19 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Futbolda bir yıl ne çabuk geçti?..

Metin Tükenmez

Metin Tükenmez

Eski Yazar

A+ A-

Gençliğimizde bırakın haftaları, ayları, yılları günler bile geçmek bilmiyordu. Bir gün sonra oynanacak bir futbol maçı bile bize öyle uzun bir zaman gibi gelirdi ki gece erken yatardık sabah olsun da o futbol karşılaşmasını oynayalım ya da izleyelim diye. Artık öyle değil. Yıllar durmak bilmiyor. Bakın Türk futbolundaki tarihi bir olay sayılabilecek şike davasının başlangıcının üzerinden neredeyse dört koca yıl geçti. Bu süre içinde tutuklananlar, mahkemeler, yargılamalar birbirini kovaladı, insanlara haksızlığa uğramak duygusu yaşatıldı, bazıları kıygın(mağdur) oldu. Sonuçta bütün bu yaşananlardan sonra danışıklı dövüş istemiyle yargılananlar aklandı. 2015 yılının kanımca en önemli futbol olayı budur. Türk futbolunun apak bir yapıda olduğuna ilişkin çoğu insanın kuşkuları vardır. Ancak büyük kurumların ağır yük altında kaldığı futbolda danışıklı dövüş(şike) davasının aklanma ile sonuçlanması insanların dolayısıyla kurumların yaralarının sarılması konusunda önemli bir adım oldu.2015 yılının en önemli futbol olaylarından biri de Trabzon Erdoğdu Anadolu Lisesi’nin dünya şampiyonu olmasıydı. Guatemala’da düzenlenen ve yarı finalde Fransa temsilcisini eleyen Erdoğdu Anadolu Lisesi finalde Brezilya temsilcisiyle karşılaştı. Maçı 2-1 kazanan temsilcimiz böylece Okul Sporları Dünya Futbol şampiyonu olup kupasını aldıktan sonra kolbastı oynayarak büyük başarısını kutladı. Bizde yeri gelmişken onları yürekten kutlarken gençlerde kazandığımız büyük başarıları büyükler de neden daha fazla kazanamadığımızı bir kez daha sorgulamanız gerekiyor. Söz Trabzon’dan açılmışken Trabzonlu gençlerimizin üstün başarısını kutladığımız anda aklımıza İbrahim Hacıosmanoğlu’nun kulübüne yaşattığı inanılması güç davranış ve tutumları gelmektedir. Trabzonspor Kulübü başkanı iktidar ile yakın ilişkide bulunup, her düşünceden insanın gönül verdiği, Bordo-Mavili renklerin başarısı için birlikte hareket ettiği bir büyük kulübün başkanının yaptıkları başta Trabzonsporlular olmak üzere tüm futbol dünyası tarafından yadırgandı.Özellikle Gaziantepspor karşılaşmasından sonra hakem Çağatay Şahan ve arkadaşlarının Avni Aker Stadı’nda alıkonulması, saatlerce soyunma odalarında kalmaları futbolumuz için kara bir gün olarak algılandı. Henüz futbolun bu denli büyüyüp geniş halk kitleleri arasında tutku halinde dönüşmediği, medyanın, halkın gözü kulağı olmadığı dönemlerde futbola mafya olayları sızmıştır. Ama bugünkü şeffaf dünyada hakem alıkoymak geçmişteki tüm olaylardan daha acı vericidir. Futbolumuza bu acıyı, bir futbol devrimcisi olan Trabzonspor’un başında bulunan birinin yaşatmasını aklı başında hiç kimsenin anladığını sanmıyorum. Tamam, Türkiye’de kabadayılık para ediyor. Ancak bu davranış bugün günü kurtarsa da, hem geleceğe kötü bir kalit(miras) bırakıyor hem de sağduyuya zarar veriyor. Karadeniz bölgemizde yaşanan olaylar 2015 yılında neredeyse tavan yaptı. Bunu söylerken niyetim herhangi bir ayrımcılık yapmak değil, Karadenizlilerin omuzlarına ağır yükler bindirmek hiç değil. Hiçbir zaman istemediğimiz bu gibi olaylar başka yerlerde de yaşanabilirdi. 4 Nisan 2015’de Fenerbahçe otobüsünün Rize’den dönerken kurşunlanması büyük bir acının eşiğine getirdi futbol dünyamızı. Bu ürkütücü(vahim) olayın salt otobüsün sürücüsünün yaralanmasıyla atlatılması olayın korkulası durumunun içinden bir sevinç yumağı çıkartmış olmalı.
