Emeğimiz ve vatanımız için haydi Kartal'a
İşçiler ve memurlar, 1 Mayıs’ta yoksulluğa ve güvencesizliğe karşı ortak seslerini Kartal’dan yükseltecek. Yoksulluk sınırında yaşayan emekçilerin talepleri net: Adil ücret, adil vergi ve örgütlenme özgürlüğü.
GAZETE HABERLERİ
Editor
Türkiye Sağlık ve Sosyal Hizmet İşçileri Sendikası Genel Başkanı Hakan Toy, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü kapsamında TÜRK-İŞ’in İstanbul Kartal’da yapacağı mitinge çağrı yaptı. “İşsizliğe, taşerona, güvencesizliğe, hayat pahalılığına ve vergideki adaletsizliğe karşı tüm emekçileri alanlara bekliyoruz.” diyen Toy, insanca yaşayabilecek bir ücret, adil vergi sistemi ve örgütlenme özgürlüğü taleplerini yineledi. Kartal Meydanı’nda düzenlenecek mitingde hem kamu hem de özel sektör çalışanlarının yaşadığı ekonomik ve sosyal sorunlara dikkat çekilecek.
Toy, “Sadece kendiniz için değil, emeğinize, geleceğinize ve çocuklarınıza sahip çıkmak için gelin. Ailelerinizle birlikte meydanlarda olun.” dedi.
‘İŞÇİ VE MEMUR YOKSULLUK SINIRININ ALTINDA YAŞIYOR’
Toy şunları söyledi: “İşsizlik oranı yüzde 10 bandında seyrediyor. Bu orana gizli işsizler dahil değil. Yıllardır taşerona karşı mücadele ediyoruz; ancak taşeronlaşma hâlâ devam ediyor. Kadroya alınan iş yerlerinde bile yeniden taşeron uygulamalarına dönülmek isteniyor. Taşeronluk tamamen ortadan kalkana kadar mücadelemiz sürecek. Yoksulluğa karşı da alanlardayız. TÜRK-İŞ’in belirlediği açlık sınırı 23 bin 615 TL. Ancak asgari ücret 22 bin 104 TL ve bu, açlık sınırının altında. Yaklaşık 7 milyon kişi asgari ücretle çalışıyor. Yoksulluk sınırı ise 76 bin 922 TL. Bugün kamuda çalışan işçi ve memurlar bile yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Bu nedenle yoksulluğa karşı da sesimizi yükseltiyoruz. İş kazalarının en önemli nedenlerinden biri kayıt dışı çalışma. Sendikalı iş yerlerinde kayıt dışılık olmaz. Sendikasız, denetimsiz yerlerde ise iş kazaları ve meslek hastalıkları artıyor. Bu güvencesizliğe karşı da mücadele ediyoruz.
‘ADİL VERGİ SİSTEMİ GERİ GELSİN’
“Hayat pahalılığına karşı da alanlardayız. Kamuda çalışan işçi ve memurların yüzde 90’ı yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Vergi yükü ise çalışanların belini büküyor. 2002 yılında, vergi dilimleri asgari ücretin 17 katı kadardı. Bugün ise 5-6 katına kadar düştü. Bu nedenle çalışanlar yılın sadece birkaç ayında ikinci vergi dilimine giriyor ve ücretlerinin önemli bir kısmı vergiye gidiyor. Ayrıca, dolaylı vergilerle birlikte gelirimizin neredeyse yüzde 50’si vergiye gidiyor. Biz, herkesin gelirine göre vergi ödemesini istiyoruz. Az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi kesilsin. Anayasa uygulansın, 2002 öncesindeki adil vergi sistemi geri gelsin.
‘SENDİKALAŞMADA ANAYASA UYGULANMIYOR’
“Örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırılmasını talep ediyoruz. Sendikasız iş yerlerinde iş kazaları daha fazla, toplu sözleşme yok, işçiler korunmuyor. Sağlık ve sosyal hizmet iş kolunda 700 binden fazla çalışan var ama sadece yüzde 14’ü sendikalı. Tüm kamu ve özel sektör çalışanlarının örgütlenmesi ve toplu sözleşmeden faydalanması için çalışıyoruz.
“Özel sektörde son yıllarda 10 binin üzerinde örgütlenme gerçekleştirdik. Ancak sendikalaşmanın önündeki en büyük engel; idari ve siyasi baskılar. Üye olan işçi işten atılıyor. Kamuda bu olmuyorsa da baskılar farklı şekilde sürüyor. Anayasamızın 51. maddesi, bireyin istediği sendikaya üye olma hakkını tanıyor ama bu uygulanmıyor.
