Futbol oynamanın yöntemi...

İki hafta önce siz saygın okurlarımdan bir süreliğine izin istemiştim. Gerekçem de belleklerinizdedir. UEFA’nın tüm dünyadaki teknik adamlar için zorunlu hale getirdiği güncelleme kursuna gittim. Açık söylemek gerekirse artık futbolun bilinenlerin dışında bambaşka yöntemlerle oynandığını gördüm. Teknik konular olduğu için sanırım sizleri pek ilgilendirmez ama yeri ve zamanı geldiğinde bu teknik konuları da yazılarımın satır aralarına sıkıştırmaya çalışacağım.
Avrupa Şampiyonası katılan tamlar ilk maçlarını tamamladılar. Bizim ulusal takım ile diğer ekiplerin gözle görülür en önemli farkı, onlar belli bir sistem, disiplin ve yöntemle oynarken bizim futbolumuz hala karmaşık, yerli yerinde değil. Herkes hata yapıyor. İspanya savunması da savunmayı en iyi yapan İtalyanlar da.
Örneğin bizim Selçuk İnan’ın yaptığı görmediği bölgeye top atmayı, İspanya karşısında Çek Cumhuriyeti’nin kaptanı Rosincky’de yaptı ve İspanyollar bu basit hata sonucunda golü attılar. İspanyollar, onca güzel ataklar yapıp, büyük bir disiplin içinde ve sabırla gol pozisyonları hazırladıkları halde, istedikleri, bekledikleri sayıya rakiplerinin basit bir hatasıyla ulaştılar.
Hatayı yapan da dünyanın sayılı orta alan oyuncularından biri. 2006’da Almanya’da yapılan Dünya Futbol Şampiyonası’nda İngiliz Lampart ile birlikte en iyi orta alan oyuncusu olarak gördüğüm Rosincky de amatörce bir hata yaptı. Ancak oyunun genelinde Çeklerin ortaya koyduğu savunma anlayışı, bizden çok daha iyiydi. İspanyollar fazla gol pozisyonu yarattılar ama son anda vuruşu yapacak oyuncuları bozdular. Kendilerinden çok daha güçlü bir rakip karşısında canla, başla savaştılar, futbolda yüreğini ortaya koymak ne ise onu yaptılar. Son dakikada beraberliği sağlayacak net gol durumunu da buldular ama vuruş kalecinin üstüne gitti.
Hırvatistan maçındaki görüntülere baktığımızda bizim oyuncularımızın futbol oynama yöntemini yeterince bilmediklerini görmekteyiz. İtalya, dünya sıralamasında 2. durumda olan Belçika’nın karşısına çıktı. Öylesine metodik futbol oynadılar ki Belçikalılar çaresiz kaldı. Futbol alanının her bölümünde inanılması zor bir disiplinle savunma yaptılar, topun olduğu yere doğru sistematik bir kayma yaptılar. Bu sayede Belçikalılar bir boşluk bulup rakip kaleye gidemediler.
Daha öncede sözünü ettiğim gibi artık takımlar birbirlerine ezici üstünlük sağlayamıyorlar. Oyun yapıları birbirine çok yaklaştı. Artık sonucu sistematik oyun belirliyor. Bu yapıda bir oyun anlayışını yetkinleştirenler ilerleyecek diğerleri turnuvanın gerisinde kalıp, kalan maçları evlerinden izleyecekler...