Adalet Bakanı ile görüşen DEM’li Hukukçu Aydınlık’a konuştu ‘Başarıya ulaşmasını istiyoruz’
DEM Parti’nin hukuk kurmayı Öztürk Türkdoğan, Adalet Bakanı ile toplantının ayrıntılarını Aydınlık’a anlattı. DEM yönetiminin yek vücut olarak Öcalan’ın çağrısının arkasında olduğunu aktaran Türkdoğan, “Ne kadar hızlı o kadar iyi. Zamana yayılmamalı.” dedi.


Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’la görüşen Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) heyetinde yer alan Eş Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Türkdoğan Aydınlık’a konuştu. Görüşmenin ayrıntılarını anlatan DEM Parti’nin hukuk kurmayı, terör örgütü PKK’nın fesih ve silahma bırakma sürecinin gidişatına dair değerlendirmelerde de bulundu.
DEM Parti’nin bir bütün halinde PKK lideri Abdullah Öcalan’ın çağrısının arkasında olduğunu vurgulayan Türkdoğan, “Sürecin başarıya ulaşmasını istiyoruz. Akamete uğratacak, vatandaşın kafasını karıştıracak ve sıkıntılara sebep olacak söylemlerden ısrarla uzak duruyoruz.” dedi. Türkdoğan, emperyalist güçlerin süreci sabote etme arayışları olabileceğini söyledi. Öcalan’ın koşullarının iyileştirilmesinden kastın ne olduğunu açıkladı.
GÖRÜŞME OLUMLU HAVADA GEÇMİŞ
DEM Parti Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Türkdoğan, Adalet Bakanı ile görüşmenin esas gündeminin hukuki meseleler olduğunu anlattı. Görüşmenin “çok olumlu” bir havada geçtiğini bildiren Türkdoğan, Öcalan’ın çalışma koşullarının iyileştirilmesi, infaz eşitsizliği ve hasta tutukluların durumları üzerinde durduklarını belirtti. “Şu anda yasaları zorlamayacak şekilde bunların hepsi yapılabilir.” diyen Türkdoğan şunları kaydetti:
“Ağırlıklı gündemimiz Sayın Öcalan'ın çalışma koşullarının düzeltilmesiydi. Yaptığı çağrının gereğini yapabilmesi için, barış ve demokratik toplum çağrısında silah bırakma ve örgütü feshetme kararı aldığını söylemişti, hem çalışma koşullarının düzeltilmesi hem de iletişim kanallarının açılması gerekiyor. Anladığımız kadarıyla yasaları da çok zorlamayacak bir şekilde bu konuda bazı gelişmeler olacak. Biliyorsunuz hasta mahpuslar sorunu var. Türkiye'de kangrenleşmiş bir konu. Bir başka boyut; infazda eşitsizlik ve İdari Gözlem Kurulları’nın subjektif kriterleri. İfade özgürlüğü konusuna da değindik. Bunları ilettik.”
KOŞULLARI İYİLEŞTİRMEDEN KASIT
Öztürk Türkdoğan, Öcalan’ın koşullarının iyileştirilmesinden kastın “Çalışma koşullarının düzeltilmesi, tecritin kaldırılması, normal yasal haklarını kullanması, düzenli heyet ziyareti, avukat ziyareti, dilediği kişilerle görüşmeye, gazetecilerle, toplumun farklı kesim kesimlerinden insanlarla görüşme, milletvekilleriyle görüşme...” olduğunu aktardı.
PKK’nın fesih ve silah bırakma sürecine dair temennilerin de dile getirildiğini ekleyen Türkdoğan, meselelelerin siyasi değil insani olarak ele alınması gerektiğini savundu. “Bunların insani olarak düzeltilmesi gerekiyor. İktidar ve bakanlık farkında.” notunu düştü.
Türkdoğan, Adalet Bakanlığı’nın 10. Yargı Paketi’nin yetersiz olduğunun altını çizerek “10. yargı paketi bu haliyle kabul edilebilir bir paket değil kesinlikle. İnfazla ilgili ayrı bir çalışma yapılmalı.” cümlesini kurdu. Bakanlığın sürecin gidişatıyla ilgili “hassas” ve “dikkatli” olduğunu belirtti.
