Klasik, Helenistik ve Roma dönemlerine ait kalıntıların bulunduğu Derebağ Mahallesi’ndeki Hyllarima, antik çağda stratejik konumuyla dikkat çekiyordu. Özellikle tiyatro, agora ve meclis binası gibi yapılarıyla bölgenin önemli kentlerinden biri olan yerleşim, güçlü sur sistemleriyle de öne çıkıyor.
HİTİTLERDEN HELENİSTİK DÖNEME UZANAN İZLER
Kazı başkanı Prof. Dr. Bekir Özer, antik kentin geçmişinin Hitit dönemine kadar uzandığını ve o dönemlerden itibaren savunma amacı taşıdığını belirtti. “Kent, M.Ö. 4. yüzyılda Asar Tepe’den şu anki konumuna taşındığında güçlü surlarla çevrelenmiş. Yapılan araştırmalar, sur inşaatının M.Ö. 3. yüzyıl başlarına kadar sürdüğünü gösteriyor” dedi.
SUR TAŞLARI KENTE KİMLİK KAZANDIRIYOR
Özer, sur yapımında kullanılan taşların kaynağa göre değişiklik gösterdiğini vurguladı. Kentin doğusunda mermer ocaklarına yakın bölgelerde mermer bloklar tercih edilirken, diğer kısımlarda ise çevredeki kaya kütlesinden elde edilen taşlar kullanılmış. “Bu farklı taşlar, sadece mimari değil, kentin kimliğini de şekillendiren unsurlar” diye ekledi.
RESTORASYON VE KORUMA PLANLARI HAZIR
Antik kenti çevreleyen surlarda yer alan bazı kule ve duvarların restorasyonu için hazırlıkların sürdüğünü belirten Özer, bazı alanların ise mevcut haliyle, yıkılmış biçimde bırakılacağını söyledi. “Ziyaretçilerin geçmişi hayal edebilmelerine olanak tanımak istiyoruz. Bu yüzden bazı alanlara müdahale etmeyeceğiz.”
ZEMİN DOKUSU BİLE TARİHİ YANSITIYOR
Hyllarima’nın dikkat çeken yönlerinden biri de sokak dokusunun hâlâ gözle görülebiliyor olması. Özer, Helenistik ve Roma dönemine ait özgün cadde yapılarının henüz kazılmadan bile fark edilebildiğini ve bunun antik kente özel bir atmosfer kattığını sözlerine ekledi.