Gül’ün hesabı: ‘AKP’ye seçim kaybettirdi’ görüntüsü vermemek
Erdoğan’ın kendi hesabı var.
Peşpeşe cendere yasaları çıkarıyor.
Amacı:
Bir “Tayyibistan” kurmak.
Mazereti var:
Ancak böyle ayakta kalabileceğini düşünüyor.
Meclis’teki CHP ve MHP muhalefeti:
Yanılma, yanıltma kapasiteleri yüksek.
Gül’ün “kurtarıcı” olmasını bekliyorlar.
***
Çankaya’da olan:
Yine “Gül normali”.
Hem imzalıyor.
Hem de internetten müjdeliyor.
Marifeti çabuk duyulsun diye.
***
Sorular kendini çoğaltıyor.
Hani Gül, Erdoğan’la ayrıştıydı?
Gül-Gülen ittifakı kurulmuştu.
Hatta CHP’yi yedeklerine almışlardı.
Hepsi yalan mıydı?
***
Önce bugünkü tablo:
Gerçek 1: Erdoğan-Cemaat kavgası.
Yayılıyor. Derinleşiyor.
Gerçek 2: CHP, Cemaat’in yanında.
Tabanından yükselen itirazlara rağmen.
Hiç duyuyor musunuz: Kılıçdaroğlu ekibinden Cemaat karşıtı tek söz.
Eksik duran: Gül, Cemaat’le birlikte gözükmüyor.
Manzara: Çankaya, AKP grubunun tamamlayıcısı gibi.
***
Gül, dostlarını “sattı” mı?
Erdoğan’la uzlaştı mı?
Yani: İki “kardeş”in çekişmesi bitti mi?
Cevabı, sorularla arayalım.
Çankaya adayı kim olacak?
AKP’nin başına kim gelecek?
Başkanlık olmasa bile.
Nasıl bir sistem kurulacak?
Taraflar uzlaştı ise: Cevap evettir.
Değilse?!
***
“Kardeşler” uzlaştı mı?
Soru önemli.
Cemaat cephesi de “kuşkulu”.
Dediler ki: “Görünen o ki Erdoğan-Gül ittifakı yeniden canlanıyor.”
(Bak: Cemaat Gül-Erdoğan uzlaşmasından kuşkulu, Aydınlık-17 Şubat 2014)
Cevabını İslamcı çevrelerde araştırdım.
Söylenenleri kendimce özetliyorum.
***
Gül-Cemaat ilişkisinin temeli:
İkisi farklı kuvvet. Aslında birbirlerini sevmezler.
Fakat: Erdoğan karşısında biri diğerine muhtaç.
(Ekliyorum: İkisi de “dış” iradeye fazla bağımlı.)
***
Cemaat: Açık kavgaya girdi.
Hedefi: Erdoğansız AKP.
(Biraz açıyorum ve ekliyorum:
Cemaat’in amacı belli.
Erdoğan’ın oylarını düşürmek.
Teslim olmasına sağlamak.
Yani: Mümkünse siyaseti sürdüremez hale getirmek.)
***
Gül ise: Garantici.
30 Mart’ı görmeden tutum almaz.
(Ekliyorum:
Gül’ün siyaset ilkesi: Sıfır risk.
İnanç değil taktik adamı.
Korkusu: AKP’ye seçim kaybettiren adam bahanesi vermek.
Biliyor: Erdoğan bunu başarıyla kullanır.
Bu yüzden: Önüne geleni imzalıyor.)
***
İslamcı çevrelerdeki kritik tespite gelirsek:
Gül-Erdoğan ilişkisi ne durumda?
Cevap: “Uzlaşma da yok, barışma da.”
Erdoğan:İktidar makamlarının hepsini istiyordu.
Gül: Paylaşmayı teklif ediyordu.
Tarafların pozisyonu: Değiştiğine dair tek işaret yok.
***
Bir küçük “çekişme” notu.
Türkiye gazetesi yazdı (20 Şubat 2014).
(“Özel Örgüt”e hep yakın bilinir.
Şimdi Erdoğan’ı destekliyor.)
Konu: 7 Şubat 2012 ifade krizi.
Savcılık, MİT Müsteşarı’nı ifadeye çağırmıştı.
Erdoğan narkoz altında.
Hakan Fidan, mecburen Gül’e danışmış.
O da, “git” demiş.
Çankaya, anında yalanladı.
Tam tersine: Uyarmış. “Sakın gitme.”
Yani: “Kardeşlik” ilişkisi böyle.
***
Şimdi üç sorun var.
Bir: İktidar koalisyonu kavgalı. Sonucu belirsiz.
İki: “Kardeşler” birbirine hiç güvenmiyor.
Üç: Türkiye’de ve dünyada kuvvet dengesi değişiyor.
Sonuç:
Uzun bir ara döneme girdik.
30 Mart’ta ilk aşama sonuçlanacak.
Sonraki aşamaları seçime bakarak konuşacağız.
***
Bir seçim notu:
Cuma akşamı bir seçim yemeğindeydik.
Ümit Ertaç Zileli’nin “başlangıc”ında.
İstanbul/Şişli belediye başkan adayı.
İşçi Partisi’nden.
Ümit dostumdur.
Bir hesap ettik. 30 yıla yaklaşmış.
***
Salona baktım.
Tanışmadıklarım çoğunluktaydı.
Göz dolduran isimler, simalar.
Bildiğimiz Şişli, temsilcileriyle oradaydı.
Ümit, papyonlu haliyle şıktı.
Şişli ve Ümit: Birbirlerine yakışıyorlar.