26 Ocak Medyanın Halleri
26 Ocak Medyanın Halleri... Köşe yazarlarının gündemi ne? Gazetelerde neler var? Köşe yazılarında öne çıkanlar neler?

YANGINLA MÜCADELENİN DENETİM BOYUTUNUN TÜMDEN GÖZDEN GEÇİRİLMESİ GEREKİYOR
SEDAT ERGİN/ HÜRRİYET
2007 yönetmeliğinin ilk halinde önce “belediye itfaiye teşkilatının onayı” aranırken, 2012 değişikliğiyle birlikte bu kez “ruhsat vermeye yetkili merciler”e görev veriliyor.
Peki “ruhsat vermeye yetkili merciler” kim?
Büyükşehirlerde gerek ‘inşaat ruhsatı’ gerek inşaat tamamlandıktan sonra ‘yapı kullanım ruhsatı’ vermeye yetkili merciler ilçe belediyeleri. Yönetmelik bu şekilde değiştirildiğinde, bu durumda yangın planlarına onay verecek makam ilçe belediyeleri oluyor.
Çelişkili bir durum var burada. Şöyle ki, büyükşehirlerde ilçe belediyelerinin itfaiye teşkilatı bulunmuyor. İtfaiye hizmetleri, büyükşehir belediyelerinin yetkilerine ilişkin yasal mevzuatta büyükşehirlere bırakılmış.
O zaman, itfaiye teşkilatları bulunmayan ilçe belediyeleri, uzmanlıkları olmayan bir alanda onay vermek durumuna giriyor.
Uygulamaya bakıldığında, birçok ilçe belediyesinin bu gibi durumlarda büyükşehir itfaiye müdürlüklerinden görüş aldığını, ancak önemli bir bölümünün de almadığı anlaşılıyor. Büyükşehir ve ilçe belediyelerinin farklı partilerde olduğu durumların, işbirliğini güçleştiren bir mesele olarak belirdiği söylenebilir.
Anlattığımız durum Türkiye’deki 30 büyükşehri ilgilendiriyor. Buna karşılık, büyükşehir statüsünde olmayan 51 ilimiz var. İllerde ise oldukça farklı bir durum var.
İllerde merkezdeki belediyenin yetki alanı il merkezi ve ona mücavir alanlarla sınırlı. Keza il içindeki ilçe belediyeleri açısından da benzer bir durumdan söz edilebilir.
Ancak illerde, hem merkez belediyesi hem de il sınırları içindeki ilçe belediyelerinin ve bunların mücavir bölgelerinin dışında kalan alanlar da var. İşte illerde belediyelerin yetki, sorumluluk bölgeleri dışındaki bu sahalardaki yapılar söz konusu olduğunda, valiliklere bağlı il özel idarelerinin yetki alanına giriyoruz.
Kartalkaya’daki facianın yaşandığı yer işte böyle bir alanda yer alıyor.
Gelgelelim Kartalkaya’da yangının çıktığı otel ‘turizm işletme belgesi’ne sahip bir tesis olduğundan aynı zamanda Turizm Bakanlığı’nın da yetki alanına giriyor.
İşin bu kısmında yangın önlemlerinin denetimi tartışmasına bir de 1983 yılında çıkartılan ancak 2006 yılında bir dizi değişlik yapılarak güncellenen “Turizm Yatırım, İşletme ve Kuruluşlarının Denetimi Hakkında Yönetmelik” (No: 83/6181) dahil oluyor.
Bu yönetmeliğin ikinci maddesinde, yönetmeliğin “İnsan sağlığı ile can ve mal güvenliği de dahil olmak üzere belgeli turizm yatırım ve işletmelerinin ... denetlenmesine ilişkin hükümleri kapsadığı” belirtiliyor.
Bu yönetmelikte de Turizm Bakanlığı’nın kontrolörleri ya da bakan görev verirse bakanlık müfettişlerine rol veriliyor. Ayrıca özel uzmanlık gerektiren konularda faaliyet gösteren gerçek veya tüzel kişilerden de yararlanılabileceği kaydediliyor.
Yönetmeliğin 22’nci maddesinde denetimin “İnsan ve çevre sağlığı ile mal ve can güvenliğinin sağlanmasına, müşterinin haklarının korunmasına yönelik tedbirler incelenir” deniliyor.
Buna ek olarak, bir de Kartalkaya’daki otelle ilgili tartışmalar çerçevesinde de gündeme gelen, 2019 yılında çıkarılmış “Turizm Tesislerinin Niteliklerine İlişkin Yönetmelik” söz konusu. (…) Her halükarda, önümüzdeki dönemde yangınla mücadele alanındaki bütün mevzuatın, özellikle denetime ilişkin kısımların itfaiye teşkilatlarının rolünü ön planda tutan bir anlayışla yeniden gözden geçirilmesi ihtiyacı bariz bir şekilde karşımıza çıkıyor.
BU TRAJEDİ, KAMUYU YENİDEN YAPILANDIRMALIDIR!
OKAN MÜDERRİSOĞLU/ SABAH
Yapısal değişiklikler hayata geçinceye kadar atılması zaruri adımlar da vardır. Bu aşamada tüm kurumların birbirleri ile ilişkilerindeki yetki çatışması sahaları masaya yatırılmalı, mevzuatta belirsizlik yaratan gri alanlar giderilmeli, her kurumun kendi personeli içinde ve diğer kurumlarla ilişkilerinde mutlak manada izleyeceği prosedürler güncellenmeli, kişisel tercihe, takdire bırakılan saha daraltılmalıdır.
Son olayda görüldüğü gibi... Turizmi Teşvik Bölgesi-Turizm Bakanlığı, İl Özel İdaresi-Belediye-İtfaiye, Şehir-Büyükşehir-Mücavir Alan... Yığınla kurum, yığınla yetki, yığınla mevzuat var. Olmayan ne? Basiret, feraset, denetim, kurumsal farkındalık... Olan ne? Sorumluluktan kaçış, top dolaştırma, ahbap çavuş ilişkisi! Netice göz göre göre yitip giden canlar, devlet-millet bağındaki zayıflamalar! O halde, denetleyen de denetlenmeli ve yaptırımı ağırlaştırılmalıdır!