMIYDI
Sonra resimlerinden söz ettik. Resim onun için vazgeçilmezdi. Bir daha resim yapamayacağının farkındaydı. Ama “Resim işi bitti” demedi. “Bakalım”demekle yetindi. “Baba seni fazla yormayayım” dedim. Aslında konuşmak istiyordu. Ancak zorlanıyordu. Odasından çıktım. Kapıyı örtmek istedim. “Açık kalsın” dedi.
Odadan çıkınca yüzlerce kez dolaştığım evi tekrar dolaştım. Resim yaptığı oda olduğu gibi duruyordu. Boyalar, fırçalar, tuvaller, resimler...
Salon Otyam’ın hayatının bir özeti gibiydi. Kitaplar, resimler, fotoğraflar, ödüller, ...
Tabi bir de Filiz Otyam.
Filiz’le uzun uzun konuştuk. Sağlık durumu iyi değildi. Herkes elinden geleni yapmıştı. Ama hayatın da bir sonu vardı. Doğanın kanunu. Odasının kapısından son bir kez baktım. Uyumuştu. Filiz’le sarıldık ve ayrıldım.
Bir süre sonra da o kötü haberi aldım.

1978 GAZİPAŞA
Gazetecilikten emekli olmuş, bizim memlekete yerleşmişti. Gazipaşa’ya. O gazetecilikten emekli olmuş ben gazeteciliğe yeni başlamıştım. Otyam’la ilk kez 1978 yılında tanışmıştık. O günden sonra hiç kopmadık.

GAP VE OTYAM
Otyam hem çok duyarlı, hem de geleceği iyi gören bir aydındı. GAP projesinin fikir babası da oydu. Güneydoğu röportajları çok ses getirmişti. Fırat’ın dizginlenmesi ve Harran ovasının sulanması hayaliydi.
Süleyman Demirel her GAP ziyaretinde yanında Otyam’ı da götürürdü. Yine bir gün otururken Demirel aradı. Otyam heyecanlandı. Filiz’e “Hazırlan Urfa’ya gidiyoruz”diye seslendi. Demirel, “Otyam gel GAP’ı bir teftiş edelim” demişti.
Bana sık sık Güneydoğu’yu anlattı. Çok tedirgindi. Bölge sorunlarının çözülmemesi halinde bunu Amerika’nın kullanacağından endişeliydi.

PKK TEHLİKESİNİ ÇOK ÖNCE GÖRDÜ
1961 yılında TRT’de radyo için yaptığı bir programda, “Ey bu ülkeyi yönetenler! Eğer bölgenin şu, şu sorunları çözülmezse gün gelir bu ülkenin bayrağı, toprağı tartışılır hale gelir” dediğini aktardı.
Gerçi bu sözleri ona pahalıya patlamıştı. TRT’de işten atılmıştı. Söylediklerinin peşine adam takacaklarına, Otyam’ın peşine iki adam takmışlardı. MİT izlemeye almıştı. Ama o pişman değildi.
Bölücü tehlikeye daha 1961 yılında dikkat çekmişti.

FETÖ UYARISI
Otyam Gazipaşa’da çok mutluydu. 7’sinden 70’ine herkesle ahbaptı. 12 Eylül öncesi gerginliğinde en yakın komşusu Aslanağa idi. Aslanağa katıksız bir MHP’liydi. Ama onunla da dosttu. Aslanağa da Otyam için canını verirdi.
Yanılmıyorsam 1993 yılıydı. Gazipaşa’dan taşınma kararı aldığını duydum. Çok şaşırmıştım. Gazipaşa’ya gidince telefon edip evde olup olmadığını sordum. “Gel ulan çabuk gel. Hanımı ve kızı da al öyle gel. Taze çingene palamudu aldım. Güneş batmadan yetiş” dedi.
15 dakika sonra birlikteydik. Meşhur sakızlı rakısını doldurdu. Sanki “soru sorma” der gibi bir hali vardı. Ama dayanamadım. “Baba duyduklarım doğru mu?” diye sordum.
Kadehinden bir yudum aldı, sonra doğru olduğunu söyledi. Nedeni ile ilgili merakım artınca, “Ben Gazipaşa’yı çok sevdim. Ama Fethullah Gülen burada bir okul açtı. Bu adam çok tehlikeli. Bunun girdiği yer iflah olmaz. Gazipaşalılar da buna isyan etmedi. Kırıldım. Bunu nasıl kabul ettiler” diye sitem etti. Arkasından da kadehini dipledi.
FETÖ konusunda “kandırıldık, yanılmışız” itirafları peş peşe gelince Otyam’ı düşündüm. Otyam FETÖ tehlikesini 23 yıl önce görmüştü.

OTYAM GÖRSEYDİ KIZARDI
Otyam gerçeğe bağlılıktan taviz vermezdi. Bunu neden mi hatırlatıyorum. Otyam 8 Ağustos 2015 günü saat 23.45’te yaşamını yitirdi. Ama internette ölüm tarihi olarak 9 Ağustos 2015 yazıyor. İnternet kuşları da bu yanlışı sürdürüyor.
Otyam görseydi buna çok kızardı.