23 Nisan’da İstanbul Silivri açıklarında meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki deprem ve ardından yaşanan artçı sarsıntılar, kentte büyük korkuya neden olmuştu. O dönemde yaptığı açıklamalarla dikkat çeken Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, bu kez bir dijital platformda katıldığı programda önemli değerlendirmelerde bulundu.
Üşümezsoy, “2002’de ve 2025’te büyük deprem olacak şeklindeki söylemler toplumu olumsuz etkiliyor. Binalar ayakta kalıyor olabilir ama insanların psikolojisi çöküyor” dedi.
Ayrıca, "Ne geçmişte böyle bir fay hattı vardı ne de gelecekte olacak" ifadeleriyle bazı uzman yorumlarına karşı çıktı.
Bazı uzmanların söylediği 'Marmara'yı boydan boya kateden bir fay'ın söz konusu olmadığını ifade eden Üşümezsoy, riskli bulduğu fay hattıyla ilgili de şu değerlendirmelerde bulundu:
"2002 yılından beri Çubuklu denizaltısıyla deniz kuvvetleri batimetre yaptıktan sonra Marmara'da risk taşıyan yegane fay Silivri'den başlayıp Kumburgaz'la Büyükçekmece arasına uzanan 25 kilometrelik bir fay olduğunu, Silivri çukurunda da 5-6 kilometreyle 30 kilometrelik bir fay var. Marmara'da risk taşıyan yegane fay budur diyordum."
"Celal (Şengör) 180 kilometrelik fay boydan boya kırılacak diyor. 8.1'lik depremden aşağı inmiyor. Daha sonra 110 kilometrelik fay kırılacak Yeşilköy'den başlayıp Gaziköy'e kadar gidecek bir seferde kırılacak diyor. 7,5'lik deprem olacak."
"Daha sonra bunları kanıtlamak için Ronald Armijo geldi. Aslında ilk gemi Lesuet için gelmişti kanıtlamak için. Geminin kanıtlamak için geldiği yerde Le Pichon ve Şengör'ün söylediği Marmara'yı boydan boya kateden bir fay söz konusu değil. Ne tarihte böyle bir fay olmuş ne gelecekte olacak."
Marmara'da risk taşıyan fay hattına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, 1912 yılında Marmara Denizi’nde "kırılmadı" denilen fayın aslında 60 kilometrelik bir bölümünün kırıldığını belirtti. Bu nedenle söz konusu fay hattının bu yüzyıl içinde yeniden kırılmasının beklenmediğini ifade etti ve şunları söyledi:
"Marmara'da risk taşıyan fay Silivri ile Yeşilköye arasındaki 50 kilometrelik alandadır. Şimdi durum böyle olunca bütün hepsi sarsıldı. Fakat deniz tabanına Atalanta Gemisi'yle gelip deniz tabanına inip deniz tabanındaki fayların kırılmasını inceledi. Ondan önce sürekli Marmara fokur fokur kaynıyor, korkuyoruz diyordu Naci (Görür). Sonra o geldi dedi ki fay kırılınca fokur fokur kaynar. Yani eğer aşağıda fay kitliyse aküfer dediğimiz sıcak suların olduğu yerde kapatmışsa düdüklü tencere gibi orada su kaynamaz."
"O zaman bu kaynayan olgu Tekirdağ çukuru içinde, Marmara Adası önünden geçen fayın 60 kilometrelik bir fay kırılmış, dolayısıyla 1912'de Marmara Denizi'nde fay kırılmadı denilen fayın 60 kilometresi kırıldığı için bu yüzyılda kırılmaz. Bu büyük bir sansasyon yarattı. Çünkü Armijo ilk geldiğinde ileri sürülen tez 180 kilometrelik fay 8.1'lik bir deprem olacak deniliyordu."
Prof. Dr. Şener üşümezsoy, iki parçalı fayın tek seferde kırılmayacağını belirtip, tezlerini şöyle şu şekilde ifade etti:
"Silivri'den kıyıdan yoldan gidin, Oradaki fay 50 kilometre. 50 kilometrenin 30-35 kilometrelik kesimi risk taşıyan faydır. Diğer risk taşıyan fay 50 kilometredir, diğer taraftaki ikinci fay 20 kilometrelik fay Büyükçekmece ile Yeşilköy arasında. Armijo'ya dedim ki buradaki 50 kilometrelik fay 7'lik deprem yapmaz. Çünkü iki parçalı fay bir seferde kırılmaz. Kumburgaz ile Büyükçekmece arasında 10 kilometrelik bir boşluk var. Bir seferde başlayınca boydan boya 50 kilometre kırılmaz, Bu iki ayrı fay kırılır tezim bu."
"İkinci tez burada fayın derinliği çok çığ. 7'lik bir deprem için fayın uzunluğu 50 kilometre, derinliği 20 kilometre ise 1000 kilometrelik bir yırtılma 7'lik deprem yapar. Kumburgaz çukuru ve kuzey kenarındaki bu fayın derinliği 10 kilometreden daha sığ."
"O zaman bu napar, 50 çarpı 10 500 kilometrekare yırtılacak. O da 6,5'luk deprem yapar. Ama bundan sonra ikinci tezim, bu fay iki parçalıdır. Bu deprem birinci tezimi kanıtladı. Ne dedi? Depremin kırıldığı yer Silivri'yle Büyükçekmece arasında kırıldı ve 6.3'lük deprem oldu. Bir tane de 5.9'luk deprem oldu. İki depremden fay bütünüyle kırılmış oldu."
"Adalar fayı ölü bir faydır"
Adalar fayıyla ilgili de açıklamalarda bulunan Üşümezsoy, bu fayın ölü bir fay olduğundan şöyle bahsetti:
"İkinci tezim orta sırtta aktif fay yok Adalar fayının devamı olarak geliyor. Orta sırt Büyükçekmece ile Yeşilköy arası. Bunun anlamı ne? 50 kilometrelik fayın 20 kilometresi yok. Bu deprem neyi gösterdi? Artçılara bakıldığı zaman tam 39 kilometrelik kesim artçılar var. Onun batısına doğusuna giden kesimde artçılar yok. Demek ki o fay da ölüymüş. Bu durum ortaya çıkınca artık Marmara'da tek risk beklediğimiz 2002'den beri söylediğim Kumburgaz çukurundaki faydır."
"99'dan sonra herkes Adalar fayı kırılacak dediği zaman Marmara'da bundan sonra büyük deprem yok ancak küçük deprem var. Bu da Kumburgaz çukurundaki fay. Ama bundan sonra Adalar fayına doğru gelip kırılmayacak 99'dan sonra Adalar'daki değil, Düzce'deki fay kırılacak dedim.
Adalar fayı ölü bir faydır. Fay bile değildir."