2 bin imza meclise verildi! Berlin'de Türkçe yasaklarına tepki büyüyor... 'Çocuklarımızın geleceğiyle oynamayın'
Berlin’in Charlottenburg-Wilmersdorf ilçesinde yerel yönetimin aldığı kararla Türkçe derslerinin kaldırılması, başta Türk veliler olmak üzere geniş çevrelerin tepkisine yol açtı. Türk veliler imza kampanyası başlattı. Toplanan 2 bin imza ve dilekçe Belediye meclisine sunuldu.


Berlin’de Charlottenburg-Wilmersdorf ilçesinde yerel yönetimin Türkçe derslerini kaldırması Türk toplumunu kızdırdı. Dernekler ve veliler, derslerin geri getirilmesi için imza kampanyası başlattı. Kısa sürede 2.000 imza toplandı.
Toplanan imzalar, Wilmersdorf-Charlottenburg Yerel Meclisi’ne sunularak yetkililerden konuyu yeniden değerlendirmeleri istendi.
Türk derneklerinin yöneticileri ve veliler 15 Mayıs’ta Belediye Meclisi toplantısına katılarak taleplerini dile getirdi. Meclis toplantısında, Türkçe derslerinin önemi vurgulandı. "Anadil, çocukların kimlik gelişimi ve akademik başarısı için kritiktir. Siyasi gerekçeler öne sürülerek çocuklarımızın geleceğiyle oynanamaz. Bu karar, sadece eğitim değil aynı zamanda kimlik hakkımıza da müdahaledir " denilen konuşmalarda, kararın gözden geçirilmesi talep edildi.
Yerel meclis gündemine getirilen sorunun Başkonsolosluk ve yerel yönetim arasındaki görüşmelerle ve ders talebine göre yeniden ele alınacağı açıklandı. Türk dernekleri ve veliler konunun takipçisiyiz çocuklarımızın anadilini öğrenme hakkını geri alacağız, bu konuda kararlıyız açıklaması yaptı.
Bu yılın başında Berlin'in bir başka ilçesi Schöneberg-Tempelhof’da, 256 Türk öğrenciye verilen Türkçe ve Türk Kültürü (TTK) derslerinin, bazı engellemeler nedeniyle 31 Ocak 2025'ten itibaren yapılamayacağı bildirilmişti.
Türkiye'nin Berlin Büyükelçiliği Eğitim Müşaviri Prof. Dr. Metin Aksoy, Almanya’da yaşayan Türk veya Türk kökenli öğrencilere, Türkçe ve Türk Kültürü dersleri verilmesinin yasal bir hak olduğuna dikkat çekti. Aksoy, "Buradaki vatandaşlarımız için eğitim her şeyin üzerindedir. Köken dili derslerine ulaşmak, en temel insan haklarından biridir” değerlendirmesinde bulundu.
KORİDORDA TÜRKÇE DERSİ
Türkçe dersi ile ilgili bazen okul müdürlerinin, bazen de belediyelerin farklı zorluklar yaşattığı bazı belediyelerin sınıf kullanımı için kira talep ettiği veya öğretmenlerin bürokratik engellerle yıldırılmaya çalışıldığı biliniyor. Sınıf tahsis edilmediği durumlarda, derslerin koridorlarda yapıldığı belirtiliyor. Berlin'de MEB öğretmenleri tarafından 38 devlet okulunda ve sivil toplum kuruluşlarına ait 27 yerde, yaklaşık 2 bin 250 öğrenciye Türkçe ve Türk Kültürü dersleri veriliyor.

