Yandex
18 Haziran 2025 Çarşamba
İstanbul 27°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Bu çağrı hepimize! Mahallenizin afet gönüllüsü olun!

İstanbul’da 23 Nisan’da meydana gelen depremin ardından düzenlenen ilk ‘afet gönüllüleri’ eğitim toplantısına 600 dolayında vatandaş katıldı. Bunlardan 420’si İstanbul’dandı. Her deprem sonrası gönüllü olmaya ilgi artsa da özellikle 1999 depreminden sonra yıldan yıla büyüyen bir gönüllü ordumuz var

Bu çağrı hepimize! Mahallenizin afet gönüllüsü olun!

Mahalle Afet Gönüllüleri (MAG) Eğitim Sorumlusu Nilüfer Kurt, mahalle mahalle hatta apartman apartman yapılacak bir afet gönüllü örgütlenmesinin, depremin hem öncesinde hem sonrasında sağlayacağı yararları Aydınlık’a anlattı.

AFAD ile eşgüdüm halinde çalışan MAG, 1999 depreminden sonra kuruldu. Nilüfer Kurt da o depreme Kocaeli’de yakalanmıştı. İstanbul’a geldikten sonra gönüllülere katıldı ve bugün gönüllü örgütlenmesinin önde gelen isimlerinden biri. Kurt, şöyle konuştu:

“İlk müdahaleyi yapan zaten halk oluyor. Hedef, bunun eğitim almış kişiler tarafından yapılması. Deprem olduğu anda kimse durmuyor. Ama bilinçsizce hareket edebiliyoruz. Toplumu bir enkazda, bir deprem durumunda, bir acil durumda ne yaptığını bilen bir toplum haline getirmek gerekiyor. Hedef, bunun mahalle mahalle, sokak sokak organize edilebilmesi, yönlendirilebilmesi.”

Bu çağrı da hepimize: “Mahallenizin afet gönüllüsü olun!”

Sözü Nilüfer Kurt’a bırakıyoruz:

Bu çağrı hepimize! Mahallenizin afet gönüllüsü olun! - Resim : 1

YARISI AKTİF KALIR

- Gönüllü eğitimlerine talep bu kadar çok oldu mu, daha önce?

250-300 olduğunu görmüştük. 2023'te yine böyle oldu. Deprem olduğu zaman insanlar eğitim almayı düşünüyor ya da ne yapabileceğini araştırmaya başlıyor. 2023’teki gönüllülerin yarıya yakını hâlâ aktif, diğerleri de kopmuyor, grupta kalıyorlar.

- Gönüllülerin temel işlevi, afeti hayatımızın bir parçası haline getirmek mi?

Evet. Depremin, hayatımızın bir parçası haline gelmesi gerekiyor. Gönüllü değil, halk olarak düşünmek lazım. Bunun bir müfredatlı olması gerekir. Eğitim alan kişiler gönüllülük esaslı işlere daha yatkın oluyorlar. Çünkü bilgi sahibi oluyorlar. Korkarak gönüllülüğe gitmektense afeti bilip yapabilirliğini artırmak, daha mantıklı ve daha kalıcı.

EKİP DAVRANIŞI HEM ÖNEMLİ HEM DE DAHA VERİMLİ

- Gönüllü sayısı arttıkça toplumda eğitim de yayılır mı? Bir hedefiniz de bu mu?

Tabii. 1999 depremini yaşadım. İlk müdahaleyi yapan zaten halk oluyor. Hedef, müdahalenin eğitim almış kişiler tarafından yapılması. Deprem olduğu anda kimse durmuyor. Ama bilinçsizce hareket edebiliyoruz. Toplumu bir enkazda, bir deprem durumunda, bir acil durumda ne yaptığını bilen bir toplum haline getirmek gerekiyor. Hedef, bunun mahalle mahalle, sokak sokak organize edilebilmesi, yönlendirilebilmesi.

Gönüllünün eğitim almış olması ve bir ekip içinde var olması, ekiple birlikte hareket edebilmesi lazım. Çünkü kişisel, bireysel yapılan yardımlar veya bireysel hareketler çok büyük bir alana ya da çok kişiye ulaşamaz. Grup davranışı içindeki hareketler hem toplumun bakışı açısından daha önemli hem de daha verimli. Örneğin enkazda çalışma, tek başına yapabileceğin bir şey değildir. Orada en az altı kişi olmanız lazım. Ekibin daha önceden birbirini tanıyor olması, bir arada çalışmış olmaları daha verimli, daha doğru.

