25 Nisan 2024 Perşembe
İstanbul 25°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Emekli Tümamiral Deniz Kutluk: İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya katılımı “nükleer gerilimi tırmandırabilir”

Emekli Tümamiral Deniz Kutluk, uluslararası strateji ve analiz sitesi United World Internatiol’a verdiği röportajda NATO’nun genişlemesinin Türkiye’nin güvenliğine fayda sağlamadığını belirtti ve uyarılarda bulundu.

Emekli Tümamiral Deniz Kutluk: İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya katılımı “nükleer gerilimi tırmandırabilir”
A+ A-

Ukrayna’da Rusya’nın başlattığı “özel askeri operasyon” devam ederken İsveç ve Finlandiya’nın da NATO üyesi olması yönünde girişimler önem kazandı. Rusya’nın olası bir genişlemeye vereceği tepki merak edilirken uzmanlar olası genişlemenin yeni krizler getireceği konusunda hemfikir.

NATO’da uzun yıllar üst düzey görevlerde bulunan Emekli Tümamiral Ali Deniz Kutluk, “Sorgulamamız gereken konular var” diyor ve “NATO felsefi olarak bu ülkeleri niye içine alsın?” sorunu yöneltiyor:

“30 üyenin toprak bütünlüğünü sağlama konusunda Finlandiya’nın ve İsveç’in ne katkısı olur? İsveç 100 yıllık bir tarafsız bir devlet. Bu sualin cevabı ortada gözükmüyor. Ukrayna-Rusya savaşı bunun gerekçesi olamaz, olmamalı. Tam tersine Rusya görüşlerini açıkladı. Bu gelişmelerin Avrupa güvenliği için risk yaratacağını söyledi. Hiçbir şey yapılmazsa bu ülkeler güvenli, bu ülkeler emri vaki ile NATO’ya alınmak istenirse bunun siyasi ve askeri sonuçları olacak.”

Mehmet Kıvanç imzalı röportajda Rusya’nın NATO’nun genişlemesinden rahatsız olduğunu vurgulayan Kutluk, “Bu genişlemenin NATO’ya yararı nedir?” sorusuna da yanıt verilmesi gerektiğini belirtti.

‘Ukrayna’daki kriz, Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya katılması gerektiği sonucunu doğurdu.’ Batı’da kalem oynatanlar bu tezin etrafına birleşiyor…

Kutluk, bu teze katılmadığını söylüyor:

“Daha doğrusu böyle bir tezin etrafında algı yönetimi yapılıyor. İsveç ve Finlandiya’da, ki zamanında bu iki ülkeyle ilgili yaptığım sosyal çalışmalar da vardı, kafalarını kesseniz ‘NATO üyeliği olmaz’ derlerdi. Ukrayna savaşı 72. güne girerken bu ülkelerde yüzde altmış yetmiş çoğunluk NATO üyeliği için taraftar olmuş.”

“NATO’nun büyümesi ne kadar doğru. Yönetilemez bir büyüklükte şu an. 30 tane üye ülkesi var. 39 tane de partner denen ülkesi var. Diğer yandan bu ülkelerin NATO’ya girmesi daha fazla mı güvenlik sağlar yoksa güvenliği daha da mı azaltır?”

Genişlemenin güvenliği azaltacağını ifade eden Kutluk, “Öyle anlaşılıyor ki NATO yeni stratejik konseptinde Rusya’yı tehdit olarak kabul edecek.” dedi. Rusya’nın olası genişleme karşısında tedbir alacağını ilan ettiğini hatırlatan Emekli Tümamiral Kutluk, “O zaman NATO daha az güvenli bir ortam yaratmak için bir adım atıyor. Burada bir yanlışlık olduğu gözüküyor.”

NATO’NUN GENİŞLEMESİ TÜRKİYE İÇİN FAYDALI MI?

“Bu ülkelerin NATO’ya alınmaları, Türkiye’nin güvenliğine bir katkısı olacak mı? Buna olumlu cevap vermek mümkün değil. Azalan bir katkısı olacak mı? Evet. Üye sayısı artacak. Tehdit olarak algılanmak üzere olan Rusya’nın saldırma ihtimali artacak. O zaman Türkiye de bu ülkeleri korumak için askeri birliklerini kullanmak zorunda kalacak. Türkiye, kendi güvenliğini azaltacak bir duruma niye rıza göstersin?”

