ABD’nin tehdit muhtıraları – 4: İstanbul’a Kudüs muamelesi
ABD, Türkiye’nin PKK/PYD ile mücadelesine karşı önce yaptırım sopasını gösterdi ardından Rubin’in kaleminden Türkiye Hükûmeti’ne muhtıralar vermeye başladı. ABD’nin tehdit muhtıralarını aynen yayınlıyoruz

22 Aralık 2024'te Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriye sınırından çok da uzak olmayan Mardin'de İslamcı destekçilerinden oluşan kalabalıklar topladı. Destekçileri “Sayın Cumhurbaşkanım, bizi Kudüs'e götürün!” sloganları atarken Erdoğan durakladı ve ardından “Sabır zaferi getirir.” sözünü verdi. Erdoğan'ın bu sözleri, İsrail'e savaş tehdidinde bulunmasının üzerinden beş ay geçmeden geldi.
Son tehditleri doğaçlama değildi. Erdoğan 1 Ekim 2020'de “Kudüs bizim kentimizdir.” demişti. Türkiye Büyük Millet Meclisi – ki aslında Erdoğan'ın gündemi için içi boşaltılmış bir onaylama mekanizmasıdır – Kudüs'ün fethini gündeminin en üst sırasına koydu. “Türkiye, tüm kurumlarıyla, hükümetiyle, Türkiye Büyük Millet Meclisi'yle ve en önemlisi milletiyle Filistin davasının yanındadır. Önümüzdeki dönemde Filistin'in özgürlüğüne kavuşacağına yürekten inanıyorum.” diyen TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş 16 Ekim 2024'te, Filistin'in özgürlüğüne kavuşacağını ilan etti. Türkiye'nin her zamanki özürcüleri Kurtulmuş'un açıklamalarını çarpıtmaya ya da niyetini gizlemeye çalışmasın diye, hem Erdoğan'ın MHP'li müttefiki Devlet Bahçeli hem de Erdoğan'ın oğlu Bilal mücadeleyi Kudüs'e taşıma sözü verdi.
ERDOĞAN'IN SEMBOLİZMİ
Hiç kimse Erdoğan'ın bunu kastettiğinden şüphe etmemeli. İran Yüce Lideri Ali Hamaney gibi Erdoğan da artan sağlık sorunlarıyla karşı karşıya kaldı ve bu durum onu belki de faniliğini ve mirasını düşünmeye yöneltti. Erdoğan kendi hayali ihtişamına kafayı takmış durumda. Özelde, Anadolu'da çökmekte olan Osmanlı İmparatorluğu'nun yerine yeni ve kesinlikle Batı etkisinde bir devlet kurduğu için modern Türkiye'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ü küçümsüyor. Erdoğan Atatürk'ü doğrudan eleştirmeyecek olsa da Türkiye'nin alkolik kurucusuna olan küçümsemesini sembolizmle dile getiriyor. Haziran 2005'te Erdoğan aylık televizyon konuşmasının fonunu değiştirdi. Atatürk'ün portresi ve Türk bayrağı gitmişti; onların yerine Anıtkabir – Atatürk'ün mozolesi – ve bir cami vardı. Erdoğan'ın Türklere iletmek istediği mesaj açıktı: Atatürk öldü ama İslam yaşıyor.
İZMİR NEDEN SMYRNA
OLMASIN?
Erdoğan ne kadar hırslı ve politik olarak yetenekli olsa da zeki değil. Türkiye'nin en iyi okullarına kabul edilmeyi başaramaması onu rahatsız ediyor. Bir narsisist olarak Erdoğan, kendisinden başka herkesi suçluyor ve bir otokrat olarak, çevresini önerdiği her şeyi onaylayan dalkavuklarla dolduruyor. Bu yüzden Türk diktatör sürekli emsallere takılıp kalıyor.
Örneğin Erdoğan, Türkiye'nin sınırlarını değiştirmek için Lozan Antlaşması'nı geçersiz kılmayı önerdiğinde, değişikliklerin Türkiye'nin istediği gibi olması gerekmediğini hiç düşünmedi. Eğer Erdoğan tarihi yanlışları düzeltmek istiyorsa örneğin İzmir neden yeniden Smyrna olmasın? Kaldı ki Türkiye'nin İzmir'e sahip olmasının tek nedeni etnik temizlikti.
