Ademimerkeziyetçilik ve daha fazla yetki istedi!

PKK/PYD’nin sözde “Özerk Yönetim Dış İlişkiler Dairesi Eşbaşkanı” İlham Ahmed, Rudaw’a röportaj verdi. Ahmed, Türkiye ile yürütülen dolaylı diyaloglar, ABD’nin bu süreçteki rolü, Şam’la çözüm arayışları ve Barzani’ye yakın Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) ile PKK/PYD’nin birlik çabalarına dair açıklamalarda bulundu.

ENKS ile PKK/PYD görüşmelerin sonuçlarının kısa bir süre içerisinde düzenlenecek konferansla ilan edileceğini belirten Ahmed, Şam’da Kürtler için yapılan talepte tarafların hemfikir olduğunu söyledi. Ahmed, görüşmelerde “Özerklik ve kendi kendini yönetme hakkı her iki tarafın da talebidir.” ifadelerini kullandı.

“Türkiye ile gerilimi düşürmek, çatışmaları sonlandırmak istiyoruz. Temaslar var ve bazı adımlar atıldı.” diyen Ahmed, ABD’nin hem Şam hem de Ankara ile iletişimde kilit rol oynadığını belirtti.

‘TÜM SURİYE’DE BÖLGESEL YÖNETİMLER OLMALI’

Suriye’nin anayasal bildirgesini değerlendiren Ahmed, nasıl bir anayasa istediklerini şöyle anlattı:

“Anayasada, Suriye'deki tüm halklar için ana dilde eğitim esas alınmalı. Yaşadıkları yerlerde dillerini konuşabilmeli, anadillerinde eğitim görebilmeli, kültürlerini yaşayabilmelidir şeklinde bir madde olmalı.

“Bunun dışında Suriye'nin tüm milletleri özgürce ve serbestçe siyasete katılabilmeli ve bu ülkeyi yönetebilmelidir. Temsilcileri Suriye yönetiminde yer almalıdır. Kürtler de kendi temsilcilerini Suriye yönetiminde belirleyebilmelidir.

“Suriye'nin ademimerkeziyetçi bir sistem olması gerektiğini düşünüyoruz. Bu ademimerkeziyetçiliğin sorumlulukları ve yetkileri vardır. Biz bu yetkilerin genişletilmesi gerektiğini söylüyoruz. Ekonomik alanda, bu bölgenin kendine yetmesi gerekir. İkincisi, güvenlik alanında, iç güvenliğin yerel olması gerekir. Aynı şekilde dil ve eğitim konularında da bölgesel yönetim yetkili olmalıdır. Bu bölgesel yönetimler yalnızca Kuzey ve Doğu Suriye için değil, diğer bölgelerde de olmalı Bu Şam'ın yükünü de hafifletecektir. Her şey merkezi olmamalıdır.”

PETROL VE GAZ ANLAŞMASI

Rudaw’ın “Şam’a ne kadar petrol ve gaz veriliyor” sorusuna ise Ahmed şöyle yanıt verdi:

“Miktar konusunda kesin bir rakam veremem ancak çıkarılan ürün, sembolik bir fiyatla, harcanan masraflar karşılanarak bir miktar Şam'a veriliyor. Bu hem Suriye halkının geleceği hem de özellikle de Suriye halkının durumunun iyileşmesi, aynı zamanda yönetimin çözüm yolunu açması, karşılıklı bir diyaloga dönüşebilmesi için gerekli.

“Üretim masrafları karşılanıyor. Suriye Petrol Bakanlığı, Rojava Kürdistan Özerk Yönetimi'ne veriyor.”

HTŞ ‘SAVAŞTAN YORULDU’

Şam’ın SDG’ye saldırma tehlikesi olmadığını savunan Ahmed şunları belirtti:

“Böyle bir saldırıdan ne kazanç elde edebilirler ki? Bu saldırının onlara ne faydası olabilir? Bugün tüm Suriye halkının, huzur aradığına inanıyorum. Hem savaştan yoruldular. Hem de gerçekten artık kendilerini toparlamak istiyorlar. Sürekli mülteci oldukları o geçmiş dönemden kurtulmak istiyorlar.

“Şu ana kadar tehdit veya saldırı yönünde bir adım görmedik. Tehdit ya da saldırı girişimi olmadı. Onların tutumunda da böyle bir işaret yok. Şimdiye kadar onların görüşünde böyle bir şey görmedik. Ama şunu da söylüyoruz; bu görüşmeler içinde Suriye'nin inşası için birlikte bir çözüme ulaşmalıyız. Yeni Suriye'yi birlikte inşa etmeliyiz, Suriye tek taraflı olmamalıdır.”