Bilim kurgunun buzkıranı oldu ‘Roket dergisi gerçekten bir okul görevi görüyor’
Türkiye’nin ilk bilim kurgu dergisi Roket’in editörü Ruhşen Doğan Nar, derginin ekol yaratmayı başardığını belirtti. Türk edebiyatında bilim kurgunun kazandığı niteliğe de değinen Nar, daha özgüvenli olmak gerektiğini kaydetti.
Türkiye’de ilgiyle takip edilen alanların başında bilim kurgu geliyor. Özellikle gençlerin ilgi duyduğu bilim kurgu türündeki romanlar, öyküler geleceği de tartışmamızı sağlıyor. Türkiye’nin ilk bilim kurgu dergisi Roket, 2023 yılında başlayan yayım hayatını sürdürüyor.
Roket’in editörü Ruhşen Doğan Nar’la bilim kurguyu ve derginin yolculuğunu konuştuk.
- Roket nasıl ortaya çıktı? Kuruluş hikâyesini bizimle paylaşır mısınız?
Uzun zamandır aklımda bir bilim kurgu dergisi çıkarma fikri vardı. Hatta adını bile önceden koymuştum: Roket. Bilim kurgu camiasında şöyle bir boşluğun farkına varmıştım: Bilim kurgu öyküleri kaleme alan birçok yazar vardı; ancak bu alanda basılı bir dergi yoktu. Bu boşluğu bir nebze azaltmak için yola çıktık. Roket, günümüzde Türkiye’de basılı bilim kurgu dergiciliğinin yapılabileceğini gösterdi. Benzer dergilerin ortaya çıkması için buzkıran görevi gördü.
‘SIRÇA KÖŞKLERİMİZDEN ÇIKMALIYIZ’
- Dergi olarak nasıl bir yayın politikası izliyorsunuz? Hangi tür içeriklere öncelik veriyorsunuz?
Roket, tematik bir yapıya sahip olan bir dergi. Sadece öykülerden oluşuyor. Bu açıdan biraz farklıyız. İlk sayılarda okurlar ve yazarlar bu duruma biraz şaşırdı ama artık herkesin Roket’in kendine has yapısına alıştığını düşünüyorum.
- Türkiye’de bilim kurgu edebiyatının gelişimi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Henüz emekleme aşamasında olduğumuzu görüyorum. Ayağa kalkıp sağlam adımlar atmamız gerekiyor. Yapılacak çok iş var. Sırça köşklerimizden çıkıp ortaklaşa işler yapmalıyız. Elimizi taşın altına koyma cesaretini göstermeliyiz.
‘BATI’YLA KALİTE KONUSUNDA CİDDİ BİR FARK YOK’
- Sizce yerli bilim kurgu ile Batılı bilim kurgu arasında ne gibi farklar var?
Kalite konusunda bana kalırsa ciddi bir fark yok. Özellikle öyküleri düşündüğümüz zaman. Roman konusunda biraz daha yol almamız gerekiyor. Türk ve Batı bilim kurgusu arasında kültürel farklılıklar olması ise gayet doğal. Benzerlik ve farklılıkların farkında olarak daha özgüvenli hareket etmeliyiz.
- Derginizde yer alan yazarları seçerken nelere dikkat ediyorsunuz?
Yazardan ziyade öykü seçiyoruz. Yayın Kurulumuzun onayından geçen öyküler dergimizde yer alıyor. Kurulda öykülere dair ciddi tartışmalar ve değerlendirmeler yapıyoruz. Aslında dergi çıkarırken en keyif aldığım bölümlerden biri bu. Hem bir okur hem de bir yazar olarak oldukça geliştirici bir süreç.
- Okuyucularınızdan nasıl geri dönüşler alıyorsunuz?
Geri dönüşler muazzam. Roket’in sadık bir okur kitlesi var. Her sayısını edinen, okuyan ve fotoğraflarını bizimle paylaşan. Hatta dergimiz şöyle bir özelliğe de sahip: Her bir sayımızı, öykü öykü değerlendiren okurlarımız var. Bu incelemelere ruhsendogannar.com internet sitemde yer veriyorum. Böylece Roket gerçekten bir okul görevi görüyor. Yazarların kendini daha da geliştirmeleri için mühim bir fırsat doğuyor.
‘HER SAYIDA FARKLI YAZARLAR YER ALIYOR’
- Derginin hazırlanış süreci nasıl ilerliyor? Bir sayının ortaya çıkması ne kadar zaman alıyor?
Her bir sayı için yazarlardan öyküler geliyor. Ortalama 30-35 öykü geldiğinde okumalara başlıyoruz. Üç kişiden oluşan Yayın Kurulumuz her bir öyküyü okuyup değerlendirmesini yazıyor. Bu öyküler arasından 10-12 öykü seçiyoruz. Hemen hemen gelen öykülerin üçte ikisi eleniyor. Roket’in kritik ve fark yaratan kısmı burası.
Tabii, bir de sıra dışı bir kuralımız var: Hiçbir yazarın öyküsü iki sayı üst üste dergide yer alamıyor. Böylece her sayı bir önceki sayıya göre tamamen farklı yazarların öykülerinden oluşuyor. Ortalama altı ayda bir yeni sayımız okurla buluşuyor.
‘AKINTIYA KARŞI KÜREK ÇEKİYORUZ’
- Türkiye’de bir bilim kurgu dergisi çıkarmak hangi zorlukları beraberinde getiriyor?
Memleketimizde dergi çıkarmak, hele hele bilim kurgu dergisi çıkarmak akıntıya karşı kürek çekmeye benziyor. Birçok zorluk var. Ama tüm zorluklara rağmen oldukça keyifli ve anlamlı. Bir bayrak yarışı gibi, geçmişteki ustalardan bayrağı devraldık ve sonraki nesillere bayrağı devredeceğiz. Önemli olan bugünden yarınlara kalacak anlamlı işler ortaya koymak.
- Gelecek için ne gibi projeleriniz var? Dergiyi daha da büyütmek adına planladığınız yeni adımlar var mı?
Roket, 10. sayıyla birlikte yayın hayatına son verecek. Az ve öz olmasını istiyorum. Belki on sayıyı içeren bir koleksiyon sayısı gelebilir ya da tematik bir özel sayı olabilir. Önümüzdeki günlerde yedinci sayının basılacağını düşünürsek Roket’in yolculuğunun çoğu geride kaldı.
- Yeni başlayan yazarlara ne tavsiye edersiniz?
Çok okumalarını, daha sonra ise çok yazmalarını… Sadece çeviri değil, Türk edebiyatına da öncelik vermelerini tavsiye ediyorum. Yoksa çeviri tadında Türkçe bilimkurgu öyküleri ortaya çıkıyor. Ki bu Roket’e gelen öykülerde en çok rastladığım sorunlardan biri.
- Son olarak, bilim kurgu severler neden Roket’i neden takip etmeli?
Okurların Türklerin de bilim kurgu yazabildiğini, hatta çok yetkin öyküler yazabildiklerini görmelerini isterim. Roket, Türk bilim kurgu edebiyatının mevcut halini görmek için büyük bir fırsat.
