Yandex
16 Mayıs 2025 Cuma
İstanbul 20°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

ABD’li vekillerden Trump’a Türkiye’yi şikayet mektubu

ABD'de hem Cumhuriyetçi hem de Demokrat Parti’den bir araya gelen milletvekilleri, Başkan Donald Trump’a bir mektup yazarak Türkiye’yi şikâyet etti. Mektupta Trump’tan bir açıklama yaparak doğrudan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ve Türkiye’yi uyarması istendi

ABD’li vekillerden Trump’a Türkiye’yi şikayet mektubu
HABER MERKEZİ

ABD’de iki partiden bir araya gelen geniş bir milletvekili koalisyonu, Türkiye’yi Trump’a şikayet etti. ABD’li vekillerin Trump’a gönderdiği mektupta, Ankara'nın tutumunun NATO'nun bütünlüğünü tehdit ettiği, Doğu Akdeniz'de bölgesel istikrarı baltaladığı ve ABD'nin temel çıkarları, müttefikleri ve değerleriyle doğrudan çeliştiği belirtildi.

Mektupta, ABD tarafından tedarik edilen F-16'lar da dahil olmak üzere Türk savaş uçaklarının Yunan hava sahasını sürekli ihlal ettiği, Türk Donanması’nın da Yunan karasularına defalarca girdiği iddia edildi. Türkiye'nin F-35 savaş uçağı programına yeniden kabul edilmesine de şiddetle karşı çıkılırken, “S-400‘ler dururken F-35’ler olmaz! Bu karardan dönülmesi, bölgesel askeri dengeyi ve NATO güvenliğini tehlikeye atar.” denildi.

Mektupta ayrıca Türkiye'nin “Mavi Vatan” doktrini kapsamındaki denizcilik iddialarının saldırgan olduğu, Kıbrıs yakınlarındaki doğal gaz yataklarındaki hak iddiaları ile Libya ile yapılan deniz yetki alanları anlaşmasının uluslararası hukuka uymadığı, bunların da Türkiye’nin bölgesel hakimiyet kurma ve komşu devletlerin egemenliğine meydan okuma çabalarının bir parçası olduğu savunuldu. Milletvekilleri, bu tür eylemlerin Erdoğan'ın “revizyonist ve neo-Osmanlıcı hırslarından” kaynaklandığını iddia etti.

ABD’li vekiller ayrıca Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Hamas'ı bir “kurtuluş hareketi” olarak nitelendirmesini de kınadı. Türkiye'nin üst düzey Hamas liderleri için güvenli bir sığınak haline geldiği, Erdoğan Hükûmeti’nin İsrail ile tüm ticareti askıya aldığı, NATO-İsrail işbirliğini engellediği, daha fazla şiddet çağrısı yaptığı ve antisemitik söylemlerde bulunduğu ileri sürüldü. Milletvekilleri, bu eylemleri “son derece rahatsız edici” ve ABD'nin değerleri ve bölgedeki stratejik ortaklıklarıyla bağdaşmaz olarak niteledi.

ABD’li vekillerden Trump’a Türkiye’yi şikayet mektubu - Resim : 1

İMAMOĞLU’NA ÖZEL ATIF

Türkiye’nin iç işlerine de karışan ABD’li vekiller, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile diğer “siyasi muhaliflerin” tutuklanmasına atıf yaparak, ülkede kitlesel baskıların arttığını, Türkiye'deki demokratik kurumların erozyona uğratıldığını ileri sürdü. Milletvekilleri, muhalefeti susturmak için terörle mücadele ve dezenformasyon yasalarının giderek daha fazla kullanıldığını, barışçıl toplantıların kısıtlandığını ve özellikle kadınlar, azınlıklar ve engelli bireylere yönelik yaygın insan hakları ihlalleri yaşandığını iddia etti.

Türkiye'nin küresel otoriter güçlerle yakınlaşmasından da endişe duyulduğu belirtilen mektupta, “Erdoğan, BRICS gibi Batı karşıtı ittifaklara katılmaya ilgi duyuyor. Aynı zamanda Rusya ile işbirliğini derinleştiriyor. Suriye'deki İslamcı grupları destekliyor ve Sudan ve Irak Kürdistanı gibi bölgelerdeki istikrarsızlığa katkıda bulunuyor.” denildi.

