Avrupa’da Türkiye ‘sanık’ PKK ‘tanık’ oldu! Suriye’yi bölme ‘mahkemesi’
Belçika’da ‘Daimi Halklar Mahkemesi’ adıyla oynanan tiyatroda Türkiye sanık, teröristler tanık oldu. Avrupalı hukukçuların yaptığı sözde yargılamada Türkiye mahkûm edilirken, PKK/PYD’ye ‘devlet’ talep edildi


Avrupa, Suriye’yi resmen bölmek için psikolojik harp çalışmalarına hız verdi. Belçika’da kurulan bir sözde mahkemede, Türkiye’nin Suriye’deki terörle mücadele faaliyetleri hedef alındı.
“Daimi Halklar Mahkemesi” diye sunulan tiyatroda, “Türkiye ve Rojava” arasında hayali bir yargılama yapıldı. Bu sözde yargılama için Avrupalı hukukçuların yer aldığı bir “Savcılar Kurulu” ile bir “Hakimler Kurulu” oluşturuldu. Mahkemenin kurulma nedenine yönelik yapılan açıklamada ise şu ifadelere yer verildi:
TÜRKİYE’Yİ SOYKIRIMCI OLMAKLA SUÇLADILAR
“Mahkeme, Türk Devleti’nin 2018-2024 yılları arasında Rojava'ya yönelik saldırılarına odaklanacak ve bunları geniş ve belgeli bir formatta incelemeye sunacaktır.
“Mevcut uluslararası ceza mekanizmaları bu saldırıları kendi yetki alanlarının dışında değerlendirdi. BM Güvenlik Konseyi'nin yetkisini kullanması da, Türkiye'nin saldırılarını zaten onaylamış olan iki gücün veto seçeneği nedeniyle mümkün değildir.
“Tüm bu nedenler Türk Devleti’nin savaş suçu kapsamındaki tüm Rojava saldırılarına ilişkin bir cezasızlık durumunun söz konusu olduğunu açıkça göstermektedir. Türk Devleti aslında asıl gücünü cezasızlık politikasından almaktadır.
“Rojava'da dünyanın dikkatini çeken bir özyönetim projesinin varlığı, Türkiye'nin klasik Kürt nefretini tetikledi. Böylece Türkiye yüzyıllardır sürdürdüğü soykırım geleneğini güncellemiş ve genişletmiştir. Daimi Halk Mahkemesi ile Türkiye Cumhuriyeti'nin Rojava'ya karşı işlediği savaş suçlarının tüm yönleriyle ortaya çıkarılması mümkündür ve mevcut durumda adalet aramak için başka bir fırsat görünmemektedir.”
PKK/PYD’NİN RESMEN TANINMASINI İSTEDİLER
Sözde mahkeme, 5-6 Şubat 2025 tarihlerinde Brüksel'de toplandı. Mahkeme heyeti içinde Avrupa’da daha önce üst düzey yargı makamlarında çalışmış ve çeşitli üniversitelerde görev yapan hukukçular yer aldı. Sözde mahkeme sırasında Suriye’nin kuzeyinden getirilen ve terör örgütü ile iltisaklı olduğu anlaşılan birtakım “tanıklar” dinlendi. Ardından bir ön karar açıklayan mahkeme heyeti, Türk Devleti’ni sistematik bir şekilde soykırım yapmakla suçladı. Uluslararası toplumu Türkiye’ye karşı harekete geçmeye çağıran heyet, sözde Rojava Özerk Yönetimi’nin de tanınmasını istedi. Ön kararda özetle şu ifadelere yer verildi:
1) TANIKLIKLAR
Dinlediğimiz tanıklar, bir halkın yaygın, sistematik ve sürekli olarak cezalandırılmasını ortaya koymaktadır. Suçları ne mi? Kürt olmak, eşitlik, adalet ve dayanışma ilkelerine dayalı bir toplum inşa etmek. Bu cezanın amacı, Kürt kimliğini, varlığını ve kültürünü ortadan kaldırmaktır.
2) ORTAYA ÇIKAN MODEL
Türkiye'nin, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin izni olmadan Suriye topraklarına yönelik saldırıları, uluslararası hukuka göre bir saldırı suçudur.
Tanıklıklar; bombardımanlar, insansız hava aracı saldırıları, sivil halka karşı işlenen zulümler, zorla yerinden etme, işkence, gözaltılar ve tecavüzlerin uluslararası hukuka aykırı olduğunu göstermektedir. Bu suçlar, insanlığa karşı suçlar ve savaş suçları kapsamına girmektedir ve soykırım niyetini işaret etmektedir.
