Yandex
24 Mayıs 2025 Cumartesi
İstanbul 24°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

AZ-Çin, Kirpi, Ateş kuleleri, turistik tren, Togg'u gazlamak

Azerbaycan- Çin ilişkileri tarihin en iyi seviyesinde. TSK'da kullanılan Kirpi araçlarını standart konteynerlere yükleyebilir miyiz? Bakü'deki 3 ateş kulesinden 2 adedi neden boş duruyor? Doğu ekspresi yerel turizme daha çok fayda sağlayabilir mi? Togg üretim ve satışlarını artırmalıyız

AZ-Çin, Kirpi, Ateş kuleleri, turistik tren, Togg'u gazlamak
METİN AKGERMAN

AZERBAYCAN-ÇİN KARŞILIKLI VİZELERİ KALDIRDI

Azerbaycan başkanı İlham Aliyev geçenlerde Çin'e devlet ziyareti kapsamında gitti, Başkan Xi ile görüştü ve CGTN kanalına röportaj verdi. İki ülke ticari ve turistik, ekonomi ilişkilerini hızla ilerletmekteler. En büyük başarı karşılıklı vizelerin kaldırılması oldu. Geçen sene Azerbaycan tek taraflı kaldırmıştı, bu sene Çin, iyi niyet jestine karşılık vererek vizeleri kaldırdı. Aliyev zaten son senelerde başkent Bakü'yü çok geliştirdi, şehir mimarisiyle, müzeleri ile, restoranları ve alışveriş caddeleri ve temizliği ile hızla bir turizm merkezi olma yolunda. Çin'den gelen turist sayıları da hızla artıyor. İki ülke arasındaki direk uçuş sayıları artıyor. ŞİÖ'nün gözlem üyesi olan Azerbaycan'a Çin yatırımları da artarak sürüyor. BYD firması ülkede elektrikli otobüs fabrikası kurmakta ve ülkenin önümüzdeki yıllarda ihtiyaç duyacağı 3000 adet elektrikli otobüsü bu firma üretecek. Aliyev, kuşak yol projesinin sadece geçiş ülkesi olmakla yetinmiyor. 'Güzergahta fabrikalar, işyerleri kuracağız' diyor. Yani bu lojistik hat üzerinden, doğudan ucuza yarı mamul alıp, fabrikalarında işleyip, aynı lojistik hat üzerinden Batı'ya satacaklar. Gayet akıllıca bir ticari politika. Azerbaycan Çin'in farklı bölgelerinde altı adet Azerbaycan ticaret odası kurmuş. Sadece son 12 ay içinde Çin ile Azerbaycan arasındaki lojistik mal akışı 86% artmış ve Aliyev bunun sadece başlangıç olduğunu söylüyor. Ticaretin tek taraflı olduğu da düşünülmesin. Azerbaycan, Çin'e şarap ihracatını hızla artırmakta. Şarap ürününün ne kadar yüksek ekonomik katma değeri olduğunu herhalde yazmaya gerek yok. Çin başkanı Xi, Aliyev'i bu seneki başka etkinliklere de davet etmiş ve birkaç ay içinde tekrar ziyaret gerçekleştirecek.

Doğrusu Aliyev'in İsrail ile ticari ve askeri ilişkilerini eleştirmekle beraber, diğer konularda son derece başarılı ve doğru yolda olduğunu belirtmek gerekli. Ülkesini hızla kalkındırıyor. Yurtdışındaki panellerde ve yabancı röportajlarda ülkesini, milletini çok iyi temsil ediyor. Vücut dili ve ikna becerisi çok iyi seviyede. Paşinyan gibi rakipleri ile karşı karşıya geldiği panel ve müzakerelerde rakibini mindere çarpıp tuş ediyor.

Bizim memlekette kapağı Avrupa ülkesine atma yaklaşımı pek revaçta ama Azerbaycan ve Bakü'nün gelişim hızına baktığımızda 'ille kapağı yurtdışına atacaksanız, buyurun fırsatlar ülkesi Azerbaycan'a atın' diyesi geliyor insanın. Aliyev'in politikaları sayesinde Azerbaycan Türklerinin itibarı artıyor, pasaportlarının değeri yükseliyor.

Türkiye için bu alanda hangi fırsatlar mevcut?

