25 Nisan 2024 Perşembe
İstanbul 22°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Boğaz geçişine Montrö 'ayarı'

Türkiye, Montrö Boğazlar Sözleşmesi'nin tanıdığı haklar doğrultusunda geçen yıl 5 kat artırdığı boğazlardan geçiş ücretini tekrar güncelledi. Vergi ve harç katsayısındaki altın frank değeri yüzde 8,83 daha artırılarak tonaj başına 4,42 dolara yükseltildi

Boğaz geçişine Montrö 'ayarı'

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığına bağlı Denizcilik Genel Müdürlüğü, Türk Boğazları'ndan uğraksız geçişlerde ödenen vergi ve harçların katsayısında yeni düzenlemeye gidildiğini duyurdu. Müdürlükten yapılan açıklamada, “Montrö Boğazlar Sözleşmesi uyarınca Türk Boğazları’ndan uğraksız geçen gemilere uygulanmakta olan vergi ve harç (fener, tahlisiye ve sağlık denetimi) katsayılarındaki esas altın frank değeri, 1 Temmuz 2023’den geçerli olmak üzere 4,42 dolar (yüzde 8,3 artış) olarak belirlenmiştir.” bilgisi paylaşıldı.
Böylece geçen yıllarda kılavuzluk ve römorkör hizmetleri dışında boğaz geçişlerinden elde edilen yaklaşık 160-170 milyon dolar civarındaki gelirin, bu yıl 900 milyon dolara yaklaşması bekleniyor.

GEÇEN YIL 5 KAT ARTIRILMIŞTI

1983 yılında devlet tarafından alınan bir kararla Türk Hükümeti'ne verilen indirim yetkisine binaen ücretlerde yaklaşık yüzde 75’lik bir indirim yapılmış ve o gün belirlenmiş indirimli “altın frank” değeri 2022 yılına gelinceye kadar kullanılmıştı. Aradan geçen süre zarfında, indirimli “altın frank” değerinde herhangi bir güncelleme de yapılmadı. Ancak geçen yıl, tarihi bir karar alınarak Türk Boğazları'ndan geçecek gemilerin ödeyeceği sağlık denetimi hizmeti, fener hizmeti ve tahlisiye hizmeti ücretlerine esas olacak “altın frank” değerinin güncellenmesi kararlaştırıldı. Buna göre, 1983 yılında 1 altın frank değeri “0,8063 ABD doları” iken, 7 Ekim 2022’den itibaren uygulanmak üzere “4,08 ABD doları” olarak güncellendi. Bu suretle, halihazırda uğraksız geçen gemilerden alınmakta olan hizmet ücretleri 5 katına çıkarılmış oldu. Ayrıca kararla bundan böyle “altın frank”ın sabit bırakılmaması ve belirlenen yöntemle her yıl haziran sonunda Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından 1 Temmuz tarihi itibarıyla güncellenmesi kararlaştırıldı. Kararın ardından bu yıl ilk uygulaması yapılarak altın frank fiyatı yüzde 8,3 daha artırıldı.

ÜCRETLER NASIL HESAPLANIYOR?

Bugün Türk Boğazları'ndan uğraksız geçen ticaret gemileri, İsviçre’nin Montrö şehrinde 1936 yılında imzalanan Boğazlar Sözleşme’nin 2’inci maddesine göre, her bir net tonilatoları üzerinden devletimize sağlık, fener ve tahlisiye ücretleri ödemekle yükümlüler.
Bu ücretlerden sağlık resmi, halen Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü tarafından, fener ve tahsiliye resimleri ise Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü tarafından alınıyor.
Sözleşmeye göre; sağlık resmi için her bir net tonilato başına 0,075 altın frank, fener hizmetleri için ilk 800 net tona kadar 0,42 altın frank, fazlası için 0,21 altın frank, tahsiliye hizmeti içinse her bir net tonilato başına 0,10 altın frank ödeniyor. Ayrıca sözleşmede “Bunlar, tediye tarihlerindeki kambiyo fiyatına göre altın frank veya Türk parası olarak tevsiye olunur.” diye de ekleniyor.
Tabi bugün altın frank dünyada kullanılmıyor. Bunun yerine ücretler dolara sabitlenmiş. Fakat ABD’nin özellikle Vietnam hezimetinin ardından, 170 yıl boyunca New York Borsası ile paralel giden ABD Hükümeti’nin resmi altın değeri farklılaşmış. “Ver 35 doları, al 1 ons altını.” kuralını rafa kaldıran ABD, 1 ons altının fiyatını önce 38 dolara ardından 42,22 dolara yükseltmiş. Bu tarihten itibaren resmi fiyatla gerçek fiyat arasındaki makas da giderek açılmış. Şöyle ki; bugün ABD Hükümeti’nin ilan ettiği 1 ons altının fiyatı hâlâ kağıt üzerinde 42,22 dolarken, piyasada 1 ons altını yaklaşık 1947 dolara alabiliyorsunuz.

NEDEN ALTIN FİYATINI KONUŞUYORUZ?

Altın frankın dolara sabitlenmesi, içindeki saf altın miktarı üzerinden yapılıyor. 1 altın frankın içinde 0,29032258 gram saf altın bulunuyor. Dolar ise 0,736662 gramdan hesap ediliyor.
Türkiye ise 1983 yılında 1 altın frankı 0,8063 dolara sabitlemiş. Altının ons fiyatı olarak ise ABD’nin resmi belgelerindeki 42,22’ı baz almış. Tersten bir hesapla, 1 ons altın için 86,38 dolar değer biçilmiş. Yani bugünkü piyasa değerinin 22 kat aşağısı.
2022’de; İstanbul Boğazı’nı 35 bin 146 gemi, Çanakkale Boğazı’nı ise 42 bin 340 gemi kullandı. Eski uygulamaya göre yılda 160-170 milyon dolar civarında elde ettiğimiz gelir, 2022'deki düzenleme ile 800 milyon dolara yaklaştı, bu yılki artışla da 860-870 milyon dolar seviyelerine yükselecek. Ancak Montrö Sözleşmesi'ne göre hala daha fiyatı katlama hakkımız bulunuyor. Böylece yılda 2 milyar dolardan fazla ek gelir elde edebileceğimiz hesaplanıyor. Ons altının fiyatı arttıkça da kayıp miktarımız yükseliyor.

BİR DÖNEM DENENDİ

1982 yılında İstanbul Hukuk Fakültesi’nden Prof. Tahir Çağa, o tarihte 1 ons altın serbest piyasa şartlarına göre hesaplandığında, Türkiye’nin geçişlerden alması gereken paranın yaklaşık 10 katını alması gerektiğini belirterek, komutanlar ve hükümet nezdinde girişimlerde bulunmuş. Bunun üzerine Bakanlar Kurulu gizli bir kararname çıkartarak altının dünya borsalarındaki kuruna göre hesap yapılmasını kararlaştırmış. Ancak özellikle kendi armatörlerimiz olmak üzere denizcilik camiasından gelen şiddetli itirazlar sonucu, hükümet geri adım atarak mevcut katsayıyı kullanmaya devam etmiş. Bu artış döneminde bazı Rus gemileri de boğazdan hiç ücret ödemeden geçmiş, daha sonra da ücretler tahsil edilememiş. Türkiye ise bu gemileri yeniden boğaza sokmamak iradesini gösterememiş.

Son Dakika Haberleri