19 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 12°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Geçmişi değiştiremeyiz ama geleceği belirleyebiliriz

Doğu Perinçek

Doğu Perinçek

Gazete Yazarı

A+ A-

Geçmişte yapılanları değiştiremeyiz. Ancak gelecekte yapılacakları belirleyebiliriz. Kurumların ve insanların geçmişlerini değiştiremeyiz. Ancak geleceklerini etkileyebiliriz.Dünyayı değiştirmek, geçmişi değiştirmek değildir, geleceği belirlemektir. Değiştirme, dünle ilgili bir eylem değildir, gelecekle ilgili eylemdir.
ASKERİ ŞURA’DA DEĞİLİZ SAVAŞ MEVZİSİNDEYİZABD’nin “benim kara gücüm” dediği PKK bölücü terör örgütüne karşı, Türk Silahlı Kuvvetleri, çetin bir mücadele yürütüyor. Kimileri, bu mücadelenin başarısına göre tavır belirlemiyor, mücadeleyi yürüten TSK’nın ve mücadeleyi yöneten komutanların geçmişini masaya yatırıyor. O geçmişleri tartışmıyoruz. Bugün savaşan ordunun ve komutanın itibarını koruma sorumluluğunu haydi bir kenara bırakalım, mücadelenin başarısı için üzerimize düşeni konuşuyoruz. Askeri Şura’da komutanı belirleme görüşmesi yapmıyoruz, şu anda bir savaş var, o savaştaki mevzimizi saptıyoruz. ABD’nin stratejik piyonu olan PKK’nın üzerine gidiliyor. Savaşın başarısı için mi çalışacağız, yoksa savaşanı yıpratmak için mi? Komutanı yıprattığınız zaman, milleti nasıl etkilersiniz, savaşan Mehmetçiğe hangi mesajı veriyorsunuz, hiç düşündünüz mü?Sizin o yazdıklarınızdan etkilenen insanlar, Türk Ordusunun yanında olmayacaktır. Eğer Mehmetçik de sizin o yazılarınızı okuyorsa, kendisine “niçin savaşıyorum” sorusunu soracaktır. O nedenle yazdıklarınız, kusura bakmayın ama fitneden ve bozgunculuktan başka bir şeye hizmet etmiyor.
GELECEĞİN KURULMASINI BALTALIYORLARSavaş sırasında komutana karşı tavır, hangi cephede olduğumuzu belirler. Milletin ve Ordunun cephesinde miyiz, yoksa düşmanın cephesinde mi? Bu geleceği kurmakla ilgili bir konudur. Hiç kimse sürekli geçmişin içinde yumruk sallayarak geleceği kuramaz.Türk Silahlı Kuvvetlerinin teröre karşı yürüttüğü mücadelenin karşısına, “ama onlar 12 Mart ve 12 Eylül’ü yaptılar”, “NATO ordusundan hayır gelmez”, “geçmişte ABD’den madalya aldılar” gibi hükümlerle dikilmek, başarıya değil, başarısızlığa hizmet eder. Türk Silahlı Kuvvetleri, 1990 sonrasında adım adım cephesini ABD’ye döndü. Ergenekon-Balyoz tertiplerinin nedeni budur. ABD emperyalizmi, Türkiye’de kendisine direnen merkezleri saptadı, TSK’nın komutanlarını ve İşçi Partisi (Vatan Partisi) önderlerini hapse attı. 2007 sonrası süreçte, yalnız hapse atılan komutanlar değil, Türk subayı tarihsel önemde bir bilinç sıçraması yaşadı. Bugün Türk Ordusu, 1990 öncesinin NATO ordusu değildir. Bölücü terör örgütü ve Selahattin Demirtaş gibi yasal alandaki görevlileri, NATO’yu imdada çağırıyor. Türk Silahlı Kuvvetleri ise, ABD’nin kara gücünü bastırma harekâtı yürütüyor. Türkiye ile ABD dolaylı olarak karşı karşıya gelmiştir. Verilen mücadele, en sonunda Türkiye’nin bağımsızlığı ve bütünlüğü içindir. Bu gerçeği bir kenara bırakıp, geçmiş üzerinde tepinmenin ABD’ye yaradığını göremiyor muyuz? F Gladyosunun ve Cemaatinin üzerine yürünmesine de benzer teranelerle karşı çıkanlar olmuştu. Kimi çevreler, Ortaçağa ve bölücülüğe karşı her uygulamanın karşısına çıkmayı adet aline getirdiler. Bu tutumlarıyla, geçmişi değiştirmedikleri gibi geleceğin kurulmasını da baltalıyorlar.YARIN: BÜYÜK DAVALAR NASIL KAZANILDI