1) Bakü'nün merkezinde prestij projesi Alev kuleleri var. Üç kulenin bir tanesi otel, diğer ikisi büyük oranda boş. Yıllardır durum böyle. Yüz milyonlarca dolar yatırım yapılmış bu projenin atıl kalması doğru değil. Türkiye'nin Azerbaycan ile işbirliği içinde bu kulelerin Azerbaycan turizmine ve ekonomisine katkı sağlar hale getirmesi uygun olur. Belki TOKİ veya TVF üzerinden bu kulelerde, otel, AVM, restoran, diplomasi merkezi gibi işlevler yaratılabilir. Bilim müzesi veya Doğa Tarihi Müzesi gibi müzecilik örnekleri buralarda kurulabilir.

2)Türkiye Azerbaycan'a mal satıyor ama çok daha fazla mal satma ve iki ülkede de istihdam yaratma potansiyeline sahip. Lojistik maliyetler kontrol edilebilse bu ticaret katbekat artacak. Mallar Azerbaycan'a TIR ile Gürcistan üzerinden giriyor. En kritik konu Gürcistan geçiş maliyetlerini sıfırlama konusu. Elbette Gürcistan ekonomisinin bu geçiş parasına ihtiyacı var ama farklı bir formül bulmak lazım. Geçiş maliyetini, TIR'daki ürünlerin birim maliyeti üzerinden kaldırmak lazım. Misal Gürcistan yılda bu kapıdan 2 milyar dolar mı kazanıyor? Bu parayı sabitleyelim, her sene hazineden ödeyelim ve TIR geçişleri bedava olsun. (Veya karşılıklı kaldıralım). Böylece daha ucuz ama yüksek katma değerli malları da satabilir ve daha fazla ekonomik büyüme yaratabilir hale geliriz. (Misal: meyve, sebze, tekstil, cam vs. ihracatı). Ayrıca TIR'ların yurtdışı sigorta parası ve prosedürü de ortadan kaldırılmalı. İki ülke TIR'larının kendi yerel sigortaları geçerli olmalı. Ayrıca transit geçişlerin gümrük noktasında durmaksızın, elektronik beyan sistemleri ile yapılması ve araçların Türkiye'den Bakü'ye kadar hiç durmadan geçebilmesi sağlanmalı. Bu tür düzenlemeleri becerebilen ülkeler (Örnek Avrupa Birliği) hızla refah üretiyorlar. Ayrıca Ermenistan ile de problemler çözüldükten sonra aynı şekilde masrafsız, serbest geçişe açılması Bakü yolunu daha da kısaltacak ve ucuzlatacaktır. Elbette bu öneriler Türkiye üretimi malların ihracı için uygundur, AB'den gelen mallardan Gürcistan istediği kadar yol parası alabilir.

3) BYD'nin Azerbaycan'da elektrikli otobüs üretmesi Türkiye için bir fırsat olabilir. Türkiye'de yapılan BYD yatırımı için ürün ve hizmet üretecek yerli tedarikçilerimiz Azerbaycan yatırımına da destek olabilirler. Ayrıca Azerbaycan üretimi elektrikli otobüslerinden bir miktar ithal edilmesi ve İstanbul gibi şehirlerde sefere konması uygun olabilir. Bunun karşılığında Azerbaycan'a TOGG satabilir hale gelebiliriz.

