23 Nisan 2024 Salı
İstanbul 21°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Fransa Açık Tenis Turnuvası’ndan yansıyanlar...

Metin Tükenmez

Metin Tükenmez

Eski Yazar

A+ A-

Fransa Açık Tenis Turnuvası (Roland Garros) kuraları çekildiğinde Djokovic, Nadal ve Murray’nin aynı tarafta yarışacak olmaları, diğer tarafta tek kaldı gibi gösterilmeye çalışılan Roger Federer’i peşinen finalist ilan ettiler tenis otoriteleri. Oysa Federer’in işinin çok daha zor olduğunu görmek gerekirdi. Çünkü bir tarafta büyük şampiyonlar olmasına karşın diğer yanda Fransız izleyicilerin desteğini arakasına alacak, gününde olduklarında en büyük şampiyonları bile dize getirebilecek Fransa vatandaşları Tsonga ve Monfis vardı. Ayrıca 2014 Avustralya Açık şampiyonu Stanislas Wawrinka’da Ekselansları Federer ile aynı taraftaydı.  

Bu bir kura şansı olamazdı. Çünkü Wawrinka şu anda dünyada en iyi tenisi oynayan sporcudur. Sakatlıktan sonra henüz kendini toparlayamamış Nadal ve oyunu çeşitlendiremeyen, arka çizgiden sürekli karşı alana top atan, uzun rallilerle izleyicilere hoş dakikalar yaşatan ama file önüne çıkmayan, çıksalar bile amatör tenisçilerini bile yapmayacağı hataları yapan Djokovic ve Murray’den hangisi finale gelse diğer taraftan gelecek finalist ile baş edemezdi. Nitekim, dünya bir numarası ama kanımca bir numaralık tenis oynayamayan Djokovic, Wawrinka karşısında tutunamadı. Eğer Wawrinka ele geçirdiği servis kırma şansının yarısını değerlendirebilseydi maç üç sette ve 1,5 saatte bitebilirdi. 

İsviçreli Stanislas Wawrinka, Roger Federer ekolünün çok daha güçlü vuruşları olan ve daha güçlü servisler atabilen temsilcilerinden biridir. 2. servisleri bile zaman zaman saatte 210 km. hıza ulaşabilen bu nedenle gerektiğinde çift hataları göze alabilen, özgüveni son derece yüksek büyük bir tenisçi. Fransa Açık’ta şampiyonluğu getiren vuruşundan sonra bile sevincini olduğundan daha çok göstermeyen (abartmayan) Wawrinka’nın kariyerinin sonlarına doğru şampiyonluklar kazanması tenis severler için bir kayıp olsa gerek. 

Stan The Man diye çağrılan Wawrinka’nın tenise başladığı yıllarda büyük bir şampiyonun geldiğine inananların sayısı hiç de az değildi. 14 yaşında tenis yüzünden eğitimini bırakıp uzaktan eğitimle yoluna devam eden Stan 2003’te Fransa Açık gençler şampiyonu oldu ve sonrasında gençlerde dünya yedinciliğine kadar yükseldi. Ne var ki, İsviçre’nin İspanya ile oynayacağı Davis Kupası antrenmanları sırasında sağ dizinden tendon yırtılması sakatlığı yaşadı. 2007’nin Şubat ayında karşılaştığı bu sakatlık kuşkusuz Wawrinka’nın bütün kariyerini etkiledi, en azından şampiyonluklarını erteledi. Önceki turnuvalarda dikkat çekecek kadar belli olan kilo sorununu Fransa Açık öncesinde gideren Wawrinka dünya 8.si görünse de, tenis kalitesi bakımından bir numaradır.