ABD Başkanı Donald Trump, nükleer silah testlerine yeniden başlama çabalarını savunarak, Amerika’nın cephaneliğinin “dünyayı 150 kez havaya uçuracak” kadar güçlü olduğunu öne sürdü. Aktif denemelerle bu gücün sürdürülmesi gerektiğini iddia etti.
CBS kanalında pazar günü yayımlanan röportajında Trump’a, ABD’nin neden 30 yıl aradan sonra yeniden nükleer silah test etmesi gerektiği soruldu. Başkan şöyle yanıt verdi:
“Çünkü nasıl çalıştıklarını görmeniz gerekir. Diğer ülkelerin yaptığı gibi nükleer silahları test edeceğimizi söylüyorum. Test yapmayan tek ülke biziz ve test yapmayan tek ülke olmak istemiyorum.”
RUSYA VE ÇİN NE DİYOR?
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Rusya’nın yakın zamanda yaptığı Burevestnik nükleer tahrikli seyir füzesi ve yine nükleer güçle işleyen Poseidon su altı dronu denemelerinin nükleer test içermediğini belirtmişti.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ise Moskova’nın ancak diğer nükleer güçler testlere yeniden başlarsa “buna uygun hareket edeceğini” ifade etmişti.
Çin Dışişleri Bakanlığı da ABD’yi Kapsamlı Nükleer Denemelerin Yasaklanması Antlaşması (CTBT) kapsamındaki yükümlülüklerine uymaya ve nükleer testlere yönelik küresel moratoryumu sürdürmeye çağırdı.
'MODERNİZASYONUN PARÇASI'
ABD son tam ölçekli nükleer testini 1992’de yaptı. Washington Post’a göre testlere yeniden başlamanın yıllar sürmesi ve yüz milyonlarca dolara mal olması bekleniyor.
Ancak Enerji Bakanı Chris Wright, pazar günü yaptığı açıklamada Trump’ın emrettiği testlerin gerçek nükleer patlamaları içermeyeceğini netleştirdi. Wright, Fox News’e bunların “kritik olmayan testler” olarak adlandırıldığını söyledi.
Denemeleri daha geniş bir modernizasyon programının parçası olarak nitelendiren Wright, atmosferik veya yer altı testleri olasılığı sorulduğunda ise “endişe yok” diye yanıt verdi.
MORATORYUM SÜRECİ
Trump’ın Rusya ve Çin’in gizlice testler yaptığı iddiasına rağmen her iki ülkenin de son teyit edilen nükleer testleri yıllar önce yapıldı. Rusya’nınki 1990’da, Çin’inki ise 1996’daydı. Bu süreçte Moskova ve Washington test moratoryumları ilan etmiş, ardından 1996’da imzalanan Kapsamlı Nükleer Deneme Yasağı Anlaşması ile bu dönemi kalıcı hâle getirme hedefi konmuştu.
Ancak ABD hiçbir zaman anlaşmayı resmen onaylamadı. Rusya ise 2000 yılında onaylamasına rağmen 2023’te kendi kararıyla askıya aldı. Böylece nükleer silahların yeniden denenmesinin önündeki son siyasi engeller de fiilen ortadan kalktı. Ancak taraflar, Trump’ın açıklamalarına kadar bilinen yeni bir adım atmadı.
SİLAHLANMA MI SİLAHSIZLANMA MI?
Trump, CBS röportajında nükleer silahsızlanma konusunda şunları kaydetti:
“Başka herhangi bir ülkeden daha fazla nükleer silaha sahibiz. Ve bence nükleer silahsızlanma için bir şeyler yapmalıyız. Dünyayı 150 kez havaya uçuracak kadar nükleer silaha sahibiz. Rusya’nın da çok sayıda nükleer silahı var ve Çin’in de çok olacak.”
ABD Başkan Yardımcısı JD Vance ve bazı Cumhuriyetçi milletvekilleri, Trump’ın bu girişimini destekleyerek ABD’nin eskiyen nükleer cephaneliğinin güvenilirliğini sağlamak için patlama içermeyen testlerin gerekli olduğunu savunuyor.
EN BÜYÜK İKİ GÜÇ
Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsünün (SIPRI) verilerine göre Rusya’nın 5 bin 459, ABD’nin 5 bin 177 nükleer savaş başlığı bulunuyor. Ancak konuşlu (operasyonel) başlık sayısında ABD önde.
PEKİN YAKLAŞIYOR
Çin ise hızla bu iki gücün arasındaki farkı kapatıyor. SIPRI, Pekin’in nükleer başlık stokunun 600’e ulaştığını ve 2023’ten bu yana yılda yaklaşık 100 yeni savaş başlığı eklediğini bildiriyor. Çin’in 2035’e kadar bin 500 başlığa ulaşması bekleniyor.