KİRPİLERİ KONTEYNERE SIĞDIRMAK

Ülkelerin silahlı kuvvetleri için güç aktarımı, hele ki okyanus ötesine güç aktarımı stratejik bir kabiliyettir ve bu kabiliyet için milyarlarca dolarlık uçak gemileri, denizaltılar, savaş gemileri, destek gemileri gerekir. Bu yapılınca zaten davul zurna ile güç transferi yapılmış oluyor yani bu işin gizli yapılabilirliği de yok. Daha kısıtlı olmak ile beraber, güç aktarımın diğer bir yöntemi ise silahları standart konteyner içine koyup, konteyner gemileri ile dünyanın her yerine hızla ve son derece ucuza göndermektir. Bu durumda gizli sevkiyat yapılabilir ve silahlar aylarca ve yıllarca ilgili ülkede makul maliyetler ile konteyner içinde bekletilebilir. Ülkemiz son yıllarda artan seviyede jeopolitikte iddialı hale geldi ve farklı ülkelerde askeri üsler kurduk. Libya, Somali, Cibuti'ye kurulan askeri üsler doğru işlerdir, bölge barışına ve Türkiye ile ilgili ülkelerin menfaatlerine hizmet etmektedir. Dünyadaki konteynerlik sistemi standart ölçülere göre kurulmuştur. Gemiler, limanlar, vinçler, kamyonlar, trenler, hepsi aynı ölçülerdeki konteyner kutularını elleçleyebilecek şekilde tasarlanmıştır. Artık bu ölçüler ile oynamanın imkânı yoktur. Bu muazzam küresel lojistik altyapı ve kanalı askeri amaçlar için kullanmak istiyorsak (ki istemeliyiz), askeri ekipman tasarımlarında bu konteyner ölçülerini dikkate almalıyız. İlk akla gelen örnek, çoğu karasal askeri operasyonda kullandığımız temel platform olan Kirpi araçları. Bu aracın genişliği 2640 mm dir. Konteynere girebilmesi için genişliğinin en fazla (konteyner kapılarının boyutundan dolayı) 2352 mm olması gerekir. Yani tasarım aşamasında aracın enini 30 cm daraltmadığımız için araçları konteynere yükleyip dünyanın dört bir yanına kolayca gönderemiyoruz. Misal İngilizler Defender jeeplerin enini tam konteynere göre ayarlamışlar, bunları kolayca her yere gönderebiliyorlar. Araçlar konteynere sinek kaydı giriyor. Diğer örnek meşhur Amerikan Humvee jipleri. Sizce bu kadar büyük ve uzun aracın genişliği neden sadece 2,2 metrede bırakılmış? Amerikalı tasarımcılar bilmiyorlar mı araç ne kadar geniş olursa yüksek hızda stabil olur ve zor devrilir? Elbette biliyorlar.

Mevcut kirpilerin genişlik konusunu çözmek için çamurlukları, aynaları vb. sökmek belki kurtarabilir, emin değilim. TSK'nın lojistik birimlerinin bu konuda çözüm üretmesi faydalı olabilir. Hiçbir çözüm bulunamaz ise yeni Kirpi modellerinin genişliğinin standart konteynere göre üretilmesi yegâne çözüm olacaktır. Kirpilerin yükseklik kısıtının 'High Cube' tabir edilen yüksek tipte konteynere sığması için lastiklerinin sökülmesi, kulenin söküm durumu muhtemelen kurtarır. Olmadı tasarım mühendislerimize veya sökme/takma uzmanı bakım ekiplerine iş düşecektir. Asıl başarı, mevcut Kirpi envanterini konteynere sokabilecek bir çözüm geliştirebilmektir. Bunu yapabilirsek, birkaç hafta içinde istediğimiz kadar Kirpi aracını Libya'dan Yemen'e, Somali'den Maldivler’e, Alaska'dan Maçu Piçu'ya kadar dünyanın her yerine transfer edebilme yetkinliğine kavuşuruz. Bu konteyner işi tren ile de çalışıyor yani Asya ve Afrika içindeki ülkelere de Kirpilerin bu yolla aktarılması gayet mümkün olacaktır. Kirpi araçlarına sadece hafif silahlı zırhlı araç olarak bakmamak lazım. Bu bir platformdur ve üzerine koyacağınız faydalı yüke göre hava savunması, radar, elektronik istihbarat, dron lançer ve kumandası, mobil vinç, ambulans, jeneratör vb. her görevi yapabilirler. Konteynerlerin askerî açıdan diğer önemli özellikleri sağladıkları gizliliktir. Casus uçak veya uydular, konteynerleri görebilir ama içi boş mu dolu mu, içinde ne var göremez. Yani etrafa serpiştirilmiş boş konteynerler, olası savaş durumunda düşmanı büyük ölçüde yanıltacak, oyalayacak ve operasyon maliyetini artıracaktır. Ayrıca konteynerlerin üst üste dağ gibi istiflenme özellikleri vardır, bu da maliyet etkin lojistik çözümleri sunar. Dağın içinden, yerin dibine kadar (ve bazı özel durumlarda, göl ve denizlere) konteynerler kolayca gizlenebilirler. TSK'nın önümüzdeki senelerde artması muhtemel küresel konumlanması için askeri ekipmanlarının ve lojistik sistemlerinin standart konteynerlere göre tasarlanması uygun olabilir. Bu durum TSK'nın küresel operasyonlarında hız ve maliyet-etkinlik sağlar. Sun Tzu'dan, büyük İskender’e, Napolyon’a ve modern komutanlara kadar büyük askeri komutanlar 'Amatörler strateji, profesyoneller lojistik konuşur' benzeri laflar ederler. İşte oradaki lojistik, bu lojistiktir.

