20 Nisan 2024 Cumartesi
İstanbul 14°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

28 Temmuz Medyanın Halleri

28 Temmuz Medyanın Halleri
A+ A-
BEYHAN KORKMAN

'HER ŞEYİ AK PARTİ'YE YARADI/YARAMADI ENDEKSİNE BAĞLAYANLAR KOL GEZİYOR'

SALİH TUNA

NTV'nin eski haber sunucusu Banu Güven, Deutsche Welle'deki yazısında bu başarıyı, "AKP'ye bayram hediyesi" tesmiye etmiş!.. Dikkatli olmasını öneririm. Zira her şeyi AK Parti'ye yaradı / yaramadı endeksine bağlayanlar kol geziyor. Söz konusu yazısında, AK Parti'nin en azından "mülteciler politikasını" zımnen de olsa arkalamakla, kendisinin de bir "hediye" verdiğini söylemekte hiç de güçlük çekmezler. Çünkü Suriyeli ve Afganistanlı sığınmacılara veya mültecilere düşmanlık yapanlara muhalefeti de kapsayacak şekilde karşı çıkıyor. Kılıçdaroğlu'nun bu konudaki popülist tavrını da eleştiriyor!.. Hemencecik "Alman medyasında yazıyor ya ondandır" demeyin.

Bu konuda tutarlı. AB ülkelerinin sığınmacıları Türkiye'ye hapsetme politikasına lafını sakınmıyor. Lakin ne oluyor, nasıl oluyorsa...

Sığınmacılara en şedit şekilde karşı çıkan Meral Hanım'ın İYİ Parti'sinden, sığınmacıları ötekileştirmeyen Banu Güven'e kadar bir oluyor, birlik oluyor, Erdoğan nefretinde adeta yarışıyorlar. Tıpkı "mandacı medyaya" karşı çıktığını iddia eden Soner Yalçın ile "mandacı" Ruşen Çakır'ın Erdoğan düşmanlığında örtüştüğü gibi. Sanki gizli bir el bu nefret paydasını dizayn ediyormuş gibi.

'HER HADİSEYE LAİK-İSLAMCI GÖZÜYLE BAKIYORLAR'

HİLAL KAPLAN

En alakasız hadiseyi bile sadece "Laik-İslamcı" at gözlüğü ile görmeye, darbenin ardındaki Birleşik Arap Emirlikleri ve Fransa etkisini perdelemeye kalktılar.

Ama şu nokta artık netleşmiş olmalı: Fondaşlara göre herhangi bir oluşumun veya partinin isminin başına "İslamcı" koydunuz mu, yapılan tüm hukuksuzluklar temize çekilmiş olur. O "İslamcı" partiye oy verenler "halk" değildir ama seçilmişe darbe yapılmasını kutlayan "halk"tır. Demokrasi diye kafa ütülediklerine bakmayın; demokrasiyi de işlerine gelince kullanılmış mendil gibi çöpe atacaklardır. Seçilmişlerin atadıklarını "kayyum" diye aşağılayan, Kandil'in atadıklarına demokrasi diyerek sahip çıkan bu zihniyeti iyi tanıyın.

DAVUTOĞLU: İŞ BİRLİĞİ YAPMAYA HAZIRIM

ALİ SAYDAM

Spiegel: Erdoğan’ı devirmek için sosyal demokratlar ve Kürt yanlısı HDP ile iş birliği yapmaya hazır mısınız?

Davutoğlu: Benim hedefim Erdoğan’ı devirmek değil, Türkiye’de demokrasiyi yeniden hayata geçirmek. Bu ülkede fikir özgürlüğü, hukuk devleti, güçler ayrımı gibi konuları hayata geçirmek için çeşitli partilerle iş birliği yapmaya evet hazırım.

Spiegel: Yani, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı İmamoğlu’nu muhalefetin ortak Cumhurbaşkanı adayı olarak desteklersiniz…

Davutoğlu: Esas olarak benim için üç tür iş birliği var: Diyalog, proje bazında iş birliği, koalisyon. Bu aşamada tek tek isimler üzerinde durmaya gerek yok. İsimlerle seçim günü belli olduğu zaman konuşulabilir.