Türkiye, İsveç ve Finlandiya’nın üyeliğini desteklemek için bir karar alacaksa karşılığında ne alacağına da bakması gerektiğini düşünen Kutluk, “KKTC’yi tanıyacaklar mı? Türkiye’nin AB üyeliğine destek verecekler mi? ABD, terör örgütü PKK’ya silah desteğini çekecek mi?” sorularını da gündeme getirdi.

TRUMP TEKRAR BAŞA GELİRSE NE OLACAK?

ABD siyasetinin de Atlantik içi ilişkilere belirleyici etkisine dikkat çeken Kutluk, ABD’de Donald Trump’un yeniden seçilme olasılığının unutulmaması gerektiğini belirtti:

“Trump yeniden başa gelirse ve geçmişte olduğu gibi ABD NATO ilişkilerini soğutursa Transatlantik bağı azaltacak ya da kopartacak adımlar atarsa, Avrupa kendi güvenliği ile baş başa kalacak olursa o zaman daha da vahim bir durumla baş başa kalmayacak mıyız?”

Kutluk, NATO üyesi ülkelerin siyasi iradesinin de farklılıklar arz edebileceğini not etti:

“Mesela Almanya buna rıza gösterecek mi? Şüphe ediyorum. Aynı şekilde Macaristan, Hırvatistan, bu ülkelerin de tereddüt edeceklerini zannediyorum.”

RUSYA, UKRAYNA’DAN SONRA BAŞKA ÜLKELERE Mİ GİRECEK?

Tümamiral Deniz Kutluk’a göre İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya katılı nükleer gerilimi tırmandırabilir ve bu dünya için bir felaket olabilir. Her iki ülkenin de uzun yıllardır Rusya ile sorun yaşamadığına dikkat Kutluk, “Ukrayna’dan sonra Rusya başka ülkelere girecek.” şeklindeki varsayıma ilişkin ise şunları söyledi:

“Çok komik aslında. Bunu yazanlar Batı’dan aldıkları mesajı papağan gibi tekrar ederek yazıyorlar. Rusya, Ukrayna’da elde etmek istediği kara parçasını 72 günde elde edebildi mi? Edemedi. Rusya konvansiyonel kapasitesinde sınırlandırmalar olduğunu herkese gösterdi. Rusya’nın nükleer kabiliyeti olduğunu ve bunun Batı’dan üstün olduğunu da biliyoruz. Bu noktaya zorlanmadığı sürece Rusya’nın konvansiyonel olarak kimseyi istila edemeyecek olduğunu askeri olarak görüldü. O zaman Rusya nasıl başka ülkeleri istila edecekmiş.”

Kutluk, “Rusya engellenmezse daha da Batı’ya ilerleyecek” tezini şu nedenlerle inandırıcı bulmuyor:

“Rusya’nın 17 milyon kilometre kare kendi toprağı ve zengin kaynakları var. Başkalarının topraklarından ne elde edecek. Rusya 140 milyon nüfuslu bir ülke. Kendi topraklarına yetmeyen bir nüfusu var. Başkalarının topraklarını işgal etmek için bu nüfusu kendi kalkınması için kullanması gerektiği halde nasıl çar çur etsin. Bunu söyleyenler şunu karıştırıyorlar kafalarında. SSCB dünya çapında kapitalizmle mücadele eden bir yapıya sahipti. Kapitalizmin yayılmasına karşı her alanda rekabet ederek bir yayılma politikası güdüyordu. Ama ortada SSCB yok. Rusya ve Commonwealth of Independent States var. Bunların da yayılmacı bir yapısı yok. Sınır güvenliği ve terörizmle mücadele için ŞİÖ içinde de işbirliği yapıyorlar. Ancak emperyal bir yaklaşımları yok. Rusya’yı başka türlü okuyanlar algı yönetimine servis sağladıkları için bunu tekrar edip yaygınlaştırmaya çalışıyorlar. Medyanın kontrolü, kamu diplomasisinin kontrolü şu an Batı’da.. Her iki tarafı dinleyip bir sentez yaratmak, tarafsız düşünce üretmek veya üretenlerin seslendirmesine izin vermek, bunlar pek yapılmıyor.”

Ukrayna Rusya İsveç Finlandiya emekli tümemiral deniz kutlu