‘EMPERYALİST GÜÇLER’ UYARISI
Türkdoğan, partisinin de aynı hassasiyet ve dikkati taşıdığını öne sürerek şöyle devam etti:
“Biz de dikkatliyiz. Biz bu sürecin başarıya ulaşmasını istiyoruz. Dolayısıyla siyasi parti olarak biz de süreci akamete uğratacak, süreç konusunda vatandaşın kafasını karıştıracak ve ciddi sıkıntılara sebep olacak söylemlerden ısrarla ve inatla uzak duruyoruz.
“Bizim dışımızda güvenlikle ilgili çeşitli sıkıntılar olabilir. Türkiye dışını kastediyorum. Sorunun çözülmesini istemeyen çeşitli bölge ülkeleri ve emperyalist güçler olabilir. O nedenle herkesin dikkatli olmasında fayda var.
“Bir de ikinci olarak bazı çatışma çözüm süreçlerinde, bazı konuları biz dahil kamuoyunun bilmesine gerek yok. Muhataplar kendi içlerinde görüşüp süreçleri ilerletebilirler. Ben bunun anlaşılır bir durum olduğu kanaatindeyim. Çünkü Türkiye'nin en önemli, en kadim sorununu çözme konusunda adım atıyoruz.”
‘NE KADAR HIZLI O KADAR İYİ’
“Bu tarihsel sorun çözüldükten sonra Türkiye bambaşka bir aşamaya geçecektir.” ifadelerini kullanan Türkdoğan, DEM Parti yönetiminin yek vücut olarak Öcalan’ın çağrısının arkasında olduğunu şöyle anlattı:
“Bu süreç geliştikçe, ilerledikçe, yani örgüt toplanıp silah bırakma vitesi kararı aldıktan sonra zaten birçok konunun yeniden el alınması gerekecek. Çünkü şiddet artık devreden çıktıktan sonra... İktidarın ‘Terörle mücadele ediyorum.’ söylemi de birçok şeyi engelledi bugüne kadar. Haklı veya haksız bir şey demiyorum. O zaman birçok şeyi demokratik zeminde daha rahat tartışacağız, konuşacağız ve gündeme getireceğiz. Türkiye'nin de aslında buna ihtiyacı var.
“Devlet ne yapması gerektiğini biliyor. DEM Parti de dersler çıkardı. O adımları da sırasıyla atacağını bildiği için, dolayısıyla o sıraya uygun olarak yapılması gerekenler yapılacaktır. Ne kadar hızlı olursa o kadar iyi olur. Çok zamana yaymamak gerekir açıkçası.”
‘DAVRANIŞLARIMIZI DÜZENLİYORUZ’
“Biz parti olarak bu süreçi çok uzun uzun değerlendirdik. Siyasi zeminde bazen açıklamalara farklı anlamlar yüklenebiliyor ama parti olarak tüm kurumlarımızla kesinlikle biz Sayın Öcalan’ın barış ve demokratik toplum çağrısını destekliyoruz, yanındayız.
“Bu çağrının gerçekleşmesi için de tutum ve davranışlarımızı ona göre düzenliyoruz. Örneğin, 140 merkezde örgütlerimizle toplantılar yaptık. Ben de Ankara ve Şırnak’taki toplantılara katıldım. Şimdi de tüm il-ilçe örgütlerimiz ev ziyaretleri yapmaya başladılar. Gerçekten insanların kafasında çok soru var. Tartışmalar, sorular oluyor; onlar cevaplanıyor. Kafalar aydınlığa kavuşuyor.
“Parti olarak bu faaliyetleri sürdürmeye devam ediyoruz. Biz demokratik siyaset alanında ısrar eden insanlarız. Yani sürecin şiddetten arınmasını en fazla isteyen insanlar biziz. Çünkü bu süreç şiddetten arındığında demokratik siyaset alanı daha da rahatlayacaktır. Dolayısıyla bu konuda ben partimizde kesinlikle bir problem olduğu kanaatinde değilim.”
‘İLERLEMESİNE KATKI SUNALIM’
PKK’nın fesih ve silah bırakma gündemli kongresini Öcalan’ın rehberliğine göre yapacağını belirten Türkdoğan, tarihe dair bilgisinin olmadığını söyledi.
“Bu konuda bir bilgiye vakıf değilim ama bir klasik sosyalist örgüt kongresini nasıl yapıyorsa, ki bu illegal bir örgüt, sanırım o hazırlık çalışmalarını tamamladıktan sonra bu kongreyi yapacaktır. Bu tarz örgütlerde liderliğin kongreye sunacağı politik raporun çok önemi vardır. Abdullah Öcalan'ın liderliğinde ve rehberliğinde bu kongre yapılacaktır yani onu söyleyeyim.” dedi.
