19 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 15°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Belarus’ta ‘renkli devrim’ denemeleri

Hem ekonomide hem de güvenlikte Lukaşenko Avrasyacı bir çizgi izlemektedir. Seçimleri yeniden kazanan Lukaşenko’yu ilk tebrik eden liderlerin Xi Jinping ve Putin olması tesadüf değil. Batı ise Belarus’taki sokak hareketlerine destek veriyor

Belarus’ta ‘renkli devrim’ denemeleri
A+ A-
HÜSEYİN ERMAN SÜLÜK / VATAN PARTİSİ ULUSLARARASI İLİŞKİLER BÜROSU BAŞKAN YARDIMCISI

Son günlerde Batı basını sıkça Belarus’taki seçim dönemiyle ilgili haberler yayınlıyor.

9 Ağustos 2020 tarihinde Devlet Başkanlığı seçimi tamamlandı. Aleksandr Lukaşenko seçimde oyların yüzde 80’ini alıp altıncı kez Belarus Cumhuriyeti’nin Devlet Başkanı olarak seçildi. Alınan bilgilere göre oyların açıklanmasından sonra başkent Minsk’te ve diğer şehirlerde protestolar başladı. Bütün eski Sovyet ülkelerinde tartışmalar başladı: yeni bir “renkli devrim” mi kapıda?

Aleksandr Lukaşenko iktidara 1994 yılında geldi ve bugüne kadar Belarus’un ilk ve tek Devlet Başkanı olarak görevini sürdürdü. Putin’den daha önce ülkesini doksanlı yılların yıkımından kurtarabilmişti. Doksanlı yıllarda, onun başkanlığında Belarus, Sovyetler Birliği’ni oluşturan diğer eski ülkelerden farklı olarak, Sovyetler Birliğinin pozitif mirasını korumaya yöneldi. Nitekim bu mirası korumaya yönelik adımlar, bugün 90 tondan fazla yükü taşıma kapasitesine sahip damperli maden kamyon pazarının yüzde 27,3'ü sağlayan Belaz fabrikasını ayaktı tuttu. Aynı şey Minsk Traktör Fabrikası, Minsk Otomobil Fabrikası ve diğer Sovyet döneminde yapılan fabrikalar içinde geçerli.

Oligarşiye ve mafyaya yaptığı baskılar Lukaşenko’nun reytingini o kadar yüksekte tuttu ki, 1998-99 yıllarında, Rusya ve Belarus arasında Birleşik Devletin (Rusçası: Soyuznoye Gosudarstvo) kurulması durumunda, Lukaşenko’nun Boris Yeltsin’i seçimlerde yeneceği neredeyse kesindi. Çünkü Rus halkı da kendileri için kardeş olan Belarus’taki siyasi ve ekonomik faaliyetleri benimsiyordu. Nitekim Birleşik Devlet o dönem oluşmadı ve bu konu rafa kaldırıldı.

MUHALEFET BATI DESTEKLİYDİ

O dönemden bugüne kadar Lukaşenko’ya karşı çıkan tüm muhalefet Batı destekliydi. Orada da renkli devrim denemeleri oldu. Fakat Ukrayna ve Gürcistan’a nazaran, Belarus’taki yönetimin işsizliğe ve organize suç örgütlerine karşı elde ettiği başarılar, halkın mevcut iktidara güvenini artırdı. Batı yanlısı gruplar halkta bir dayanak bulamadı.

Lukaşenko döneminde Belarus Gümrük Birliğin kurucusu ve üyesi oldu (üyeleri: Rusya, Belarus, Kazakistan, Kırgızistan, Ermenistan). Aynı zamanda Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütün kurucusu ve üyesi de oldu (Rusya, Belarus, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan ve Ermenistan). Yani hem ekonomide, hem de güvenlik mevzularında Lukaşenko Avrasyacı bir çizgi izlemektedir. Sovyetler Birliği döneminde tüm Doğu Avrupa’yı kontrol altında tutan Moskova’nın şu an Avrupa’daki tam anlamıyla tek müttefiki Belarus.