HEDEF BÜTÜN MAHALLEYİ KATABİLMEK

- MAC olarak hedefiniz ‘her mahallede şu sayıda gönüllü’ mü? İdeal olan bütün mahalleyi bu çalışmaya katabilmek mi?

Hedef bütün mahalleyi buna katabilmek. Kartaltepe'de oturuyorum, Bakırköy’ün en büyük mahallesi. 150 gönüllümüz var, aktif olarak çalışan 70'tir. Afet durumunda ailesine gitmesi gerekeni vb. elersek, 30’a düşer, beş ekip ancak kurabiliriz. Bu sayıları yükseltebilirsek, daha çok ekip kurabiliriz.

Hedefimiz ilk önce ilçe, sonra mahalle. Mahalleyi elimizdeki ekip sayısına da bölebiliriz. Ama hedef tabii ki sokak sokak, hatta apartman apartman ekipler, örgütlenme.

- Bunu yapan ülke var mı?

Japonya çocuklukta yetiştiriyor. Orada bütün vatandaşlar zaten ne zaman ne yapacaklarını biliyorlar. Bir afet olduğu zaman orada ölüm olmaması bu sayede. Yapı da önemli ama yapıya göre hareket de önemli.

DİZİLER, VİDEOLAR HAZIRLANABİLİR

- Gönüllü hareketinin deprem öncesine de çok büyük etkisi var, öyle değil mi

Depremi önleyemeyiz. Önceden hazırlıklı olmamız gerekiyor ki deprem olduğu zaman doğru davranışları sergileyebilirim. Herkes MAG olmak zorunda değil ya da görev almak zorunda değil ama afet öncesinde, afet anında ve sonrasında neler yapması gerektiğini öğrenmeli.

Günümüzde insanlar görsel materyale dönük. İçi boş diziler yayınlanacağına deprem konusunda dizi yapsınlar, halka sunsunlar. Videolar yapsınlar, şarkılar yapsınlar. Eylül ayına kadar biz de bir video hazırlayıp daha çok insan ulaşmayı hedefliyoruz.

Bu çağrı hepimize! Mahallenizin afet gönüllüsü olun! - Resim : 2

İSTANBUL’DA GÖNÜLLÜ SAYIMIZI DÖRDE KATLADIK

- MAG 99 depreminden sonra kuruldu. Nereden nereye geldi? Gönüllü sayısı kaçtı? Şimdi kaç oldu?

99’da Kocaeli'de başladı, Kocaeli, Yalova, İstanbul, İzmir derken il il genişledi. İstanbul 2000’den itibaren örgütlenmeye başlıyor ama zaman zaman duraklayıp zaman zaman hız kazanıyor. 2017’den beri kesintisiz devam ediyor, o tarihten beri gönüllü sayımızı dörde katlamış durumdayız.

AFAD İLE EŞGÜDÜM HALİNDE

- Şimdi AFAD'la eşgüdüm halinde çalışıyorsunuz?

Biz bütün bilgilerimizi, gönüllü sayımızı AFAD'a bildiriyoruz. Eğitimleri veren ekibin üyeleri, ileri düzey arama kurtarmacıyız. Orta seviye akreditasyonumuz var. Bütün gönüllü portföyümüzü, AFAD'a ve Kaymakam'a liste halinde bildiriyoruz. AFAD gönüllüsü mü olacağım, MAG gönüllüsü mü olacağım bu önemli değil.

MAHALLE GÖNÜLLÜSÜNÜN AVANTAJI

- Yeter ki gönüllü olun diyorsunuz?

Evet. Ancak mahalle gönüllüsü daha hızlı hareket eder. AFAD'da ise çıkan emre göre hareket edilir.

23 Nisan'da biz toplaşıp muhtarlığa giderek derhal harekete başladık. İnsanları, vakit kaybetmeden yönlendirebildik, parklara dağıldık, insanlara yol gösterdik, ihtiyaç oldu su dağıttık, ihtiyaç oldu çorba dağıttık. Kızılay bunu yapıyor, kaymakamlık bunu yapıyor, belediye bunu yapıyor ama hareket manevrası açısından mahallede oturan vatandaş daha çabuk müdahale edebiliyor. Öyle bir artımız var.