KARAR YAZARI FONLANMANIN ADINI KOYDU: YASAL BAĞIŞ ALAN ELEŞTİREL MEDYA

AKİF BEKİ

İktidar propagandası, Amerikan Chrest Vakfından yasal bağış alan eleştirel mecralara bir kulp taktı: Fondaş medya! Ama yabancı fondan yararlanmayı, sadece yararlanan muhalifse sorun ediyorlar. Başdanışman Mehmet Uçum’la Can Paker gibi isimlerin STK’ları, aynı fondan yararlanmış. Ruşen Çakır’ın Medyascope’undan önce de yararlanmış, 2016’da aynı tarihlerde de. Onların, iktidar destekli projelerine yüz binlerce dolar yardım alan PODEM’i, TESEV’i niye fondaş değil? Yabancı fondan bağış almanın hükmü, alanın kimliğine göre değişiyor. Kimine meşru, kimine gayrimeşru... Oysa gayrimeşru ve karanlık gibi gösterdikleri para ilişkisi tamamen yasal, kayıtlı ve devletin denetimine tabi. Chrest Vakfının, 20 yılda farklı kuruluşlara açıktan 5 milyon dolar dağıtmasını büyük dert edindiler. Fakat ifşa edilen onlarca, yüzlerce milyonluk kara para ilişkilerini hiç dert etmiyorlar.

GAZETECİ DEĞİL ELEMANLAR!

TURGAY GÜLER

Yıllarca ana akım medyada boy gösterdiler. Bu sayede 'yalancı' bir meşruiyet kazandılar. Sözde meşruiyet. Batılı meslek kuruluşları periyodik aralıklarla bunları taltif etti. Ödül verdi. Böylece Türkiye kamuoyunu bunların 'başarılı' birer gazeteci olduğuna inandırdı. Oysa bu arkadaşlar bırakın başarıyı, gazeteci bile değillerdi. Gazetecilik kisvesi altında Türkiye'de bozgunculuk yapan hadi daha açık ifade edelim beşinci kol faaliyeti yürüten birer kullanışlı elemandı! Elemanlıkları devam ediyor.Geçenlerde bunlardan biri 'beşinci kol faaliyeti' yakıştırmasına bozulmuş, asıp kesiyordu. Be ey gafil! Sezgin Baran Korkmaz'ın beslediği gazetecilere gösterdiğin tepkinin binde birini bu rezil fondaşlara niçin göstermiyorsun? Gösteremez! Gösterdiği anda ipini çekerler biliyor.Alayı kenetlenmiş 'ne var bunda' türküsü çığırıyor. Bu sayede biz de korodakileri tanımış oluyoruz. Gelelim şimdi can alıcı o soruya! Bu fondaşlar aldıkları çuval çuval para karşılığında ne yapıyorlar? PKK'yı meşrulaştırmaya çalışıyorlar. KHK'lıları aklamaya çalışıyorlar. Ülkede siyasi çatışma zemini pişiriyorlar.

KONUTTA SATIŞLAR ARTIYOR SAHİPLİK ORANI DÜŞÜYOR!

ABDURRAHMAN YILDIRIM

Düşen faiz oranlarıyla konut alanların çoğunun oturmak değil, kiraya verme amaçlı olduğunu Türkiye’de konut sahiplik oranının düşmesinden çıkartıyoruz. Konut satışları artarken, hatta aylık ve yıllık bazda satış rekoru kırarken, konut sahiplik oranı aynı şekilde artmadı, hatta 2000’li yılların en düşük oranına geriledi. -TÜİK verilerine göre ve bitişikte yer alan grafikten izlenebileceği gibi, uzun yıllar ortalama yüzde 59-61 bandında seyreden hanehalkı konut sahipliği 2020 itibariyle yüzde 57.80’e geriledi. Oran zaten yüksek değildi, dünyadaki sıralamamız 40 ve üstünde seyrediyor. Avrupa’nın ortalamasının da 10 puan gerisindeyiz. Son geldiğimiz yer ise daha düşük bir konut sahipliği. Konut satışları rekorda ama konut sahipliğinin dipte olması, alıcıların ikinci, üçüncü evini aldığını gösterir.

28 Temmuz Medyanın Halleri - Resim: 1

Son Dakika Haberleri