Yandex
13 Mayıs 2025 Salı
İstanbul 14°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Bakan Şimşek: ABD ve AB imalat sanayi payını Çin’e kaptırdı

ABD ile Çin arasındaki rekabet nedeniyle korumacılığın yükseldiğini belirten Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, ABD, AB ve Japonya gibi gelişmiş ekonomilerin imalat sanayindeki küresel paylarını Çin’e kaptırdığını söyledi. Şimşek, Türkiye’nin ticaret savaşlarından sınırlı etkileneceğini dile getirdi

Bakan Şimşek: ABD ve AB imalat sanayi payını Çin’e kaptırdı

Capital, Ekonomist ve Startup dergilerinin, düzenlediği Uluslararası Ekonomi Zirvesi (UEZ), Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in gönderdiği video mesaj ile başladı. Ekonomi Koordinasyon Kurulu toplantısı nedeniyle Sapanca’daki zirveye fiziki olarak katılamadığını dile getiren Şimşek, video mesajında; son dönemde yoğunlaşan korumacılık tedbirleri nedeniyle küresel belirsizliklerin daha önce hiç olmadığı kadar arttığını söyledi. Bu gelişmenin küresel büyümeyi aşağı çektiğini kaydeden Mehmet Şimşek, sözlerine şöyle devam etti:

“Geçen sene ticaret kısıtlamaları 11 kat yükseldi. Küresel Finansal Kriz öncesi dönemde küresel ticaretteki büyüme, küresel büyümenin yaklaşık iki katı artıyordu. Küresel Finansal Kriz sonrasında küresel ticaretteki büyüme ise küresel ticaretin altında kaldı. Yani büyümenin motoru olmaktan çıktı. Ticaret savaşı bu şekilde devam ederse küresel büyümenin yüzde 3’ün altına gerilemesi olasılığı yüksektir.

‘ÇİN KÜRESEL ÜRETİMDE SÜPER GÜÇ’

“Korumacılığın artmasının temel sebebi ABD-Çin arasındaki jeostratejik rekabettir. Son 20 yılda ABD, AB ve Japonya gibi gelişmiş ekonomiler, imalat sanayindeki küresel paylarını büyük ölçüde Çin’e kaptırdılar. İmalat sanayi katma değerinin yüzde 30’undan fazlası Çin’de üretiliyor. Çin hem küresel üretimde süper güç hem de birçok ülkenin birinci ticaret ortağı.

“Bu ortamda Türkiye, benzer ülkelere göre daha dayanıklı bir konumda. Bunun iki nedeni var. Birincisi, ihracata olan bağımlılığımız görece düşük. Büyümemizi yönlendiren asıl unsur iç talep. Mal ihracatının milli gelire oranı yaklaşık yüzde 20. Dolayısıyla içe kapanan bir dünya düzeninde Türkiye’nin etkilenme düzeyi diğer ülkede göre daha sınırlı olabilir. İkinci neden ise ticaretimizin büyük kısmını dost ve yakın ülkelerle yürütüyoruz. İhracatımızın yüzde 62'si serbest ticaret anlaşmalarımızın olduğu ülkelere yapılıyor. Bu da bizi dış şoklara karşı daha dayanıklı kılıyor.”

‘TÜRKİYE RAKİPLERİNE GÖRE AVANTAJLI’

Ticaret savaşlarının dolaylı etkileri de olacağını fakat ölçmek için henüz çok erken olduğunu belirten Şimşek, şöyle devam etti:

“Bunların başında Çin'in gümrük tarifelerine nasıl cevap vereceği geliyor. Arz fazlasının düşük fiyatlarla bizim ülkemize veya pazarlarımıza yönelme riski var. Ayrıca küresel değer zincirlerinin olumsuz etkilenme olasılığı da bir risk. ABD’nin Türkiye’ye görece düşük tarife uygulaması, Asya’daki rakiplerimize oranla avantaj sunuyor.”

Küresel ekonominin karşı karşıya olduğu diğer önemli riskin artan borçluluk olduğunu ifade eden Şimşek, şunları söyledi:

“Son 5 yılda küresel borcun milli gelire oranı 100 puandan fazla arttı ve yüzde 328’e ulaştı. Bu seviye, düşük faiz ortamında yönetilebilirdi ancak küresel faizlerin yükseldiği bir senaryoda pek çok ülke zorlanabilir. Türkiye, burada da avantajlı konumda. Toplam borcumuzun milli gelire oranı yüzde 93 seviyesinde. Bu oran, gelişmekte olan ülkeler ortalaması yüzde 245’in oldukça altında.”

‘Savunma harcamaları Türkiye için fırsat’

Küresel savunma harcamalarındaki artışın Türkiye için önemli bir avantaj olduğunu söyleyen Şimşek, şu ifadeleri kullandı:

“Son 25 yılda savunma harcamaları dolar bazında 2 kat artarak 2,4 trilyon dolara erişti. Önümüzdeki 10 yılda bunun katlanması ihtimali yüksek görünüyor. Örneğin, AB önümüzdeki 4 yılda, savunma için 800 milyar avroya kadar kaynak ayırmak için mali kurallarını esnetti. Ülkemiz NATO’da en büyük ikinci kara ordusuyla, önemli savunma sanayi endüstrisiyle küresel caydırıcılığa sahiptir. Küresel savunma harcamalarındaki artışın Türkiye için önemli fırsatlar sunuyor. 25 yıl önce dünyanın savunma ekipmanı ithalatçılarından biriydik. 2024 yılında, dünyanın en büyük 11. savunma sanayi ihracatçısı olduk. Bu büyüyen pazarda, Türkiye daha fazla pay alarak sanayide katma değerini yükseltme payına sahiptir.”

‘ABD ve AB imalat sanayi payını Çin’e kaptırdı’

Enflasyonla mücadele programına da değinen Bakan Şimşek, “Enflasyon 10 aydır düşüyor ve düşmeye devam edecek. Bu konuda siyasetin programa desteği tam. Son dönemde piyasa dalgalanmaları nedeniyle enflasyon beklentilerinde bir miktar bozulma olsa da hedef aralığında kalacağız.” dedi.

Kurlarda ufak bir oynama olduğuna işaret eden Şimşek, “Yurt içi talep zayıf olduğu için kur geçişkenliğinin düşük olmasını bekliyoruz. Petrol fiyatları da ciddi bir şekilde geriledi. Bu da kur kaynaklı etkileri telafi edebilir. Cari açığımız son 2 yılda yüzde 5 civarında oldu. Ancak bu yıl daha düşük bir açık bekliyoruz. Piyasadaki son gelişmeler ve petrol fiyatlarındaki düşüşler, cari açığın programımızdaki hedeflerin de altında olabileceğini ima ediyor.” sözlerini kullandı.

ABD Avrupa Birliği