ALMANYA’DA TÜRKÇE YASAL HAK!
Göçmenlerin durumunu belirleyen Avrupa Birliği anlaşmasının 15. maddesiyle göçmen işçi çocukları için açılacak dersler antlaşma taraflarınca garanti altına alındı. Almanya ve Türkiye arasında var olan antlaşmaya göre, Türkçe ve Türk Kültürü Dersi (TTK) bir kısmının Alman yetkililer tarafından, bir kısmının ise MEB tarafından atanmasına karar verilmişti.
ÖĞRENCİNİN BAŞARISINI ANADİLİ BELİRLİYOR
Araştırmaya göre eğer öğrenciler, Türkçe dersi alıp Türkçeyi akıcı seviyede konuşabilirlerse, Almanca ve Türkçeyi aynı seviyede öğrenip kullanabiliyor (Äquilinguismus). Öğrencilerin Türkçe derslerine girmemeleri durumunda, öğrencilerde “yarı dillilik” (semilingualismus) gelişme ihtimali söz konusu.
Son dönemlerde yapılan bilimsel çalışmaların da gösterdiği üzere, anadilini sağlam öğrenen ve çift dilli yetişen çocuklar eğitim ve iş hayatlarında daha başarılı olmakta; bunun yanı sıra, özgüveni yüksek bireyler olarak kimlik sorunları yaşamamaktadır.
Çocuklarımız anadilleri Türkçeyi ilk olarak ailede öğrenseler de bu yeterli değil. Türkçeye tüm zenginliğiyle hâkim olabilmek için bu öğrenme sürecinin mutlaka profesyonel ve etkileşimli bir ortamda pekiştirilmesi, yani okulda Türkçe dersleri alınması gerekiyor.

SAĞLIKLI BİR KİMLİK OLUŞTURMAK GEREKİYOR
Araştırmalar, Almanya’da doğup büyüyen ve eğitim gören çocukların, sağlıklı bir kimlik oluşturabilmeleri adına ana dil ve kültürlerini doğru öğrenmelerinin; aile, okul, öğretmen ve çevreleri ile olan ilişkilerini de sağlamlaştırdığını gösteriyor. Anadilini iyi bilen öğrencilerin, ikinci dil olarak Almancayı daha iyi öğreneceğini, dolayısıyla “iki dilli” (bilingual) yetişen bireylerin topluma aidiyet hissinin daha iyi olacağı ifade ediliyor.
ALMAN YETKİLİLER ENGEL ÇIKARIYOR
Alman yetkililerinin açık bir biçimde olmasa da TTK derslerine karşı olumsuz tutumlarının, MEB tarafından görevlendirilen öğretmenlere dair çeşitli sorunları beraberinde getirdiği belirtiliyor. Görevlendirilen öğretmenlerin gerek bürokratik ve toplumsal açıdan gerekse çalıştıkları iş ortamı ile alakalı sorunlarla karşılaştığı görülüyor.
TÜRKÇE DERSLERİNE YER VERİLMİYOR
Örneğin Hessen Eyaletinde Ukraynalı göçmenlere yönelik sınıflar açılıyor, Arapça, Çince, Portekizce “dünya dili” olarak görülüp okul programlarına alınırken, Türkçe dersine yer verilmiyor. Bavyera Eyaletinde de ilk ve ortaokullarda Türkçe dersine yer verilmezken, liselerde pek fazla işlevi olmayan seçmeli yabancı dil Türkçe dersi açılıyor. Türkçenin ilkokuldan üniversite düzeyine kadar resmi okul sistemi içinde “köken dili”, “ana dili”, “ana dili takviye dersi” veya “ikinci/üçüncü seçmeli yabancı dil” olarak açılması ve sürdürülebilir olması gerekiyor. Türkçe dersleri yerel yönetimler ile sivil toplum kuruluşlarının (Veli ve öğretmen dernekleri/feredasyonları vd) işbirliği ile yerinde alınacak tedbirlerle çözüme kavuşturulmayı bekliyor.
TÜRKÇE ÖĞRETMENLERİ DERNEKLERİ TANIMIYOR
Almanya’da Türk toplumunu temsil eden birçok çatı kuruluş ve sivil toplum kuruluşu var. Bu dernekler, camiler, yurtlar, enstitü ve ders olanakları ile uzun zamandır Avrupa’da yaşayan Müslüman ve Türklerin sorunlarına çare olmaya, Alman yetkililerle yeni iletişim ağları kurmaya çaba sarf ediyor. TTK öğretmenleri ile Türk derneklerinin ilişkilerine bakıldığında ise sağlıklı bir iletişimden bahsetmek pek de mümkün değil. Araştırmalara göre öğretmenlerin yüzde 59,12’si bu tür oluşumları bilmediklerini ifade ediyorlar.