29 Mart 2024 Cuma
İstanbul 17°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Gezi'den sonra ikinci direniş zamanı!..

Mehmet Faraç

Mehmet Faraç

Eski Yazar

"Gezi" olayları Taksim'de ağaç kesilmesine yönelik sıradan bir tepki değildi... Toplum; AKP'nin faşizan politikalarına karşı isyan noktasına gelmişti ve milyonlar "Gezi" direnişiyle aylar boyu sokaklarda eylem yaptı...

Diyeceksiniz ki; yaptılar da ne oldu?.. 12 yıldır iktidarda olan AKP'liler, yerel seçimlerin ardından yolsuzluk ve rüşvet tartışmalarının hedefi olan Erdoğan'ı Çankaya'ya bile çıkarttılar...

Ancak gaflet sürüyor!.. 2015'te genel seçimler var... Erdoğan Çankaya'ya çıkmadan önce Başbakanlık koltuğuna bir joker oturtmak için son hazırlıkları yapıyor...

Herkes biliyor ki, Erdoğan Çankaya'ya çıksa da Bakanlar Kurulu'na başkanlık ederek fiilen başbakan gibi davranacak ve bu şekilde "yarı başkanlık" rejimini de dayatmış olacak...

"Yarı başkanlık sistemi" deyip geçmeyin... AKP, 2015'te de beceriksiz muhalefet yüzünden iktidar olursa, Türkiye Cumhuriyeti'ne Allah rahmet eylesin!..

"Başkanlık sistemi" adı altında "ikinci cumhuriyet" ihaneti uygulamaya sokulacak ve laik rejimle Atatürk'ten intikam almak için tepinenler, son darbe için de fırsat bulacak...

Tüm bu öngörüler bir tehdit gibi yaklaşırken, demokratik direnişi göstermesi gereken muhalefet ne yapacak acaba?.. İşte asıl mesele budur ve artık uyanma zamanıdır...

SÖZ CHP DELEGESİNDE...

Hiç kuşkunuz olmasın; muhalefetin BDP kanadı yine "özerlik" peşinde koşarak, Kandil-İmralı kıskacında Güneydoğu'ya sıkışacağı için AKP karşısında varlık göstermeyecek...

MHP ise tıpkı yıllardır yaptığı gibi AKP'nin çıkardığı yasalara destek vererek yerinde sayacak... Hem de siyasi olarak devinim içinde olması gereken şu kaos döneminde!..

Geriye TBMM çatısı altında tek bir güç kalıyor... Yani Meclis'in en büyük muhalefet partisi CHP...

Kılıçdaroğlu'nun genel başkanlığıyla birlikte kitlelerde heyecana yol açan CHP, ne yazık ki 4 yıldaki dört seçim hezimetinin yanı sıra, AKP karşısındaki etkisizliği nedeniyle de tepki çekiyor...

Yani merkez siyasetin zaten çöktüğü bir dönemde; gerçek kadrolarını dışlayarak, sağa ve cemaate yanaşarak, ideolojisinden uzaklaşarak AKP'yi taklit etmeye çalışan CHP, kendi tabanından da hızla kopuyor...

Seçim sonuçlarından da anlaşıldı ki, kitleler böylesi bir CHP'yi artık istemiyor... Bu nedenle; Altıok'a, Atatürk'e, laikliğe sahip çıkacak, sağcısı ve solcusuyla cumhuriyet yanlısı tüm kitleleri bir çatı altında toplayacak, dirençli, mücadeleci dik ve kararlı duracak bir CHP'nin varlığı 2015 seçimleri öncesi yaşamsaldır...

Bu beklenti yalnızca ana muhalefet için değil, ondan önemlisi cumhuriyetin geleceği için çok zorunludur...

CHP delegeleri, parti tarihinde hiç olmadığı kadar büyük bir sorumluluk altındadır... Ya Atatürk'ün CHP'sine sarılacaklar ya da büyük hezimetlere rağmen bir türlü uyanmayan "Yeni CHP"ye...