Umut hakkının siyasi değil insani ve hukuki olarak yorumlanması gerektiğini savunan Türkdoğan’ın son sözleri şöyle oldu:
“Bu sefer bu süreç başarılacak. Buna inanıyorum. Heyetimizin bize aktardığına göre Sayın Öcalan bu konuda çok kararlı. Yeter ki hepimiz daha dikkatli olalım. Elimizden gelen tüm çabayı gösterelim. Ve sakin bir şekilde sürecin ilerlemesine katkı sunalım.”
Umut hakkı açıklaması
Öztürk Türkdoğan umut hakkı tartışmasıyla ilgili şu yorumu yaptı:
“Umut hakkı hukuki bir konu. Siyasi bir konu değil. Bizim ‘Öcalan’ın koşulları iyileştirilsin.’ derken kastımızı az önce açıkladım. Ancak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) biliyorsunuz ölünceye kadar infazı kabul etmiyor. Bunun sözleşmenin üçüncü maddesine aykırı buluyor. Vinter İngiltere kararında da 25 yıllık bir mahpusluk süresinden sonra çeşitli denetimli serbestlik uygulamalarına başvurulması gerektiğini söylüyor. Tabii ki bütün bunlar mahpusun yaşı, sağlığı gibi hususlarda göz önüne bulundurularak.”
‘BU BİR GENEL HUKUKİ İLKE’
“Nihayetinde Türkiye umut hakkını genel itibariyle kendi infaz yasalarında düzenlemek durumunda. Bizim infaz kanunumuzda yapısal problemler var. Şöyle düşünün, idam cezasını kaldırmış bir ülkedir Türkiye. ‘İdam cezası alanlardan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına dönüştürülenlerin infazı ölünceye kadar yapılır.’ diye bir kanun maddesini AİHM kabul etmiyor. Çünkü bu uzatılmış ölüm cezasıdır. Dolayısıyla siz kendi anayasanıza ve imza attığınız uluslararası tahayyüllere aykırı davranıyorsunuz. Türkiye'nin mutlaka ağırlaştırılmış müebbet hapis cezalarıyla ilgili şartla salıverme sürelerini, infaz sürelerini o insanların hapishanede ölmeyeceği şekilde, tahliye olacağı tarihi gözetecek şekilde yeniden düzenlemesi gerekiyor. Bu bir genel bir hukuki ilke ki Avrupa Konseyi kendisine üye bütün ülkelere zaten bunu tavsiye ediyor.”
İNSAN HAKLARI BAĞLAMI
“Bence Türkiye'de hala birçok çevre meselelerin insan hakları bağlamını, hukuk bağlamını gözden kaçırıyor. Bu konuların bu barış süreci ilerledikçe, Öcalan’ın çağrısının gereği yapıldıktan sonra zaten ele alınması gerekecek. Yani şöyle düşünün: PKK kongresini topladı, kendini feshetti, silahları bıraktı. Bu aşamadan sonra zaten bir özel yasa çıkarılması gerekiyor. Bu dünyanın her yerinde böyle olmuştur. Sadece ceza ve infaz yasalarına değil sosyal yaşama kadar birçok konu var konuşulması gereken. Ben onların aşama aşama konuşulması gereken konular olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle biz Sayın Öcalan’ın ‘çalışma koşulları’, ‘sağlığı’ gibi kavramları kullanıyoruz.”
Öcalan’la görüşen heyete katılacak mı
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’la bir araya gelen üç kişilik DEM Parti heyetinde yer alan Öztürk Türkdoğan, İmralı’da giderek Öcalan’la görüşen ekibe dahil olup olmayacağı sorusunu şöyle yanıtladı:
“Ben uzun yıllar Kürt sorununun demokratik ve barışçı yoldan çözümü için bizzat uğraşmış, mücadele etmiş bir insan hakları savuncusuyum. Şimdi kendi komisyonum ve alanım itibariyle böyle bir görüşmeye katıldım. Süreç ne kadar çok hukuk zeminine kayarsa tabii ki hukuk komisyonu olarak biz de daha aktif çalışmaları yürüteceğiz ama şu anda bir İmralı'ya gidiş söz konusu değil.”