Türkiye'nin NATO içinde güçlü ve güvenilir bir müttefik olmasının ABD'nin çıkarına olduğu belirtilirken, “Ancak Erdoğan, kişisel ve siyasi gündeminin ABD'nin değerleri ve stratejik çıkarlarıyla giderek daha fazla uyumsuzlaştığını defalarca göstermiştir.” ifadeleri kullanıldı.

‘ERDOĞAN’LA YÜZLEŞME ÇAĞRISI’

Mektubun sonunda Başkan Trump'a, Erdoğan'la kilit konularda yüzleşmesi çağrısında bulunuldu ve bunun yapılmamasının Erdoğan'ı daha da cesaretlendireceği, transatlantik güvenliğe ve ABD'nin güvenilirliğine uzun vadede zarar verebileceği kaydedildi. Mektup şöyle sona erdi:

“Sayın Başkan, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yapacağınız görüşmelerinizde aşağıdaki konuları gündeme getirmenizi saygıyla rica ediyoruz:

- Türkiye'nin ABD tarafından sağlanan F-16'ları Yunan egemen hava sahasını rutin olarak ihlal etmek için kullanması

- Ankara S-400'leri elinde tutarken Türkiye'nin F-35 programına yeniden kabul edilmesinin imkansızlığı

- Erdoğan'ın NATO'nun bütünlüğü ve güvenliği pahasına Rusya'nın yararına olan revizyonist politikaları benimsemesi

- Erdoğan'ın sorunlu “Mavi Vatan” politikası ve bu politikanın Yunanistan ve Kıbrıs'ın egemenliğine, karasularının ve deniz alanlarının bütünlüğüne yönelik oluşturduğu tehlike ve Doğu Akdeniz'in genel barış ve istikrarına zarar vermesi

- Erdoğan'ın üst düzey Hamas liderleriyle sürdürdüğü kişisel ve siyasi bağlar ve Hamas'ın İsrail Devleti'ni ortadan kaldırma hedeflerine gösterdiği sempati

- Erdoğan'ın alışkanlık haline getirdiği antisemitik ve anti-Siyonist söylemler

- Kıbrıs'ın devam eden yasadışı işgali

- Türkiye gibi sözde demokratik bir ülkede insan haklarına ve siyasi muhalefete saygı

ABD’li vekillerden Trump’a Türkiye’yi şikayet mektubu - Resim : 2

Yunan Bakan’dan kışkırtıcı ada çıkışı

Yunanistan Savunma Bakanı Nikos Dendias, 8 Mayıs 1945'te Oniki Ada'daki Nazilerin teslim olmasının 80. yıldönümü münasebetiyle Sömbeki Adası’nda düzenlenen törende konuştu.

Türkiye’ye bir mesaj gönderen Dendias, adaların karasuları, bitişik bölge, münhasır ekonomik bölge (MEB) ve kıta sahanlığı da dâhil olmak üzere uluslararası hukuk çerçevesinde tam deniz haklarına sahip olduğunu savundu. Uluslararası hukukun, özellikle de Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi (UNCLOS)’nin ada büyüklüğüne göre ayrım yapmadığını ileri süren Yunan Bakan, bölgedeki MEB'lerine yasal dayanak olarak da 2020 yılında Mısır ile yaptıkları anlaşmayı gösterdi.

Ancak Dendias’ın iddiasının aksine uluslararası hukuk, yargı kararları ve yerleşik uygulamada; ters tarafta kalan adalara, başka ülkelerin denize çıkışlarını kapatan adalara vs. tam deniz alanı tanınmadığı görülüyor. Nitekim Yunanistan’ın hem Mısır hem de İtalya ile yaptığı deniz yetki alanı sınırlandırma anlaşmalarında da Yunan adalarına tam etki tanınmamış, Atina da bu anlaşmaları imzalamıştı.

ABD Trump