Karar; CHP'nin duyarlı örgütlerinin ama unutulmasın ki, CHP delegelerinin duruşu cumhuriyetin geleceğiyle ilgili bir direnişin meşalesini yakacağı gibi, AKP'ye de artık kapıyı gösterecektir...

ÇALINTI!..

Belçika Başbakanı Elio Di Rupo'nun, dizüstü bilgisayarı makam arabasından çalınmış... İddiaya göre, bilgisayarda kraliyet ailesi ile ülkenin içişleriyle ilgili önemli belgeler de varmış...

Benzer bir haber daha dikkat çekiciydi... Çeçenistan Cumhurbaşkanı Ramazan Kadirov, katıldığı bir davette telefonunu kaybedince, 1000 kişiyi sorgulatmış!..

Bu iki haberi okuyunca aklıma şu geldi; bu adamların çevresinde herhalde bizimkiler gibi yüzlerce koruma dolaşmıyor ki, hırsızlar çok rahat davranmış!!!

Ancak daha önemlisi şunu da düşündüm; acaba son yıllarda Türkiye'de herhangi bir siyasetçi özel eşyasını çaldırdı mı hiç?..

Sonra kendi kendime dedim ki, güldürme milleti, bizimkiler çalmaktan çaldırmaya hiç fırsat verirler mi?..

CUMHURİYET'İN SUSKUN RAHİPLERİ!..

Nazi Almanya'sında yaşamış olan Rahip Martin'e ait serzenişi herkes bilir;

Martin; Almanya'da sırasıyla Komünistleri, Yahudileri, sendikacıları ve Katolikleri yok etmeye geldiklerinde ses çıkarmadığını belirterek, "Sonra beni yok etmeye geldiler. Geriye sesimi duyacak kimse kalmamıştı" demişti...

Peki; Türkiye'de, "susma, sustukça sıra sana gelecek" sloganıyla özetlenen ders dolu bu gafleti niçin mi anımsattık?..

Ressam Bedri Baykam'ın, CHP'deki Altıok düşmanlarını eleştirmem üzerine, Twitter'da bana saldırmasını unutmadık...

Başına taş düşmüş olmalı ki, şu günlerde Kılıçdaroğlu'nu istifaya çağıranların başında Baykam da geliyor ama Cumhuriyet gazetesi bu konudaki yazısını sansürleyivermiş!..

O gazete 4 yıl önce sansüre direndiğim için 26 yıllık emeğimi gasp ederek işten atarken, Oktay Akbal dışındaki hiçbir yazar gazetedeki cemaat kankası HİÇO'nun korkusundan sesini çıkaramamıştı!.. Baykam da onlardan biriydi...

Mahkeme, sansürcülere tazminat ödeterek ağızlarının payını verdi ama geriye rahip Martin hikâyeleri kaldı... Tıpkı o gazetede sansüre sessiz kalan, ancak tasfiyeden kurtulamayan Alev Coşkun, Mustafa Pamukoğlu ve Coşkun Özdemir'in Aydınlık'a gelme hikâyeleri gibi...

Demek ki neymiş; yaşamın hiçbir alanında rahip Martin gibi davranmayacaksın!..

700 KAFA!..

Suskunluk söz etmişken devam edelim... Ortadoğu'da yaşananlar artık korku filmi gibi... Yaşananlara insanın inanası gelmiyor...

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi; IŞİD militanlarının, El-Şeytaat adlı Arap aşiretinden 700 kişiyi katlettiğini açıklamış... Kurbanların çoğu kafaları kesilerek öldürülmüş!..

Ben bu haberi internet karmasının içinde kaybolmuş halde görünce çok üzüldüm...

Dünya ne hale geldi; Ortadoğu'nun göbeğinde aynı anda 700 insan koyun gibi boğazlanıyor ve bu vahşet gazetelere 7 satırlık özet haber bile olmuyor!.. "Kan su olmuş" dedikleri bu olsa gerek!..