TOGG PROJESİ GAZA BASMALI

Togg projesi teknik olarak başarılı yürütülen bir proje. Genel müdürü, yetkin. Nedense son zamanlarda pek medyaya çıkmıyor. Bu durum pek hayra alamet değil. TOGG şu aralar ayda 3500 civarı hayli zayıf satış (yani üretim) seviyelerinde. Elektrikli araç satışlarında payı 25%'lere kadar indi maalesef. Bu durum TOGG şirketinin hatası değil. Tutup dünyanın en büyük otomobil firmalarına sadece 10% ÖTV ile Türkiye iç pazarında elektrikli araba satış yetkisi vermek hangi akla hizmettir? TOGG büyüsün, palazlansın, yeni modeller, markalar üretsin, küresel bir marka olsun, sonra isterseniz sıfırlayın ÖTV'yi önemli değil. Bugün, bu milli firmamızı ite, çakala boğdurmamak lazım. Dünya kadar milletin de parası ile yatırım yapıldı, hatta az yapıldı, daha fazlası yapılmalı, ama sektörü düzenleyen politika yapıcılarımızın da kendilerine çeki düzen vermesi lazım. Türkiye'de binlerce elektrikli araç şarj istasyonu kuruldu, Tesla daha çok satsın diye mi yaptık bu kadar altyapı yatırımını? Evet TOGG teknik olarak rakiplerinin gerisinde kalabilir, bataryası, yazılımı yeni model yabancı modellerin gerisinde kalabilir ama bu işler böyle. Herkes bu yollardan geçiyor. Hatırlıyorum Hyundai'nin Türkiye'ye ilk geldiği yıllarda gördüğü muameleyi. O dönemlerde Kore'de daha kaliteli ve ucuz olan Japon arabası alanların camını kırıyordu vatandaşlar. Bakın bugün nereye gerdi Kore otomotiv sektörü. Çin de aynı yolda. Trump aptal mı Amerikan otomotiv sektörünü korumak için her türlü taklayı atıyor, gümrük duvarlarını örüyor? Gürcan bey neden medya karşısına pek çıkmıyor bilemiyorum ama ciddi bir sorun yok ise, pili bitmedi ise, kendisine tam yetki ve bütçe ile projeyi çok daha öte noktalara getirmesi konusunda destek olmak gerekir. Hızla üretim ve satış adetlerinin ayda 20 binli seviyelerine çıkartılması ve Almanya başta olmak üzere gecikmiş Avrupa satışlarının hızla devreye alınması lazım. KKTC ve İngiltere pazarları da sağdan direksiyonlu modeli bekliyor. Avrupa Birliği bu araca satış lisansı vermiyor ise, gecikmenin gerekçelerini bilme hakkımız var. Türkiye'nin buna cevap vermesi gerekir. Neden TOGG projesi daha hızlı büyütülemiyor? Finans problemi varsa Borsa İstanbul üzerinden hisse veya tahvil çözümleri kullanılabilir, yeni ortaklar projeye sokulabilir ama bunlar da yapılmıyor?

TURİSTİK DOĞU SEFERİ DURAKTA NE KADAR DURMALI?