FUTBOL HIZLI TÜKETİLİYORGalatasaray’ın 2015 yılını üç kupa ile kapatması önemli ve Galatasaraylılar açısından güzel bir olaydı. Hoca değişikliğinden sonra futbol kamuoyunca deneyimsiz olarak yorumlanan Hamza Hamzaoğlu’nun göreve gelmesiyle büyük bir takım bütünlüğü gösteren Galatasaray gerilerden gelip lig şampiyonluğunu kazandıktan sonra Türkiye Kupası ve Süper Kupa’yı da müzesine götürdü. Böylesine büyük başarılar genelde teknik direktörlerle ilişkilendirilse de kanımca bu doğru değil. Futbolu etkileyen birçok değişken(parametre) vardır. Bu değişkenler Hamzaoğlu ile birlikte Galatasaray’a olumlu yansımız olabilir ama aynı zamanda Hamza Hamzaoğlu ile de ayrışma göstermiştir. Üç kupalı bir teknik adamın görevine son verilmesini başka nasıl açıklayacağız? Futbol çok hızlı değişiyor ve Türkiye’de futbol değerleri çok hızlı tüketiliyor. Bu değişim ve tüketim hırsı içinde bazen insanların dolayısıyla kurumların gözleri doğruları göremeyebiliyor. 6 Haziran 2015 günü Berlin Olimpiyat Stadı’nda final için karşı karşıya gelen Juventus-Barcelona şampiyonlar Ligi maçını Cüneyt Çakır yönetti. Bu kupanın başlangıç oyunları öncesi UEFA’ya üye olan 54. ülke Cebelitarik temsilcisi Lincoln Reds Imps takımı ilk kez birinci ön elemeden ülkesini temsil etti. Cüneyt Çakır, 1970’li yıllarda Doğan Babacan’ın Türk hakemliğine yaptığı uluslararası katkıyı daha da üt aşamaya taşıyarak Şampiyonlar Ligi Finali yönetti. Son yıllarda hakemliğin giderek gerilemesinin yanında Cüneyt Çakır’ın başarısı futboldaki övüncümüz oldu.
UMUDUMUZU KESMİŞTİK AMA...Bir diğer övünç kaynağımız ise Ulusal takımımızın beklenmedik bir şekilde Fransa’da yapılacak olan Avrupa Futbol Şampiyonası’na katılma hakkını direkt olarak edinmesi oldu. Ben de dahil olmak üzere ülkemizin büyük bir bölümü finallerden umudunu kesmişken son maçlarda yaşanan futbol olasılıkları ya da futbol değişkenleri bizden yana gelişince üst küme(play off) karşılaşması oynamaya razı iken finallere gittik. O günlerde de yazdığım gibi bu başarı Türkiye’nin aslında ne denli büyük bir insan kaynağına sahip olduğunu göstermektedir. Dolayısıyla, turnuvanın grup maçlarında gerilere düşmemiz de futbolumuzun ne kadar kötü yönetildiğini kanıtlamaktadır. Turnuva öncesinde Ulusal takım oluşturulurken yaşanan futbolcular arası bunalımların(kriz) doğru yönetilememesi, ilişkilerde duygusal davranılması geriye düşmemize neden oldu. 10 Temmuz 2015’de Arda Turan’ın Barcelona’ya transfer olması da önemli bir futbol olayıdır. Daha önce Fenerbahçe kalecisi Rüştü Rençber’de bu takıma transfer oldu ve oynadı da. Arda Turan’ın henüz forma giyememesine karşın daha önemli olması futbol tarihimizde bir Türk futbolcusunun rekor transfer bedeliyle dünyanın en iyi takımlarından birine gitmesidir. Geçirdiği bir trafik kazasından sonra bir daha futbol oynayamayacağı varsayılan Rüştü Rençber’in de Antalya’dan yola çıkıp Barcelona’ya değin ellerini uzatması büyük başarıdır. Buna yadsıyamayız. Ancak İstanbul’un kenar semtlerinden biri olarak kabul edilen Bayrampaşa’dan İspanya Ligi’ne gidip, Atletiko Madrid’te kendisini oynayarak kabul ettiren Arda Turan’ın başarısı çok büyüktür. Nasıl ki yukarıda belirttiğim gibi, hakemlikte Cüneyt Çakır, Doğan Babacan’ın Türk hakemliğine katkısını geliştirdiyse, Arda Turan’da, Rüştü Rençber’in uluslararası katkısını ileriye taşıdı.Antalya ve Bursa’nın yeni statlarının açılması tesis anlamında ülkemiz için önemli kazançtırlar. Dünya futbolunda ün yapmış Van Persie, Lukas Podolski, Nani, Samuel Eto’o, Mario Gomez gibi yıldız futbolcuların ligimizde oynamaları da 2015’in önemli olaylarındandır. Ancak Beşiktaş’ın genel durumu da geçen yıla damgasını vurmuştur.Üçüncü yıldır stadı olmayan dolayısıyla her karşılaşmasını deplasman havasında oynayan Beşiktaş 2014-15 sezonunun en iyi futbol oynayan takımıydı. Ligi çok uzun süre lider götürmesine karşın son maçlarda şampiyonluğu yitirdi. Bu sezon da yani 2015’in ikinci yarısında da yine sahası yok ve yine en iyi futbol oynayan takım. Böylesi bir takımın yeni hocası Şenol Güneş ile de herkesin beğenisini kazanıp ligin en çok gol atan ve en çok puan toplayan takımı olması geçen yılın dikkate değer olaylarındandır. Yeni yılınız kutlu olsun.