19 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Gül-Erdoğan krizini hep ABD çözdü

İsmet Özçelik

İsmet Özçelik

Gazete Yazarı

A+ A-

Yıl 2002. ABD operasyonu ile AKP iktidara getirildi. Erdoğan milletvekili olamadı. Gül Başbakan. Erdoğan ABD Savunma Bakan Vekili Paul Wolfowitz’e bir mektup yazarak, Genelkurmay Başkanı ile görüşmek istediğini söyledi. “... mümkün olduğu kadar kısa sürede mahrem, özel bir toplantı yapabilmeyi ümit ediyorum. Özel cep numaram şudur: 0533 7...” dedi.

Yanlış anlaşılmasın, görüşmek istediği kişi ABD Genelkurmay Başkanı değildi. Türk Genelkurmay Başkanıydı. Türkiye’de başbakan olmak isteyen Erdoğan, Genelkurmay Başkanı ile görüşmek için randevuyu ABD Savunma Bakanı Vekilinden istiyordu.

Bu ilişki bile her şeyi açıklıyordu.

Erdoğan-Gül ilişkisi

Başbakan Gül’dü. Ama Erdoğan her konuya müdahildi. Gül’ün başbakanlığa alışmasından korkuyordu. Bir oldubitti ile ABD’nin Gül’le yola devam etmesinden endişe etti. Erdoğan bir an önce başbakan olmak istiyordu. Dönemin CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’la Yeniköy’de bir balıkçıda yenen yemekle yol açıldı.

Gül ile Erdoğan arasında işbirliği ve çelişme hep atbaşı gitti. Nedeni net bilinmese de Emine Erdoğan ve Hayrünnisa Gül’ün de yıldızı hiç barışmadı. Eşler arasındaki sorunlar zaman zaman ilişkileri daha da gerdi.

İlişkilerdeki gerginlik hep ABD’nin müdahalesi ile giderildi. ABD iki tarafı da hizaya çekti. Ama Erdoğan, Gül’ün Cumhurbaşkanlığını pek benimseyemedi.

Ermeni açılımı

“Ermeni açılımı”nı ilk Gül dillendirdi. Erdoğan ise ilk anda farklı şeyler söyledi. 29 Mart 2009 yerel seçimleri sonrasında gittiği Hatay’da yaptığı açıklamada, “Karabağ sorunu çözülmeden Ermenistan kapısının açılmayacağını” söyledi. Başbakan’ın bu tutumu “Ermeni açılımcıları” tarafından “Cumhurbaşkanı Gül’ü ofsaytta bırakmakla” eleştirildi.

Sonra ABD devreye girdi. Erdoğan uyarıldı. Derken Erdoğan’a diasporanın soykırım olarak belirlediği 24 Nisan’da mesaj bile yayınlattırıldı.

Kürt açılımı

“Kürt açılımı”nda da benzer şeyler yaşandı. İlk açıklama yine Gül’den geldi. Erdoğan ilk anda sessiz kaldı. Gül “Kürt açılımı”nı dillendirdiği günlerde Genelkurmay Başkanı Başbuğ Amerika’daydı. Başbuğ bir basın toplantısı düzenleyerek “Kürt açılımı” ile ilgili “muhalefet şerhi” koydu. Erdoğan’ın da Başbuğ’la paralel açıklamalarda bulunması dikkat çekti. Hatta “Taraf” gazetesi Başbakan Erdoğan’ı askerle paralel açıklama yapmakla eleştirdi. Aktütün baskını sonrasında “Paşasının Başbakanı” manşetini attı.

Sonra ABD yine devreye girdi. “Açılım” ittifakı sağlandı. Erdoğan “açılım”ın baş aktörü oldu. “Oslo süreci” başladı. “İmralı süreci” devreye girdi. Erdoğan PKK ile masaya oturdu.

Başbakan ayağımıza kurşun sıkmasa!

Erdoğan ile Cumhurbaşkanı Gül arasındaki soğukluk hiç geçmedi. Bu soğukluk her iki tarafın “yakın çevresine” de yansıdı. Gül’e yakın çevrelerden sık sık, “Başbakan ayağımıza kurşun sıkmazsa çok güzel işler yapacağız” sözleri duyuldu.

Ergenekon tertibinde de ilginç gelişmeler yaşandı. Savcı Zekeriya Öz’e makam aracını gönderen, “Davanın savcısıyım” diyen Erdoğan’da huzursuzluklar başladı. Düğmeye Washington’da Beyaz Saray Oval Ofis’te basılmıştı. Ama operasyonda bazı gariplikler vardı. Kulislerde Erdoğan’ın Gül-F tipi örgüt ekibini kastederek, “omzuma çıkıp ateş ediyorlar” dediği konuşuluyordu.

Erdoğan daha sonra Ergenekon, Balyoz, ... tertipleri için “kumpastan, sahte delillerden, ayarlanmış yargıçlardan, ...” söz etti.

Gül kenara itilebilir mi?

“Gül kenara itilebilir mi?” Şimdi kulislerde bu konuşuluyor. Yabancı diplomatlar dahil Gül’ün geleceğini araştırıyor. Erdoğan’ın önümüzdeki dönem planlarında “Gül’e yer yok.” Ama Erdoğan’ın geri adım atabileceğinden de söz ediliyor.

“Exeter’den mezun olan, İngiltere Kraliçesi’nden nişan alan biri öyle kolay kolay sokağa atılmaz. Bunu bir kenara yazın!” diyenler var.

ABD’nin yine devrede olduğu konuşuluyor!