“İşverenler, örgütlenmeye rağmen keyfi olarak yetkiye itiraz ediyor. Dava süreçleri yıllarca sürüyor. Çoğunluğu sağlıyoruz, başvuruyoruz ama işveren dava açıyor. Bu davalar 5 yıla kadar uzuyor. Hatta bazı işverenler, davayı yetkisiz mahkemelerde açarak süreci bilinçli şekilde uzatıyor.
‘KAMU İŞÇİLERİ İÇİN TEKLİFLERİMİZİ SUNDUK’
“Son kamu çerçeve protokolünden bugüne fiyatlar 10 kat arttı. Ancak işçi ve çalışan ücretleri aynı oranda artmadı. Alım gücümüz düştü, geçim sıkıntısı yaşıyoruz. Bu nedenle taleplerimiz var: En düşük kamu işçisi ücretinin 18 bin TL’ye çekilmesini, 2025’in ilk 6 ayı için yüzde 50, sonraki 6 ay için yüzde 25 zam yapılmasını, ayrıca yüzde 10 oranında refah payı eklenmesini talep ediyoruz.
“Çalışma saatleriyle ilgili de düzenleme istiyoruz. Dünyanın pek çok yerinde haftalık çalışma süresi 36-37 saat. Türkiye’de ise çok daha uzun. Ailemizle, sevdiklerimizle vakit geçirebilmek için haftalık çalışma süresinin 40 saate düşürülmesini istiyoruz. Bu konuda kanun teklifi sunduk. Sosyal yardımlar ve özlük hakları da enflasyon oranlarına göre güncellenmeli. Çalışma riski yüksek olan işlere ek ücret yansıtılmalı. Ocak ayında aldığımız maaş, aralık ayında aynı kalmıyor. Adil, insanca bir yaşam istiyoruz.”
‘VATAN, İŞ, EKMEK İÇİN ÖNCÜ PARTİYE KATIL’
Vatan Partisi İşçi Sendika Bürosu Marmara Bölge Sorumlusu Mevlüt Usta, 1 Mayıs’ta TÜRK-İŞ önderliğinde İstanbul Kartal’da toplanacaklarını belirtti. Parti, Yunus Marmaray İstasyonu (Sanayi Caddesi Çıkışı)’nda, saat 09.00’da buluşup kortejle alana gidecek.
Mevlüt Usta, 1 Mayıs’a ilişkin şu ifadeleri kullandı: “İşçi sınıfı emek mücadelesi ile vatan mücadelesini birleştirdiği ölçüde hem ekonomik hem de demokratik taleplerinde büyük başarılar elde edecektir. Son süreçte yaşanan önemli ekonomik krizler yüzünden artık işçi sınıfının sistem içerisinde insanca yaşama olanakları ortadan kaldırmıştır. Aynı zamanda işçi sınıfının örgütlenme ve kazanılmış haklarına da çok ciddi bir saldırı vardır. Ekonomik kriz çalışanların üzerine yıkılmıştır. Gelinen noktada işçi sınıfının sorunlarının çözülmesi iktidar meselesine dayanmıştır. Bu açıdan çeşitli iş kollarındaki mücadeleleri birleştirmek, iktidar hedefli mücadeleye oturtmak aynı zamanda bir vatan görevimizdir.
ÖNCÜ PARTİ VATAN PARTİSİ
“Son süreçte yaşanan birlik ve bütünlük yönündeki gelişmeler Türkiye ve bölge açısından çok anlamlıdır. Artık Türkiye, Doğu Akdeniz'de Amerika ve İsrail'e karşı, hem iç hem de dış cephede ittifakları kuvvetlendirme olanağına kavuşmuştur. Bu açıdan hem işçi sınıfının sorunlarını çözmek hem de güvenlik görevlerimizi yerine getirebilmek için öncü partiyi kuvvetlendirmek de bir görevdir. Vatan Partisi bugünler için vardır. Öncü parti Vatan Partisi’dir. İşçi sınıfı Vatan Partisi'ni kuvvetlendirerek bu görevleri yerine getirebilme şansına kavuşmuştur. İşçi sınıfının öncüleri başta olmak üzere bütün işçi sınıfını Vatan Partisi'ne davet ediyoruz. Bu duygularla işçi sınıfımızın Birlik, Dayanışma ve Mücadele Günü’nü kutluyoruz.”
