28 Mart 2024 Perşembe
İstanbul 21°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

‘Günahkâr’ olsak da Cumhuriyet’i yazacağız

Rıza Zelyut

Rıza Zelyut

Eski Yazar

Avukat Celal Ülgen, 7 Şubat 2016’da Oda TV’deki yazısında Yeni Cumhuriyet yönetimini şöyle tanımlamıştı: “Siz busunuz. Emperyalizmin Türkiye’ye biçtiği yeni donu giymeye hazırlanan bir ekipsiniz.”

Bazı dostlar, eski Cumhuriyet Gazetesi ile şu anki Cumhuriyet’in aynı olmadığını bir türlü kabullenmek istemeseler bile, Cumhuriyet’i ele geçirmiş bulunan bu avukat kliği, kaçak Savcı Zekeriya Öz ile aynı tarafa geçerek Ergenekon sanıklarını suçlayan ekiptir. Bunun ayrıntılarını arkadaşımız Hikmet Çiçek’in yazılarında bulabilirsiniz.

Cumhuriyet Gazetesi Vakfı’nı kanunsuz olarak ele geçiren ve içini boşaltan işte bu ekibe karşı Sayın Alev Coşkun dava açmıştır; sonuca ulaşmak üzere iken savcılık bu operasyonla araya girmiş; yapılan tutuklamalar, aslında hukuksuz Y-Cumhuriyet yönetimine dolaylı yoldan destek olmuştur.

CUMHURİYET KARŞITI CUMHURİYET’Çİ

Bizim eleştirimiz, burada odaklaşmış bulunan Cumhuriyet değerlerine savaş açanlara yöneliktir. Bunlardan birisi olan Nuray Mert, daha bir hafta önce, Cumhuriyet Bayramı’nı kutlamak için sokaklara inenlere, “Cumhuriyetçi azınlık mezardan ıslık çalarak geçti.” diye hakaret etmedi mi? Atatürk’ü hatırlatmak için zeybek oynayanlara, “İstediğiniz kadar zeybek oynayabilirsiniz, ama o artık bir ölüm dansı!” diye küfretmedi mi?

Cevap verin: Fesli cumhuriyet düşmanlarının, cüppeli tarikat şeyhlerinin söyledikleri ile bu Y-Cumhuriyet yazarının söyledikleri arasında fark var mı? Şu anki Cumhuriyet yönetimini destekleyenler işte bu Cumhuriyet ve Atatürk düşmanlarına desteğe gittiklerini ne zaman anlayacaklar?

FETÖ’NÜN PİSİKOLOJİK HARP ELEMANI

Diğer bir isim Aydın Engin: Fethullahçı istihbaratçıların örgütlediği Hrant Dink cinayetini, cumhuriyetçilerin üstüne yıkmak için uğraşmadı mı? AKP’nin ve FETÖ’nün Ergenekon gibi, Balyoz gibi hain tuzaklarının psikolojik propaganda elemanı gibi çalışmadı mı?

Bu psikolojik harp elemanı kişi, bu tavrını Cumhuriyet’e getirildikten sonra bile sürdürdü. Örneğin Suriye Lideri Beşşar Esad’a tıpkı IŞİD’li ağzı gibi bir ağızla iftiralar yağdırdı. Bu zat, tıpkı Erdoğan gibi Esad’ı Alevi olmakla suçluyor; AKP propoganda büro başkanı gibi şunları yazabiliyordu: “Suriye Baas’ı, toplumun sadece yüzde 12’sini oluşturan Nusayri Araplara dayanıyor. Suriye Baas’ı da tıpkı Irak Baas’ı gibi ülkeyi demir yumrukla yönetiyor. Siyasetin, ekonominin, hele hele ordunun tepelerinde ne Sünni Araplara, ne Kürtlere, ne Ermenilere yer var. Suriye’de Baas’a başkaldıranlar, “Suriye’nin Arap baharını” yaşamak için ayaklananlar Sünni Araplardı.”

Katil sürülerini Sünni Araplar diye meşrulaştıran bu politika, Amerikan derin devletinin politikasıdır. Bir yandan IŞİD’e karşı imiş gibi görüneceksin bir yandan da IŞİD ağzı ile propaganda yapacaksın...

GERÇEK CUMHURİYETÇİLER KONUŞMALI

Eğer Orhan Bursalı, Ataol Behramoğlu, Ali Sirmen, Şükran Soner, Işıl Özgentürk, Mine G. Kırıkkanat ve öbür Cumhuriyet’çiler, “Operasyon hükümetin işi!” diyerek ve sadece bu noktada durarak Cumhuriyet’e Vakıf Yönetimi üstünden yapılmış CIA operasyonunu görmezlerse büyük vebal altında kalırlar.

Oray Eğin 22 Kasım 2015 tarihindeki Sözcü’deki yazısında şu alıntıları aktarmıştı:

“Gazeteciler Yazarlar Vakfı’ndan Erkam Tufan Aytav anlatıyor: “Hikmet Çetinkaya’ya ‘Gülen Hareketi Türkiye için bir tehlike mi?’ diye sormuştum. ‘Hayır’ demişti. ‘Ben tehlike olarak görmüyorum’ demişti. Bir başka Cumhuriyet yazarı Leyla Tavşanoğlu da “Ben de görmüyorum” demişti.”

Söyleyin Y- Cumhuriyet yanlıları: Fethullah hareketini Türkiye için tehlike görmediğini söyleyen Hikmet Çetinkaya’nın yazdıklarını normal kabul ediyorsunuz da bizim Fethullahçılara arka çıkanlara karşı çıkmamızı niçin yanlış buluyorsunuz?

SONER YALÇIN!

Dün, Sözcü’de bu konuya ilişkin yazan Soner Yalçın, “Bizden değilse yıkılsın anlayışı doğru değildir. Nefrete yenilmeyiniz. Yoksa... Tarihin yüce mahkemesi karşısına basın cinayetine ortak günahkâr olarak çıkarsınız.” diyor.

Diyor da ta 100 sene öncelerinden bile söz ederken gazetenin Akın Atalay tarafından ne hale getirildiğine hiç dokunmuyor. Bizim gördüklerimizi o görmüyor mu? Elbette görüyor ama yazamıyor.

Sevgili Soner bilmelidir ki bizim mücadelemiz Kadri Gürsel’in yazılarını ve Musa Kart’ın karikatürlerini hedef almıyor. MIT Tırları haberi yüzünden Cumhuriyet’e Erdoğan’ın saldırısını 4 Haziran 2015 tarihli yazımda sert biçimde eleştirmiştim. Ama iktidarın yanlışı, Cumhuriyet’teki yanlışın üstünü örtmeli mi? Oradaki Cumhuriyet cinayetini nasıl kabul edeceğiz? Gazetedeki işgalcileri yollamak için, “Günahkâr” olmak pahasına bile eleştirilerimizi sürdüreceğiz.