19 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 14°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

CKD Şubeler Toplantısı Sonuç Bildirgesi’nde irade birliğinin altı çizildi

Şubat 2020’deki 9. Olağan Genel Kurultayı ardından başlayan karantina sürecinde yüz yüze toplanamayan Cumhuriyet Kadınları Derneği (CKD)’nin Türkiye sathına yayılmış şubeleri geçen  Cumartesi Ankara’da coşkulu bir buluşma yaptı.

CKD Şubeler Toplantısı Sonuç Bildirgesi’nde irade birliğinin altı çizildi
A+ A-
BİNDALLI HABER

Genel Başkan Prof. Dr. Tülin Oygür’ün açılış konuşmasıyla başlayan Şubeler Toplantısı’nda faaliyet raporu ve mali rapor sunumlarının ardından, şubelerden gelen yöneticiler tek tek söz aldı.

İstanbul’dan Fatih, Kadıköy, Kartal ve Maltepe, İzmir’den Buca, Karşıyaka ve Konak, Ankara’dan Çankaya ve Yenimahalle, Antalya’dan Kepez ve Konyaaltı, Adana’dan Çukurova ve Seyhan, Bursa Osmangazi, Mersin Mezitli, Konya, Hatay, Eskişehir, Aydın ve Nevşehir şube başkanları, yaptıkları konuşmalarda CKD’nin, faaliyetleri ve söylemleriyle kadın örgütleri arasında ayrı bir yere sahip olduğunun ve milli kadın hareketinin öncülüğünü yaptığının altını çizdiler. CKD’nin bu niteliğinden taviz verilmeyeceği yönündeki iradelerini güçlü seslerle dile getirdiler. Sonuç bildirgesinde şu ifadeler yer aldı.

“Bugün Türkiye’mizi kuşatan büyük sorunlarla başbaşayız. Bir yanda ABD emperyalizminin ülkemizi bölme girişimleri, diğer yanda ekonomik kriz ve katlanılmaz boyutlara ulaşan hayat pahalılığı, hepimizi geleceğimiz yönünden çok dikkatli olmaya odaklamalıdır. Bu ortam, emperyalist Batı’nın milli devletleri içeriden yıkmak amacıyla ortaya sürdüğü ‘demokrasi projelerinde’ rol almaya hevesli örgütlerin yıkıcı, bozguncu faaliyetlere girişmesi için son derece elverişlidir. CKD bütün söylemlerinde bu tehlikenin altını çizmekte, bu tarzda yürütülen sözde kadın mücadelesini mahkûm etmektedir. Emperyalizmi iyi tanıdığımız, oyunlarının farkında olduğumuz, kökü dışarıda olmadığımız, Türkiye’den yana gerçek Atatürkçüler olduğumuz için milli kadın hareketinin öncüsüyüz.”

Bu esasa uygun önümüzdeki dönemin pratik çalışmaları şöyle sıralandı:

Çıkış noktası gençlerimize yönelik Batı kaynaklı yozlaşmış kültürel saldırının kadınlarımıza ve ailelere anlatılıp farkındalık yaratılması olan “Uyuşturucuya Karşı Anneler Hareketi”ne (UKAH) devam etmek.

UKAH çalışmasında gösterilen performansa ve geliştirilen özgüvene paralel olarak CKD’nin “Kamu Yararına Çalışan Dernek” statüsü alması için başvuruda bulunmak.

Kadınlarımızın üretime ve istihdama yönlendirilmesi için çalışma başlatmak. Emperyalizme direnmek, ekonomik yönden ayağa kalkmak için milli üretim seferberliği dışında yolu olmayan Türkiye’mizin kadın gücünü üretim seferberliğine hazırlamak.

İşçi, memur, çiftçi veya girişimci statüsündeki, ev kadınlığı ve benzeri konumlardaki kadınlarımızın, çalışma yaş aralığında olup istihdam edilmeyen kadınlarımızın sorunlarına ışık tutmak ve çözüm önerileri getirmek.

Farklı kadın kesimlerine yönelik bölgesel “Çalışan ve Üreten Kadın Zirveleri” düzenleyerek Türkiye’nin yükselmesiyle kadının yükselmesi, yani üretici güçlere dâhil olması arasındaki bağı göstermek.

Geçen yıl kamuoyuna ve Aile Bakanlığına sunulan Kadına Yönelik Şiddeti Önleme Programımızı güncellemek ve yeniden gündeme getirmek.

“Okullarımızda Andımız Okutulsun” kampanyasına yeniden başlamak. Danıştay’ın hukuk yönünden engelinin olmadığını hükme bağladığı Andımızın okullarda okutulmasına karşı çıkan Milli Eğitim Bakanımıza, çocuklarımızı neoliberal yozlaşma tehlikesine karşı koruma ve milli bilinçle donatma görevini hatırlatmak

Tülin Oygür CKD