19 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 15°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

1910 istikrazı ve İttihatçıların büyük savaşı

Fransa, Fransız sermayesinin Fransa ve müttefiki Rusya’ya karşı düşmanca politikayı beslemeyeceğine dair garantiler istedi. Öyle görünüyor ki Türk hükümeti, bu garantileri vermek zorunda değildi, bunun üzerine Fransa istikrazı onaylamayı net olarak reddetti

1910 istikrazı ve İttihatçıların büyük savaşı
A+ A-
KUNTAY GÜCÜM / TEORİ DERGİSİ GENEL YAYIN YÖNETMENİ

1910 yılı Temmuz ayında yaptıkları görüşmede Deutsche Bank Müdürü Gwinner, Osmanlı sefiri Osman Nizami Paşa’ya, İngilizlerin Osmanlı gümrük vergilerinin yüzde 4 attırılmasını, Bağdat demiryoluna kaynak yaratılmasını engellemek amacıyla kabul etmediklerini söyledi: “Siz gerekli gördüğünüz birliklerinizi hızla Bağdat’a sevk edebileceğiniz gün, o gün onlar için Mezopotamya’ya el koyma imkânı ortadan kalkacaktır.”(1) Ayrıca Fransız hükümeti İngilizlere söz vermişti; bazı garantileri almadan Paris’te yeni Osmanlı tahvili ihracına müsaade etmeyecekti. Gümrük vergisini arttıramaması nedeniyle bütçe açığını kapatacak kaynak bulamayan Babıâli, Avrupa’da borç para arıyordu. Sadrazam Hakkı Paşa ve Maliye Nazırı Cavid Bey Avrupa’ya gönderildi.

Cavid Bey, Credit Mobilier ve Bernard grubun da aralarında olduğu Fransız finans kuruluşlarıyla Ağustos ayı başında uzlaşma sağlandı.(2) Fakat tahvillerin kote edilmesi için Fransız hükümetine başvurulması gerekiyordu ve Fransa’nın, İngiltere’nin de zorlamasıyla, koşulları vardı.

1875’de Osmanlı hükümeti ile Osmanlı Bankası arasında imzalanan anlaşmayla bankaya hazinedarlık görevi ve bütçe denetim yetkisi verilmişti. Anlaşma hayata geçirilmemiş, bir yıl sonra yürürlükten kaldırılmıştı. Fakat konu hep gündemde kaldı. 1905’de bankaya, büyük güçlerin ısrarlı önerisiyle bu sefer Makedonya eyaletinde hazinedarlık görevi verildi. Aynı yıl Makedonya’da uluslararası mali denetim komisyonunu kurulmasıyla bu görev komisyona devredildi. Bankanın hazinedarlığının hemen sonrasında ortaya çıkan Makedonya mali denetim komisyonu, Sevr anlaşmasında öngörülen mali denetim komisyonuna örnek teşkil edecektir.(3)

FRANSA VE İNGİLTERE’NİN TALEPLERİ

1908’de Fransız maliyeci Charles Laurent mali sistemin düzenlenmesini yönetmek üzere ‘danışman’ sıfatıyla Osmanlı hükümeti hizmetinde göreve başladı. Laurent en çok bütçe denetimi üzerinde duruyordu. Denetim görevinin Osmanlı Bankası’na verilmesi görüşü tekrar ortaya çıktı. Öneri taslak haline getirilse de, muhtemelen meclisten geçirilemeyeceği düşünüldüğünden Meclis-i Mebusan’a sunulmadan rafa kaldırıldı.(4)

Fransız hükümeti yeni istikrazın kotasyonunu, benzer projeyi gündeme getirmek için fırsata dönüştürecektir.

Fransız hükümetinin kote için talepleri arasında, bütçe denetim yetkisi ve Osmanlı Bankası’na devletin veznedarlık görevinin verilmesiydi. Sayıştay’ın (Divan-ı Muhasebat) bütçe tahsisat ve denetim sistemine müdahale edilmiş olacaktı. Fransız Maliye Bakanı Cochery’nin ifadesiyle öneriler “Türk saymanlarına paralel bir saymanlık oluşturmaktan” ibaretti.

Hakkı Paşa talebin kabul edilmesinden yanaydı. İstanbul’a şu mesajı gönderdi: “Finansal açıdan müzakerelerin kesilmesi mevcut ihtiyaç için para bulmamızı engellemeyecekti; fakat koşullar çok daha ağır olacak ve gelecekte üzücü sonuçları olabilir. Genel nitelikte garanti kararname ile uygulanabilir ve Maliye Nazırımızın inisiyatifi üzerinde bizim açımızdan hiçbir onur sorunu yaratmaz.”(5)

Sadrazam iki gün sonra da, “Eğer kote bu bedelle elde edilebilirse kendimizi tebrik etmeliyiz” diyecek,(6) fakat İttihatçıların desteğiyle kurulan kabinenin Sadrazamı nazırlara bu görüşlerini kabul ettiremeyecektir.

NAZIRLAR: MALİ DENETİMİ TAHAYYÜL BİLE EDEMEYİZ!