3) TÜRKİYE’NİN SAVUNMASI VE ROJAVA’NIN TEMSİLİYETİ
Türkiye, operasyonlarının “Rojava'daki teröristlere karşı kendini savunma” amacı taşıdığını iddia etmektedir. Ancak bu iddia asılsızdır. 2014 yılında kurulan Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi, doğrudan demokrasi, adalet, etnik uyum, toplumsal cinsiyet eşitliği ve barış ilkeleri üzerine inşa edilmiş bir modeldir. Türkiye, bu özerk yönetimi yok etmeye çalışmaktadır. Ayrıca, Türkiye’nin desteklediği silahlı grupların çoğunun DEAŞ bağlantılı olduğu belirtilmektedir.
4) SURİYE’DEKİ MEVCUT DURUM
Kanıtların çoğu 2018’den 2024 sonlarına kadar olan sürece odaklansa da, son gelişmeler bugüne ve geleceğe dair değerlendirmeleri de gerekli kılmıştır. Kürt halkının geleceği açısından, yeni Suriye Yönetimi’nin, Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi’ni özerk bir yönetim olarak tanıması ve Kürt halkının varlığına, kültürüne ve özerkliğine saygı göstermesi hayati önem taşımaktadır.
5) ULUSLARARASI TOPLUMUN YÜKÜMLÜLÜKLERİ
Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi’nin hiçbir devlet tarafından tanınmaması ve iç hukuk veya uluslararası hukuk yollarının kapalı olması, Kürt halkının adalet arayışını imkânsız kılmaktadır. Uluslararası toplum, Özerk Yönetim’i demokratik bir yönetim olarak tanımalı ve Türkiye’nin saldırılarını durdurmasını sağlamalıdır. Aksi takdirde, Rojava’da tam anlamıyla bir soykırımın önlenemeyeceği açıktır.
DAHA ÖNCE DE YAPMIŞLARDI
2021 yılında da Cenevre’de “Turkey Trıbunal” adıyla yine bir sözde mahkeme kurulmuş, oraya da firari FETÖ’cüler ve PKK’lılar davet edilerek Türkiye yargılanmıştı. Aynı yıl “Uyghur Tribunal” adıyla kurulan bir diğer sözde mahkemede ise bu kez Çin Halk Cumhuriyeti sanık sandalyesine oturtulmuştu. Şimdilerde ise devrik Esad Yönetimi’nin yargılanması için yeni Suriye Yönetimi’ne çağrı yapıldığı öğrenildi. Batı’nın kendisine tehdit olarak gördüğü ülkeleri, yönetimleri ve anlayışları uluslararası kamuoyunda itibarsızlaştırmak için kurduğu bu sözde mahkemeler, bir yandan da PKK/PYD ve Türkistan İslam Partisi gibi terör örgütlerine meşruiyet kazandırmayı hedefliyor. Bu mahkeme tiyatroları sonucunda hazırlanan raporlar ise Uluslararası Ceza Mahkemesine gönderiliyor. 2021’de sözde mahkemeye tepki gösteren Türk Dışişleri Bakanlığı, şu açıklamayı yapmıştı:
“Sözde ‘Türkiye Divanı’ hiçbir şekilde ciddiye alınmaması gereken, hukuki ve ahlaki yetkisi bulunmayan, en başından beri FETÖ bağlantılı bir yapı. Bazı hukukçular kullanılarak uluslararası toplumun dikkatini çekmeye çalışıyorlar.”
Heyette kimler var
Kurucusu: Lelio Basso (İtalya), Philippe Texier (Fransa)
Başkan Yardımcıları: Luiza Erundina de Susa (Brezilya), Javier Giraldo Moreno (Kolombiya), Helen Jarvis (Avustralya-Kamboçya), Nello Rossi (İtalya)
Genel Sekreter: Gianni Tognoni (İtalya)
Savcılar Kurulu: Dr. Anni Pues (Almanya), Barbara Spinelli (İtalya), Declan Owens (İrlanda), Ezio Menzione (İtalya), Efstathios C. Efstathiou (Güney Kıbrıs), Florian Bohsung (Almanya), Heike Geisweid (Almanya), Jan Fermon (Belçika), Rengin Ergül (Kürdistan), Sokrates Tziazas (Kıbrıs), Şerife Ceren Uysal (Türkiye). Urko Aiartza Azurtza (Bask Ülkesi).
Hakimler Kurulu: Giacinto Bisogni (İtalya), Domenico Gallo (İtalya), Çariçe Golda S. Musni (Filipinler), Gabrielle Lefèvre (Belçika), Rashida Manjoo (Güney Afrika), Frances Webber (İngiltere)
Tanıklar: Aynur Zeid Paşa (Rojava), Mizgeen Abdülhamid Hasan (Rojava), Halid Abdülhamid İbrahim (Rojava), Muhammed Hayr Beşir El-Muhammed (Rojava), Ekrem Halil Süleyman (Rojava), Rubel Bahho (Rojava), Ruben Wagensberg Ramon (Katalonya), İbrahim Abdul Rahman Şeyho (Rojava), Hoshang Hasan (Rojava)