19 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Gözler Balbay ve Haberal’ı aradı göremedi

İsmet Özçelik

İsmet Özçelik

Gazete Yazarı

A+ A-

Dün binlerce yurtsever Ankara Kızılay’da toplandı. Hep birlikte, büyük bir kararlılık içinde “Yurtseverlere Özgürlük” için yürüdüler. Meclis’e 10 metre kala polis tarafından durduruldular. İşçi Partisi Genel Başkanı Hasan Basri Özbey kurulan barikat için “son barikat” dedi.

Binlerce kişi Meclis kapısında slogan atarken Meclis içinden telefonlar geldi. “Ne oluyor?” diye sordular. Yurtseverlerin “Özgürlük çığlığı” Meclis duvarlarını aşmış, Meclis içinden duyulmuştu.

Binlerce kişilik aile oluştu

Kızılay’daki dayanışma, Akay yokuşundaki yardımlaşma görmeye değerdi. Gaz ve tazyikli su sıkıldığında vatandaşlar kendilerinden önce yanındakilerin yardımına koştu. Kendi gözüne sürmeden, yanındakinin gözüne limon sürdü. Zor durumda kalanların düşürdüğü bayrak, anında yerden alındı.

Gençler kırk yıl eğitimden geçmiş gibi yaşlıların yardımına yetişti. Binlerce kişilik bir aile oluştu. Kendinden önce yanındakini düşünen bir aile.

Kumpas gazı

Başbakan Erdoğan “kumpas var” demişti. Yargılamaların “sahte ihbar mektuplarıyla, sahte delillerle, ayarlanmış yargıyla” yapıldığını açıklamıştı. “Yeniden yargılamadan” söz etmişti. “Suçsuz yere hapiste yatanları” gündeme getirmişti. Ama gereğini yapmadı. Vatandaşlar da “Yurtseverlere özgürlük” için TBMM kapısına dayandı.

Polis ise kumpas mağdurlarına özgürlük isteyenlere, kumpasın devam etmesi için “kumpas gazı” sıktı. Ancak vatandaş geri adım atmadı. Gazdan, tazyikli sudan sonra 50 metre kadar geri çekilen İşçi Partililer, TGB’liler, TLB’liler çok kısa süre sonra geri geldi.

Kimse yılmadı. Gaza, TOMA’ya, Akrep’e, ... rağmen basın toplantısı yapıldıktan sonra eylem bitti.

Balbay ve Haberal

Yurtseverler 7 yıldır ayakta. Soğuk, yağmur demeden, eksi bilmem kaç derecede Silivri hapishanesinin etrafını sardılar. İçerdekilerle dayanışma içinde Ergenekon, Balyoz, ... davalarını çökerttiler. Yapılan her eylemde Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal’ın da fotoğraflarını taşıdılar.

Ama onlar ne yaptı? Tutsakların özgürlüğe kavuşması için yapılan “Özgürlük yürüyüşü”nü pas geçti. Gözler Balbay ve Haberal’ı aradı ama göremedi.

Binlerce kişi söz birliği etmişçesine hep bunu konuştu. Söylenenleri isterseniz ben yazmayayım, nasıl olsa bir şekilde onlara ulaşır.

CHP ne yapıyor?

“Yurtseverlere Özgürlük Yürüyüşü”nde CHP yoktu. Çeşitli kentlerden bireysel katılan CHP’liler şaşkındı. En çok da onlar üzüldü. Belli ki talimat verilmişti. “Gitmeyin” denmişti. Akşehir’den gelen emekli öğretmen Şen Hanım karşılaştığı manzara karşısında ne diyeceğini bilemedi. Kibar bir bayan, “Artık yeter” demekle yetindi.

CHP’yi anlamak gerçekten zor. Seçime giderken yurtseverlere ihanet ediyor. F tipi örgütle dans edince böyle oluyor işte. CHP intihar ediyor. Eyleme katılan milletvekilleri, Mahmut Tanal, Dilek Akagün Yılmaz, Süheyl Batum, Birgül Ayman Güler CHP’yi değil, kendilerini temsil ettiler. Binlerce kişi de bunu böyle anladı.

Eyleme katılan birkaç CHP’li, CHP’nin durumunu, “CHP bindi bir alamete, gidiyor kıyamete...” şeklinde değerlendirdi.

Haksızlar mı?