BAĞIMSIZ HAREKET EDEBİLİYOR

Ancak şunu dikkatinize sunmak isterim. Rusya ile ilişkilerinde Belarus, Amerika’ya yakın Doğu Avrupa ülkelerinden çok daha bağımsız hareket edebiliyor. 2016 yılında Lukaşenko, Rusya ile uçak krizini yaşayan Türkiye’yi, Rusya’nın o dönem yaptığı ekonomik ve siyasi misillemelerine rağmen ziyaret edebildi ve iki ülke arasında ilişkilerin normalleşmesi için girişimlerde bulundu. Rusya’daki hakim sınıfın, Belarus için gaz ve petrol fiyatlarını yükseltme girişiminde, bu fiyatlar üzerindeki pazarlıkta elini güçlendirmek için ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton ve ardından ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’yu başkent Minsk’te ağırlayabildi. Bu hamleler onu Rusya’nın müttefiki olmaktan çıkarmadı. Ama bağımsız hareket etme imkânını tüm dünyaya gösterdi. Ukrayna, Litvanya, Letonya ve Estonya ABD’ye karşı bu kadar rahat hareket edebileceklerini düşünmüyorum. Nitekim Biden’ın talimatıyla Ukrayna’da baş savcı bile görevinden alınıyor…

ÜLKEDEKİ TEK AVRASYACI GÜÇ

Belarus ihracatının yüzde 50’ni Rusya’ya yapıyor, ithalatın yüzde 55’ni Rusya’dan sağılıyor. Bu durumda Belarus’taki muhalefet, sürekli Rusya’ya ağır ithamlarda bulunup Belarus halkının desteğini alamayacağını nihayetinde anladı. Bu sene gerçekleşen seçimlerde muhalefet liderlerini yeniledi ve Rusya’ya karşı söylemlerden çekindi. Ancak bu tür hamleler yeni değil. Ermenistan’da Batı destekli Paşinyan da protestolar esnasında ve daha sonra iktidara geldikten sonra “biz Rusya karşıtı değiliz, Ermenistan’daki iç sorunlarımızı çözüyoruz” diyordu. Ancak şu an Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev’in de verdiği bilgilere göre, Ermenistan’ın mevcut yönetimi Soros fonlarının eski çalışanlarından oluşuyor ve bu fonlardan destek alıyor.

Belarus basınında yapılan son açıklamalara göre protestocuların Polonya ve Çek Cumhuriyetinden talimat aldıkları kaydedildi. Rusya’ya karşı söylemlerden kaçınmalarına rağmen bu muhalefetin gerçek yüzünü ortaya çıkarıyor. Rus ve Belarus vatanseverleri bu durumun farkında ve Devlet Başkanı Lukaşenko yönetiminin Belarus’taki tek Avrasyacı güç olduğunu belirtiyorlar.

Protestolar esnasında can kaybı yaşanmadı. Belarus’ta renkli devrim bastırılıyor. Tabi Batı’nın tavrını izlemeye devam etmeliyiz. Protestoların tekrar şiddetlenmesi için desteklerini artırabilirler. Önümüzdeki günlerde gelişmeleri takip edeceğiz.

Şimdilik şunu belirtmek isteriz. Devlet Başkanı Lukaşenko’yu seçimleri kazanmasıyla tebrik eden ilk devlet yöneticileri: Çin Halk Cumhuriyeti Devlet Başkanı Xi Jinping ve Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin.

ARKASINDA ONLAR VAR: POLONYA, İNGİLTERE VE ÇEKYA

Belarus’ta ‘renkli devrim’ denemeleri - Resim: 1

Belarus Cumhurbaşkanı Lukaşenko, gece yarısı kendisinin seçimleri kazanmasına karşı yapılan izinsiz gösterilerde protestocuların Polonya, İngiltere ve Çekya’dan yönetildiğini söyledi.

Belarus’un seçim tarihinde rekor düzeyde katılım yaşandığını belirten Lukaşenko, buna karşın seçimlerdeki bayram havasının yurt dışından müdahale ile bozulmaya çalışıldığını ifade etti.

Önceki geceki protesto gösterilerinde bu odakları daha açık şekilde gördüklerini savunan Lukaşenko, “Yurt dışından gelen telefon aramalarını kaydettik. Polonya, İngiltere ve Çekya’dan aramalar yapıldı ve bizimkileri (protestocuları) yönettiler. Özür diliyorum ama koyunları yönettiler. Onlar ne yaptıklarını ve yönetilmeye başladıklarını bilmiyorlar” dedi.

Bir önceki gün yurt dışından ülkeye giriş yapmak isteyen pek çok kimsenin güvenlik gerekçesiyle geri çevrildiğini hatırlatan Lukaşenko, protesto gösterilerine Ukrayna ve Rusya’dan da gelenler olduğunu, 200-300 kişilik bir grubun ülkenin güneyine geldiğini söyledi.

Son Dakika Haberleri