23 Nisan 2024 Salı
İstanbul 18°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Genelkurmay Başkanı'nın tarihî duruşu

Doğu Perinçek

Doğu Perinçek

Gazete Yazarı

A+ A-

Genelkurmay Başkanı Org. Necdet Özel'in 30 Ağustos akşamı Çankaya'da yaptığı açıklamalar, 30 Ağustos'a yakışmıştır.

Vatan ve millet bütünlüğü için "Kırmızı çizgiler" yerinde durmaktadır. Değerli Komutanımızın açıklamalarını bugün Aydınlık'ta ayrıntılı olarak okuyacaksınız.

MİLLÎ ORDU DİRENİYOR

Org. Necdet Özel'in 30 Ağustos açıklaması, tarihî bir duruşu temsil ediyor. Tarihî bir dönüm noktasındayız. Bütün işaretler bu yöndedir.

Küresel saldırı, Millî Devlete ve Millî Orduya saldırıdır. Millî Ordu direnir saptamasının değerinin daha iyi anlaşılacağı bir döneme giriyoruz,

Türk Ordusu, millet ile emperyalizm arasındaki kamplaşmada konumunu belirlemiştir. Ordu ile milletin arasını açmaya, asker ile emekçileri cephe cepheye getirmeye yönelen tertipler boşa çıkarılacaktır.

DEVLET KRİZİNDE YENİ AŞAMA

Yargıtay'ın Tayyip Erdoğan'a kırmızı kart göstermesi ve Genelkurmay Başkanı'nın "Kırmızı çizgilere" dikkat çekmesi, yaşadığımız sürecin olgularıdır. Yatağan işçisi de Kırmızı Çizgisini koymuştur, barikatın arkasında kararlı olarak durmaktadır.

Barolar Birliği Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu Yargıtay'ın açılışına katılıyor ama Çankaya'yı işgal eden Tayyip Erdoğan katılamıyor. Çünkü ona "Gelmezsen gelme" denmiştir. Bu tarihî olayı Aydınlık, "Köşk'te deprem erken başladı" başlığıyla vermişti.

Aynı gün Rota'nın başlığı da girdiğimiz dönemi özetliyordu:

"Ekonomik krizin eşiğinde devlet krizi başladı."

'AÇILIM' DEVLETİ DE BÖLDÜ

Tayyip Erdoğan daha koltuğa oturmadan deprem başladı.

Yargıdan sonra Silahlı Kuvvetler de AKP iktidarının dayanağı olmayacağını açıklamış oldu.

Yaşanan süreç, devlet krizi diye tanımlanabilir.

Açılım, yalnız milleti bölmedi, devleti de böldü.

Açılım, Devlet organlarını cephe cepheye getirdi.

Göreceksiniz, Açılım'a AKP içinden isyan başlayacaktır. Az sonra!

Karşı cephede "Açılım" memurları var, PKK ile el ele verdiler ve Kılıçdaroğlu'nu da yanlarına aldılar. PKK'nın bir elinden Tayyip Erdoğan tutuyor, öbür elinden Kılıçdaroğlu. Açılımın manzarası budur.

Milletin cephesinde ise millet var. TSK, bu cephedeki konumunu ilan etmiştir.

AÇILIM'IN SİLAHLI GÜCÜ: PKK TERÖR ÖRGÜTÜ

Bir süredir Türkiye'yi bölme girişiminin çıkmaza girdiğini belirtiyoruz. Başlangıç, Suriye'nin vatan bütünlüğü zaferidir. Suriye devleti ve halkı, ABD'nin "Kürt Koridoru" dediği İkinci İsrail Koridoruna izin vermedi. Bölge ülkelerini bölme girişimi Suriye'de bozguna uğradı. Böylece bölge ülkelerinin birleşme sürecine girdik.

İran'ın sağlam duruşu ve Irak hükümeti ve halkının ülke bütünlüğü için gösterdikleri kararlılıktan sonra sıra artık Türkiye'dedir. Bölge ülkelerini birleştirme sürecinin kesin sonuçlu atağını Türkiye yapacaktır. Aslında bu atak, Haziran-Temmuz 2013 Ayaklanmasıyla başlamıştır. Genelkurmay Başkanımızın duruşu, bu sürecin devlet katında da temsil edildiğini gösteriyor.

İMKANSIZ GÖREVİN İMKANSIZ MEMURLARI

"Açılım", Tayyip Erdoğanların kaderini belirleyen temel politikadır. Ne var ki "Açılım", çıkmaza girdi. ABD de, BOP'u yürütemeyeceğini görüyor ve kendisine yeni mevziler arıyor. BOP Eşbaşkanlığı işsiz kalmışken, o görevi sürdürme çabası tarihin cilvesi oluyor.

Ahmet Davutoğlu, yapılamayacak bir göreve atanmıştır. Tayyip Erdoğan-Davutoğlu ikilisi, şimdi Türk Ordusu ile karşı karşıya gelmişlerdir. Asker, bölme sürecine cepheden ve en yetkili komutanın duruşuyla tavır almıştır. Genelkurmay Başkanı, "Açılım" sürecinin kenarında bırakıldıklarını belirtiyor. Türk Silahlı Kuvvetleri, bölünmenin askeri olmayacağını dosta düşmana duyuruyor. Bölücülük ordusuz kalmıştır.

Açılım'ın silahlı gücü PKK terör örgütüdür. "Terör örgütü" nitelemesi, Genelkurmay Başkanı'nın vurgusudur. Çok önemli! Bu vurgu, terör örgütünün temizlenmesi görevini de belirliyor. Bölgede IŞİD ve PKK gibi terör örgütlerinin sonu gözükmüştür.

BİRLEŞME SÜRECİNİN BAŞINDAYIZ

Terörden kurtulma görevi, Kürt yurttaşlarımızın birlik ve barış özleminden kuvvet alarak yerine getirilecektir. Analar, "evlatlarımızı istiyoruz" diyerek teröre başkaldırdılar. Karlıova'da esnaf, PKK terörüne ellerine sopaları alarak karşı koydu. İşçi Partisi'nin Van, Erciş, Ahlat, Tatvan, Bingöl, Mardin, Kızıltepe, Urfa, Diyarbakır, Suruç, Birecik, Hakkari örgütleri yeni katılımlarla kuruluyor.

Bölgede birlik eğilimi yükseliyor ve birlik ve barış isteyen yurttaşlarımız İşçi Partisi'nde kenetleniyor. Birlik, bütün milletimizin ve milletimizin ayrılmaz parçası olan bölge halkının kararlılığından kuvvet alıyor.

AÇILIM MEMURLARININ İŞİ BİTİKTİR

Türkiye'yi bölme planı yürümez, yürümeyecektir. Türkiye bütünleşecektir. Başında olduğumuz süreç budur.

Türkiye'yi bölme planının memurları, artık Türkiye'nin tepesinde oturamaz, oturamayacaklardır, yıkılmaları sürecine girmiş bulunuyoruz.

Türkiye, Büyük Çözüme yönelmektedir. Rota, Büyük Çözümdür.