KUDÜS EMSAL OLABİLİR
Kudüs'e geri dönelim: Erdoğan, birçok dinin kutsal saydığı bir kent olan Kudüs'ün statüsünü değiştirmek istiyorsa aynı emsal neden İstanbul (Konstantinopolis) için de geçerli olmasın? Sonuçta, İsrailliler Kudüs'te dini özgürlüğü garanti altına alırken ve birçok Yahudi, Hristiyan ve İslami kutsal mekanın kutsallığını korurken, aynı şey Erdoğan'ın İstanbul'daki yönetimi için söylenemez. Mesele sadece Ayasofya'nın camiye dönüştürülmesi değil. Daha bu yıl, Erdoğan rejimi UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde olan Kariye Kilisesi'ni camiye dönüştürerek kutsallığını ihlal etti. Erdoğan'ın eylemleri, Rum Ortodoks mirasını yok etmeye yönelik “salam dilimleme” taktiklerini sürdürmekte ve kendi diplomatlarının Türkiye'nin Hıristiyan ve Yahudi mirasına saygı duyduğu ve koruduğu yönündeki açıklamalarını yalanlamaktadır.
İNCİRLİK EL KONULAN
ERMENİ TOPRAĞI
Ermeniler, elbette, daha da kötü durumdaydı. Türkiye'nin en zengin adamlarından bazıları, servetlerini el konulan ve çalınan Ermeni mülkleri üzerine kurdu. ABD Hava Kuvvetleri'nin bin 800'den fazla kişiyi konuşlandırdığı İncirlik Hava Üssü'nün çoğu, el konulan Ermeni toprakları üzerine inşa edildi. 2012'de Hrant Dink Vakfı, yalnızca İstanbul'da Türk hükümeti tarafından el konulan 600'den fazla mülkü tanımlayan bir kitap yayımladı. Türkiye, Ermeni soykırımı inkarını sadece dini nefret ve ırkçılığa değil, aynı zamanda bir asırlık hırsızlığı örtbas etme arzusuna dayandırıyor.
KONSOLOSLUKLAR
BAĞIMSIZ OLSUN
Trump yönetimi diplomatik porselenleri kırmaktan korkmuyor. Başkan Donald Trump'ın Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanımasına kadar geçen yıllar boyunca Dışişleri Bakanlığı Kudüs'ü herhangi bir ülkeye bağlı olmayan bir konsolosluk olarak saydı. On yıl önce, ABD Yüksek Mahkemesi, Dışişleri Bakanı John Kerry'nin istediği gibi Kudüs'te doğan ABD vatandaşlarının doğum yerlerinin Kudüs yerine İsrail olarak listelenmesi talebini bile ele aldı. ABD, Komünist Çin'in Hong Kong'u ele geçirmesini tanımadığı için Hong Kong'daki ABD Konsolosluğu, Pekin'deki ABD Büyükelçiliğine resmi olarak bağlı olmaktan ziyade bağımsız statüye sahip olmaya devam ediyor. Belki de Dışişleri Bakanlığı ve Avrupalı ortakları, Türkiye'nin en büyük kentinin tartışmalı doğasını tanımak için İstanbul'daki konsolosluklarını bağımsız varlıklar haline getirmelidir. Dışişleri Bakanlığı ayrıca konsolosluğunu resmen İstanbul/ABD Konsolosluğu olarak yeniden adlandırarak İstanbul'un benzersiz statüsünü tanımalıdır.
KENTİN STATÜSÜ TARTIŞILMALI
Türkiye dini özgürlükleri korumada başarısız oldu; aslında Erdoğan, Yunan Ortodoks Kilisesi ve Ermeni Apostolik ve Katolik Kiliselerine karşı küçümseme ve şiddet gösterdi. Türkiye'nin azalan Yahudi cemaatinin üyeleri, Türkiye Devleti'nin fiili rehineleri ve her gün Türkiye'nin eğittiği aşırılıkçıların kendilerine silah çevireceğinden korkarak yaşıyorlar.
Erdoğan'ın Kudüs'te egemenlik sorunlarını gündeme getirmeye çalışması, özgürlük isteyen her ülkenin Türkiye'nin İstanbul'u nasıl yönettiğini sorgulaması ve kentin statüsü ile Türkiye'nin egemenliğini açıkça incelemesi için bir emsal oluşturuyor.