Nazırların görüşü Hakkı Paşa’ya 13 Eylül’de gönderildi. Türkiye’de Sayıştay’ın, Fransa ve diğer ülkelerde bulunmayan kontrole sistemine tabi olduğu hatırlatılan görüşte, “Anılan kontrollerin üzerinde ve üst bir kontrolü tahayyül edemeyiz” deniliyor ve bütçe kontrolünden bağımsız olmak koşuluyla başka çözümü dikkate alıp inceleyebileceği söyleniyor. Nazırlara göre Fransız hükümetinin kote talebine vereceği resmi cevap, rezervsiz ve koşulsuz olmadığı sürece kabul edilemezdi: “Aksi durumda basit bir tavsiye bile yazılı bir cevapta bir tür mali denetim olarak yorumlanacak ve sonuç olarak kabul edilemez hale dönüşecektir.”(7)

Ekim ayında Paris’teki müzakerelere Ermeni işadamı Gulbenkyan da dahil olduğu halde, İttihat ve Terakki destekli hükümetin kabul edebileceği çözüm ortaya çıkmadı. Fransız tarafı ve özellikle Maliye Bakanı Cochery etkin denetim sisteminin kurulmasında ısrar ediyor, sadece tüm evrakları inceleme yetkisine sahip Fransız danışmanların amacı gerçekleştirmede yetersiz kalacağında ısrar ediyordu.

Aslında Londra, baştan itibaren sürecin parçasıydı. Hatta istikraza katılmak isteyen ve Doğu’da iş yapan Türkiye Milli Bankası kurucusu Ernest Cassel gibi bankerler hükümet tarafından engellenmiştir. İngiltere’nin operasyondaki konumunu en iyi anlamamızı sağlayacak belge, 18 Kasım’da Cevad imzasıyla İstanbul’a gönderilen gizli ibareli yazıdır: “Bugün doğrulanmıştır ki, bu garantilerin varlık nedeni, Osmanlı Bankası’nın entrikaları dışında, sadece Paris ve Londra’da bizim savaşçı heveslerimiz olduğu inancıdır.”(8)

Fransız-İngiliz tarafının talepleri karşısında Babıâli Kasım ayında Deutsche Bank ile anlaştı ve istikrazı Deutsche Bank önderliğindeki Alman-Avusturya ortaklığı üstlendi. Reşid Paşa’nın şu cümleleri İstanbul hükümetinin neden merkez devletleri cephesine yaklaşmak zorunda kaldığının anlaşılmasına yardımcı olabilir: “Laender Bank, her şeyden önce prensip olarak Türkiye’nin, Fransa ile müzakereler sonuca ulaşmazsa kesin olarak kendi müdahalesine güvenebileceğini garanti ediyor. Bu müdahale hiçbir kontrol koşuluna bağlı olmayacaktır.”(9)

Muhtemelen Londra’dan İstanbul’a gönderilen çeviri metinde durum tespiti yapılmıştır: “Fransa, Fransız sermayesinin Fransa ve müttefiki Rusya’ya karşı düşmanca politikayı beslemeyeceğine dair garantiler istedi. Öyle görünüyor ki Türk hükümeti, bu garantileri vermek zorunda değildi, bunun üzerine Fransa istikrazı onaylamayı net olarak reddetti.”(10) Devamında Fransa’nın İttihat ve Terakki Cemiyeti’nden çekindiğinden Türkiye’ye para transfer etmek istemediği söyleniyor ve yaşananların temeldeki nedeni özetleniyor:

“Herkes tarafından bilinmektedir ki; Jeune Turc partisinin en etkili ve en göze çarpan şahsiyetleri arasında, milli onuru tatmin edecek ve yeni sistemi konsolide edecek bir savaşı bekleyecek ve coşkuyla selamlayacak olanlar var.”

İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin Büyük Savaş politikaları, daha 1910’da finans piyasalarını yönlendirmeye başlamıştı.

DİPNOTLAR:

(1) 09 Temmuz 1910, Osman Nizami Paşa’dan Rıfat Paşa’ya, Cumhurbaşkanlığı Osmanlı Arşivi (COA) HR İD 209/25/1.
(2) 06 Ağustos 1910, Cavid Bey’den Hakkı Paşa’ya, COA HR İD 209/26/1.
(3) Osman Olcay, Sevres Andlaşmasına Doğru (Çeşitli Konferans ve Toplantıların Tutanakları ve Bunlara İlişkin Belgeler), Ankara, 1981, Ankara Üniversitesi SBF Yayınları, s. 8.
(4) André Autheman, Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Osmanlı Bankası, Bank-ı Osmanî-i Şahane, İstanbul, 2002, Osmanlı Bankası Arşiv ve Araştırma Merkezi, s.205.
(5) 10 Eylül 1910, Rıfat Paşa’dan Hakkı Paşa’ya, COA HR İD 209/30/2.
(6) 12 Eylül 1910, Hakkı Paşa’dan Rıfat Paşa’ya, COA HR İD 209/32/1.
(7) 13 Eylül 1910, Rıfat Paşa’dan Hakkı Paşa’ya, COA HR İD 209/32/3.
(8) COA HR İD 209/63/1.
(9) 15 Ekim 1910, Reşid Paşa’dan Rıfat Paşa’ya, COA HR İD 209/50/1.
(10) COA HR İD 209/68/2-3-4.
Son Dakika Haberleri