19 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 14°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Gül+Gülen+Kılıçdaroğlu üçlüsünün “Restorasyon hükümeti” planı

Doğu Perinçek

Doğu Perinçek

Gazete Yazarı

A+ A-

Haziran Halk Hareketi, birinci vuruşta Tayyip Erdoğan’ı saf dışı bırakmıştır. Türkiye’nin önündeki iktidar seçeneklerinde O’nun adı gözükmüyor. Artık AKP’nin geleceğini belirleyen merkezler de, başka yollar arıyorlar. Rafet Ballı’nın AKP’nin geleceğini belirleyen kaynaklara dayanarak yaptığı haberleri yeniden okuyunuz, orada her şey var. Cemil Çiçek de, Rafet Ballı’nın yazdıklarını altına imzasını koyarak doğruluyor (Utku Çakırözer, Cumhuriyet, 2 Eylül 2013).

Halk Hareketine Atlantik’ten yanıt

Türkiye’nin önünde iki iktidar tasarımı belirmiştir:

Birincisi, artık tasarım değildir, yürürlüktedir. Haziran İsyanı, AKP iktidarını yıkma ve bir Millî Hükümet kurma hedefini Türkiye’nin gündemine oturtmuştur. İşçi Partisi, günümüz koşullarında emekçilerin de katılacağı iktidar matematiğini, CHP+MHP+İP denklemiyle milletin önüne koymuştur.

İkincisi, Halk Hareketine yanıt niteliğindedir. Hâkim sınıflar, Türkiye’yi AKP+CHP işbirliğiyle yönetmek için kapı arkalarında faaliyete geçmiş bulunuyorlar. Bu planın Atlantik güdümlü olduğunu kuşkusuz en başta uygulamaya koyanlar biliyor. Onlara göre, planın gücü buradan geliyor.


Bize göre güç- süzlüğü. Gül+Gülen+Kılıçdaroğlu işbirliği

Abdullah Gül ve F Cemaati, bir yandan AKP içinde güç topluyor, bir yandan da CHP yönetimiyle kol kola giriyor. Cemil Çiçek’in de bu tezgâhın içinde olduğu görülüyor.

İşleri acele. Kemal Kılıçdaroğlu’nun F cemaatini aklamak için kendisini ortaya koyması ve F cemaatinin “iş dünyasındaki gücünün” önüne siper olması telaşın verdiği cesarettir:

CHP Genel Başkanı, aynı söyleşide Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanlığını desteklemekte diretiyor.

AKP+CHP koalisyonunun dış politikası da yine CHP Genel Başkanının ağzından ilan edilmektedir:

‘Restorasyon’ iktidarı olacakmış

Abdullah Gül+Fethullah Hoca+Kemal Kılıçdaroğlu hükümetinin “bir restorasyon hükümeti” olacağı artık her köşede dillendirilmektedir. “Türkiye’nin bir onarıma ihtiyacı olduğu” bugün piyasaya sürülen anahtar program oluyor.

Tayyip Erdoğan+Abdullah Gül+Fethullah Gülen üçlüsünün başını çektiği karşıdev-

rim, Halk Hareketi kayasına çarpmıştır. İkili, Tayyip Erdoğan’ı feda ederek iktidarda kalmanın yollarını aramaktadır. Tayyip Erdoğan’ın yerine konacak ortak olarak Kılıçdaroğlu’nun seçildiği görülüyor.

Dördüncü ortak

“Restorasyon” ise, halkı bölme programının adı oluyor. Böylece TSK da düştüğü yerden kaldırılacak ve hatta “bir süre sonra hapishanelerin kapıları da açılacaktır” vaadiyle güç toplanıyor. Böylece “Darbeciler temizlensin” makamından Org. Başbuğ’a ziyaret ve övgü makamına gelinmiştir. Böylece Atlantik koalisyonunun dördüncü ortağı, Org. Necdet Özel ve yanlışlıkla hapse atılanlar oluyor.

PKK ve BDP, bu iktidar tasarımının kullanacağı güçler içindedir. Cemil Bayık da yeni projeyi anlamıştır ve hemen PKK’ye yeni bir “araçsal” görev tanımlamıştır.

MHP niçin dışlanıyor?

Atlantik güdümlü iktidar tasarımının en dikkate değer yanı, MHP’yi dışlamasıdır. Birçok ilerici yazar ve çevre bu konuda yıllardır ciddî bir yanılgı içindeler. Bugün ABD ve İsrail açısından iktidar mevzilerinin uzağında tutulması gereken güç, MHP’nin tabanıdır. Devlet Bahçeli’nin varlığı, hiçbir zaman onlar için güvence değildir. Çünkü İkinci İsrail tasarımına karşı çıkacak kuvvetlerin başında, İşçi Partisi’nden sonra CHP’nin millici tabanı ve MHP’nin vatanseverleri bulunuyor.

İbranî Kürdistan’a var mısınız?

Böylece yine oraya geldik: “Restorasyon” adı verilen prog-

ramın bir ayağı da, “Müslüman İsrail” adı da verilen İbranî Kürdistan’dır.

İbranî Kürdistan’ın karşısına dikilecek güçler, kesinlikle iktidar odaklarının uzağında tutulmalıdır: Gül+Gülen+Kılıçdaroğlu hükümetini tezgâhlayanların mevzilenmesini belirleyen budur.

AKP iktidarının “restorasyonu”

“Restorasyon” adı altında hangi haltın işlendiği de ayan beyan ortadadır:

Yıkılan AKP iktidarı restore edilmek isteniyor. ABD’nin başka iktidar seçeneği yok. Kılıçdaroğlu CHP’si devreye sokularak AKP iktidarı “yenilenecek”. Tayyip Erdoğan gidecek, onun boşluğu YCHP ile doldurulacak.

Başarabilirler mi?

Plan, karşıdevrimin planıdır.

Planın tuttuğu karşıdevrim cephesi, zorluklarını belirlemektedir.

*Bu planın karşısına aldığı güç, Halk Hareketidir; bu hareketin kurmayı olan İşçi Partisi’dir.

*CHP’nin millici denen çoğunluğu hedeftedir.

*MHP tabanı, örgütleri, denetlenemeyen yöneticileri hedeftedir.

*“Mustafa Kemal’in Askeri” tanımına giren milletin ve Cumhuriyetin bütün güçleri hedeftedir.

Bu plan, özet olarak Türk milletine karşıdır.

Bir sorun da, Tayyip Erdoğan bertaraf edilirken, AKP’nin halinin nice olacağıdır? “Kırmadan dökmeden” diyorlar ama, kolay mı?

Seçenek: CHP+MHP+İP hükümeti

Atlantik’in yeni iktidar tasarımının bir tek seçeneği bulunmaktadır: CHP+MHP+İP’nin oluşturacağı Millî Güçbirliği.

Peki, Abdullah Gül ve Fethullah Gülen ile iktidar planları içine giren Kemal Kılıçdaroğlu yönetimiyle Millî Güçbirliği nasıl olacak?

CHP yönetiminin önüne bu soruyu hayat koymaktadır. Kılıçdaroğlu ekibinin önünde iki seçenek bulunuyor:

*Ya Gül-Gülen ile ve PKK/BDP ile!

*Ya da Halk Hareketiyle!

İkisi arasında dans edemeyeceklerdir. Ederlerse, bunun sonuçlarına katlanacaklardır.

MHP’nin önünde ise, tek seçenek bulunuyor. Atlantik beyleri, onlara Millî Güçlerle birlikte olmak dışında bir seçenek bırakmıyor.