Ülkemizde onlarca yıl gecikmeden sonra nihayet turistik tren işletmeciliği konusuna yatırım yapılmaya ve bu eşsiz turizm kanalının potansiyelini kullanmaya başladık. Elbette daha işin başındayız. Bu işin lokomotif, güvenlik ve altyapı hizmetlerinin kamuda kalması uygundur ama turistik trenlerde üretilen temel hizmet olan 'Otelcilik' kısmında özel firmaların da kendi tasarladıkları vagon tipleri ile hizmet vermeleri sektörün daha hızlı gelişmesine fayda sağlar ve kamunun asıl işine daha çok kaynak aktarması için kaynak tasarrufu sağlar. Misal Ankara-Kars, turistik doğu ekspresini ele alalım. Bu trenin asıl hedefi Kars'a varmaktır, şehir duraklarında kısa duruşlar yapar. Elbette bölge turizmine bu işin daha çok katkı sağlaması için trenlerin daha uzun süre durması hatta gecelemesi lazım ama bu durum, sektörün ruhuna aykırı. Trenler durmak için değil, gitmek için yapılır. Durdukça para kaybedilir, kaynak israf edilir. Aynı uçaklar gibi. Bu sorunun çözümü trenleri şehirlerde daha uzun duraklatmak olmamalıdır. O tren seferini hızla tamamlamalı ve yeni sefer yolcularını almalıdır. Peki turistik tren hattındaki şehirler, bu büyükşehirden gelen yerli-yabancı turistlerin şehirlerinde daha çok zaman ve para harcamasını nasıl sağlayabilirler? Bu işin oluru şöyledir: Turistik tren seferleri her gün Ankara'dan Kars yönüne çıkış yapmalıdır ve yolcular istedikleri şehirde bavulları ile inmeli, bir iki gün o şehri gezmeli, otelde kalmalı ve sonra yine aynı bilet ile o günkü turistik tren ile yolculuğa devam etmelidir. Yani sefer sıklığını ve kapasite yönetimini iyi ayarlayabilirsek, bu tren hattındaki şehirlerde turistler geceleme ve gezme fırsatı bulurlar. Hatta civar şehirlere de gidebilirler. Dağa, yaylaya çıkabilirler. Araba kiralar, atla gezer, çarşı pazar gezerler vs... Sonuçta bu tren işinin güzelliği, güzergâh belli, sefer sıklıkları belli, mobil uygulamalardan rezervasyon yapılabiliyor, gayet saatlik planlama yapılabilir bir sistem. Bilet sahibinin indi bindi yapmasının ilave bir maliyeti de yok. Onun boşalttığı kabinin hızla temizlenmesi ve o durakta başka yolcuya tahsis edilmesi gerekecek. Belki temizleme işlemi bitene kadar ilgili yolcu restoran vagonunda bekletilecek. Trencilik sektörüne uyarlanmış otelcilik hizmetlerinin sunulması gerekli. Bu sistemi tasarlayabilirsek, denizden (ve turizmden) uzak olan Anadolu şehirlerine tren ile daha çok yolcu gelir, geceler, ilgili şehirlerdeki restoran, otelcilik sektörleri büyür, duraklara yatırım gelir, sistem daha çok istihdam ve katma değer üretir. Misal turistik Doğu Ekspresi 29 adet durakta duraklıyor. Bu şehirlerde tur acentaları var ama o turisti çekemiyorlar çünkü turist trenden pek uzaklaşamıyor. Turiste geceleme ve sonraki tren ile devam imkânı verilirse, bu ara şehirlerdeki turizm acentaları da turistlere yemek, kalma ve gezme dahil şehir turları tasarlayabilir ve satabilir hale gelirler. Böylece turizm fukarası Anadolu şehirleri ile yerli turistleri buluşturabiliriz. Trenlerin turistik işletmesi konusunda yerli ve yabancı özel sektör hizmet vermeye başladığında zaten bol miktarda yabancı turisti de bu güzergahlarda görmeye başlayacağız. Bu durum, ilgili şehirlerin gelişiminde bambaşka bir seviyeye geçilmesi anlamına gelir. Özellikle turistik tren güzergahında olan şehirlerimizdeki muhtarlar, belediye başkanları ve siyasi parti örgütlenmelerinin bu konuda hükümete politik baskı yapmaları uygun olabilir. Unutmayalım ki bu turistik tren işi Avrupa'da daha çok yaşlı ve zengin turistlerin ilgi alanıdır çünkü yattığı yerden şehirleri, ülkeleri gezebilirler ve otel konforunda hizmet alırlar. Ödedikleri para ise gecelik yüzlerce dolara kadar çıkabilir. Bugün için bizim hedefimiz bir bileti yüzlerce dolara satmak olmamalıdır. Sistemi geliştirmeye, yaygınlaştırmaya, ölçek ekonomisine ulaşmaya, rekabeti sektöre getirmeye ve öncelikle yerli turistin bu işi benimsemesine odaklanmak gerekir. Yabancı turisti çekmek için ise yeri otel zincirlerimizi bu işe davet etmek uygun olacaktır. İlk akla gelen markalarımız Rixos, Dedeman, Merit, Divan, Kaya, Anemon vs... THY'nin Do&Co ile kurduğu ortaklığın da bu alanda yatırım yapması uygun olabilir. Bu firmalarımız turistik trencilik işinde, hizmet rekabetinde yarışsınlar ve sektörün hızla büyümesini sağlasınlar. Bu turistik tren işinin sonraki adımı, İran, Azerbaycan, Gürcistan, Rusya gibi ülkelere uzanacak turistik seferler olabilir. Yerli firmalarımız bu turistik tren işletmeciliği işini yurtiçinde deneyimledikten ve uzmanlaştıktan sonra benzer hizmetleri Afrika başta olmak üzere farklı coğrafyalarda da verebilir hale geleceklerdir.

Turistik tren seferlerinin başarısını artırmak için bu seferleri İstanbul'dan ve hatta ileride IGA havalimanından da başlatabilmek gerekir.

Azerbaycan