18 Nisan 2024 Perşembe
İstanbul 15°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

ABD, dünyada istikrar istemiyor

İsmet Özçelik

İsmet Özçelik

Gazete Yazarı

A+ A-

İşgal öncesi Irak…

ABD istikrarı bozmak için her yolu denedi.

10 yıldan fazla süren ambargo…

Halkın ayaklanmasını bekledi, olmadı.

Bütün bunlar ABD’yi çıldırttı.

Peş peşe yalanlar piyasaya sürdü.

Kimyasal silahı gündeme getirdi.

Arkasından da fiilen işgal etti.

Bir milyondan fazla Müslümanı öldürdü.

Binlerce kadına tecavüz edildi.

Demokrasi, özgürlük, istikrar vadetmişti.

İstikrarsızlık götürdü.

HİÇ ACIMADI

İşgal sonrası ortalık toz dumandı.

Halk yavaş yavaş toparlanmaya başladı.

ABD’nin huzur getirmeyeceğini anlamışlardı.

Şii, Sünni Iraklılar ABD’ye karşı birleşmişlerdi.

Bağdat’ta cuma namazı sonrası,

Hanif Cami’den çıkan Sünniler,

Kazimiye Camisinden çıkan Şiilerle kol kola girip,

Amerika’yı protesto etmeye başladılar.

Amerika panikledi.

Bu işin sonu kötüye gidecekti.

Cami bombalamaları başladı.

Bir gün Şiilerin gittiği camide, ertesi gün Sünnilerin gittiği camide bombalar patlatıldı.

Sünniler, Şiiler birbirine karşı kışkırtıldı.

Binlerce Iraklı öldü.

İntihar saldırısı dendi, geçti.

ABD’nin kendisini gizlemesinin yöntemi buydu.

Masum insanlara, hiç acımadılar.

TAŞLAR OYNADI

Şimdi Afganistan’da benzer şeyler yaşanıyor.

Afganistan yenilgisi taşları yerinden oynattı.

Dünya artık yeni bir döneme girdi.

Tetikleme etkisi olacak.

ABD için zor günlerin habercisi.

Washington’dan yapılan açıklamalar,

ABD’nin ne kadar çaresiz olduğunun göstergesi.

BOMBALAR KİMİN İŞİ

Patlatılan bombalar kimin işi.

İsterseniz sonuçtan bakalım.

Taliban yönetimi sıkıntı istemiyor.

Bölge ülkeleri Çin, Rusya, Pakistan, Tacikistan, Özbekistan, … da istikrardan yana.

Nitekim Kabil düştükten sonra ortalık sakindi.

Bölgeye giden gazeteciler bile şaşkındı.

Havaalanı çevresinde,

Amerikalıların yarattığı kargaşa dışında sorun yoktu.

Dünya da Taliban’ı tartışmaya başladı.

Herkes yeni duruma göre pozisyon belirliyordu.

NATO bölündü.

AB’den farklı sesler çıkmaya başladı.

Almanya Başbakanı Merkel,

Federal Meclis’te “Taliban gerçeğini kabul edelim, görüşmeliyiz” dedi.

ABD bu durumdan çok rahatsızdı.

BOMBALAR ÖNCESİ

ABD istihbarat alıyor.

Saldırı olacağı konusunda uyarıyor.

Ama nedense önlem almıyor veya alamıyor.

Sonra da bombalar patlıyor.

Daha önceleri de sık karşılaştığımız bir durum.

Kabil’deki istikrar bir anda tersine döndü.

IŞİD üstlendi.

ABD yine istikrarsızlığa oynadı.

BİDEN ve PENTEGON

Perşembe akşamı bombalar patlarken,

ABD Merkez Kuvvetler Komutanı McKenzie gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Zavallı bir hali vardı.

Bütün hedef kaçıştı.

Sık sık Taliban’la işbirliği yaptıklarını anlattı.

ABD askerlerini kaçırmak için,

Taliban’a muhtaç kalmışlardı.

Açıklamalarını;

“ABD Taliban’la ilişkiye geçmek istiyor.

Taliban’ı Asya ülkelerine bırakmak istemiyor” şeklinde yorumlayanlar da oldu.

Arkasından ABD Başkanı Biden basın toplantısı yaptı.

Onun durumu da McKenzie’den farksızdı.

“Cezasız kalmayacak” dese de son cümlesi her şeyi özetliyordu:

“Afganistan’dan çekilme zamanı geldi.”

ABD’YE GİTME MESAJI MI?

Olay henüz çok yeni.

Bu nedenle farklı görüşler var.

İngiltere’nin “çekilmeyelim” çağrılarına,

ABD’deki “savaşçı” ekibin faaliyetlerine,

IŞID’le doğrudan bağlarına vurgu yapılıyor.

“Biden çok zor durumda kaldı.

ABD’de yaşanan iç çatışmanın bir sonucu mu?” sorusuna yanıt aranıyor.

ABD ile birlikte çalışan örgütlerin, “Bizi bırakıp gidemezsin mesajı” iddiaları da konuşuluyor.

Hepsinin haklılık payı olabilir.

Yakında her şey anlaşılır.

Ama net olan bir şey var:

“ABD, ABD dünyada istikrar istemiyor.”

YARIN: IŞİD’ı kim kurdu, kim silahlandırdı?