İLK MÜDAHALEYİ ZATEN HALK YAPIYOR

- Gönüllülük farklı, arama kurtarma farklı mı?

6 Şubat'ı düşünün. Çok enkazımız vardı. Enkaz varsa ihtiyacımız arama kurtarma tabii. Oradaki betonu kırmak, kaldırmak, kişiyi kurtarmak uzun iş. Bir arama kurtarmacının bir kişiye ulaşması altı saate yakın bir süre alır.

Daha küçük yıkıntılarda halkın yapabileceği şeyler vardır, buna hafif arama kurtarma lazım. Hafif kurtarmayı zaten biz öğretiyoruz. Bir hilti kullanmak, bir beton parçasını kaldırmak gibi. Arama kurtarma ekibi dışarıdan gelen donanımlı ekipler oluyor. Arama kurtarma ekibinin gelmesi, hazırlanması zaman alıyor. O anda orada bulunan kişinin müdahalesi lazım. Zaten bütün depremlerde halk müdahale ediyor.

PSİKOLOJİK DESTEK İÇİN DE ÖNEMLİ

- Psikolojik destek açısından da önemli mi?

Tabii. Örgütlü, ekip haline gelmiş insanlar beraber hareket eder. Birbirini tanıyan insanlar. Enkaz haline gelmiş bir binaya yaklaştığın zaman, “Ayşe sen şunu, Mehmet sen bunu yap” demekle, “Arkadaşım sen şunu yap” demek arasında fark var.

İlk kurtarmayı zaten komşu yapıyor. İhtiyaç sahibi olanı sen tanıyorsun zaten. Deprem oldu, evinden çıkıyorsun, aileni ve senin apartmanında yaşayanları kontrol ettin. Sonra yan komşuna, yan apartmanına bakarsın. En azından göz aşinalığı var. Belki bugüne kadar merhaba dememişsindir, konuşmamışsındır ama o kişinin orada olduğunu biliyorsundur. O da senin bu mahalleden biri olduğunu bilir.

MAG'ın içine girdiğin zaman, mahallenin ablası, abisi olmaya başlarsın, onlar da seni öyle görmeye başlar. Zamanla seni formalı, yelekli görecek, aşina olacak. Bir şey olduğu zaman ilk size bakacaklar. O zaman bütün yüzler size dönüyor, bütün sorular size yöneliyor.

Halk, yanı başında bir tanıdık görünce mutlu oluyor. Bir teyze var bizim yan sokağımızda, 23 Nisan'da iki genç arkadaşımız görüp ilgilenmiş. Teyze, “Beni unutmadınız, sordunuz, benim burada olduğumu biliyorsunuz.” diyerek o kadar mutlu olmuş ki! Arkadaşlar ona yalnız olmadığını hissettirmiş, bu o insanın psikolojisine büyük bir katkıdır.

- Psikolojik destek orada başlamış.

O gönüllü yeleğiyle şöyle omzuna dokunup da “Bir şeye ihtiyacın var mı” sorusu bile korkusunu, endişesini hafifletiyor.

- Çok teşekkür ederiz.

YÜRÜYEMESEN DE YAPACAĞIN BİR İŞ VARDIR

- Yaş engel mi? Genç olmak, güçlü kuvvetli olmak gerekiyor mu?

Mahalle gönüllülüğünde 18'in üstünde olmak lazım. 18'in altındaki gönüllünün ya ebeveyni yanında olacak ya da ebeveyn izni. Herkesin yapabileceği bir şey vardır mahallede. Yürüyemeyebilir, hızlı gidemeyebilir, onu oturtursunuz telsizin başına, evrakların başına, yazı yazdırırsınız veya su dağıtır.

GENÇTİM BİLMİYORDUM BÜYÜKLERİMİZ DE BİLMİYORDU

- 99 Depremine nerede yakalandınız?

Kocaeli'de. Evden çıktığımda, büyüklere, peki şimdi nasıl, ne yapmamız gerekiyor diye sormuştum. Hem geçtim hem bilmiyordum. Orada büyümemiştim. Kimsenin hiçbir şey bilmediğini fark ettim. Hiç kimse, şunu yapacağız, böyle bir durumda şöyle davranılır demiyordu.

- Böyle mi karar verdiniz gönüllü olmaya?

Gönüllü olma fırsatı karşıma çıktı. O zaman çalışıyordum. İstanbul'a taşındıktan sonra MAG'la tanıştım.

afet