Fatih Erbakan ve Özgür Özel, Öcalan'ın çağrısını değerlendirdi
Terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan’ın 'silah bırakma çağrısına' ilişkin Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel'den değerlendirme geldi.


CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan'ı ziyaret etti. Görüşmenin ardından basın açıklaması yapan Özel ve Erbakan, PKK lideri Abdullah Öcalan'ın çağrısını değerlendirdi.
'DEM VE ANAYASA'YA YÖNELİK ENDİŞEMİZ VAR'
Erbakan ve Özel'in açıklamaları şöyle:
Fatih Erbakan: Türkiye’nin genel meseleleriyle ilgili karşılıklı görüş alışverişinde bulunduk. Verimli bir görüşme gerçekleşti. Sayın genel başkan CHP’de yaklaşan seçimlere yönelik, cumhurbaşkanı adayının belirlenme süreciyle ilgili bilgilendirmede bulundu.
Yeni çözüm süreci olarak da adlandırılan İmralı’yla görüşmeler, arkasından atılacak muhtemel adımlarla ilgili karşılıklı görüş alışverişinde bulunuldu. Diyaloğun devam etmesi konusunda fikir birliğine vardık.
Kardeşlik en önemli isteğimiz. Barışa yönelik, silah bırakmaya yönelik bir çağrı olması makuldür. Önemli olan, Öcalan’ın herhangi bir şekilde oradan dışarıya çıkartılması, ev hapsine geçirilmesi, umut hakkından yararlandırılmasının uygun olmadığını ifade etmek istiyorum. DEM desteği ile Anayasa değişikliği planlamasına yönelik şüphemiz var.
ÇAĞRI SONRASI MECLİS'İ İŞARET ETTİ
Özgür Özel: "Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak tarihsel tutarlılığımızı sürdürüyoruz. Bizim tarihsel tutarlılığımız ve bu sürece yönelik yaptığımız bütün açıklamalar bir sorun var mı? Bir sorun var. Ülkede Kürtler sorunum var diyorsa Erdoğan'ın geçmişte bu konuda söylediklerini terk edip de 'Kürt sorunu yoktur' demesiyle Kürt sorunu çözülmüyor. Bu sorunun çözülmesi için meclis zemininde hiçbir partinin dışlanmadığı ve sivil toplumun, toplumun tüm kesimlerinin temsil edildiği bir çalışmanın yapılması mutlaka gereklidir. Bu çalışmanın başı sonu demokratikleşmedir. Bu noktada elbette ki her zaman söylediğim hassasiyetle şehit ailelerinin, gazilerimizin ve tüm mağdurların mutlaka rızalarının alınması, görüşlerinin alınması, onları üzecek, rahatsız edecek işlerin içine girilmemesi çok önemlidir. Bunun dışında biz şeffaflığa vurgu yapıyoruz, samimiyete vurgu yapıyoruz. Şunu da söylemek gerekir, Türkiye Cumhuriyeti'nin vatandaşları neyin ne olduğunu bilen, gören insanlardır. Ben 2025 yılında bir iktidar partisinin ve ülkenin Cumhurbaşkanının milletin aklıyla alay etmesini de doğru bulmuyorum"
"Bir yandan bir yıldan aşkın süredir bir müzakereyi yürüteceksiniz. Yaptığınız, yapılan görüşmelere devlet adına birisi tam yetkili, dört kişilik bir heyet eşlik edecek. Bu konudan dakika dakika haberiniz olacak. Anayasa Mahkemesi'nin bir üyesi, Yargıtay'dan üyeler, yüksek hakimlerin bulunduğu 20'nin üzerinde hukukçudan oluşan bir masa bir yerde çalışma yapıyor olacak, sizin bilginizle de. Sonra millete bir şeyler oluyor, kendiliğinden oluyor. Sayın Bahçeli de güzel konuştu. Ben bir şey demiyorum, benimle ilgisi yok. Olursa sahiplenirim, iyi sonuçlar olursa bana yarasın, kötü sonuçlar olursa uzak durayım. Bu millet böyle kandırılabilecek, zekası hafife alınabilecek bir millet değil. Bir iş bir işi yapacaksan onun sorumluluğunu alacaksın, cesaretini göstereceksin. Millet sana bunun görevini vermiş, yetkisini vermiş"
ERDOĞAN'A ÇAĞRI: NET OLSUN, AÇIK OLSUN
"Bana da bu sürece, bu milletin barış umudunu boşa çıkarmama, akan kanın durdurulmasının önüne set çekmeme, ama bir yandan da kimseyi kandırmayacağı, kimsenin mağdur edilmeyeceği bu sürece ana muhalefet olarak denetim ve geleceğin iktidar partisi olarak destek görevi vermiş" diyen Özel, sözlerine şöyle devam etti:
"Ben görevimden kaçmıyorum. Mertçe burada duruyorum. Aktörlerin pozisyonları belli. Bir kişinin pozisyonu güya belli değil. Her şeyi biliyor da işine gelince duyan, işine gelmeyince kulağı sağır olan büyükbaba numarası yapıyor bize. Bu bu bunlar bu artık samimiyete ihtiyaç var. Çıkacaksınız, bu sürecin neresinde olduğunuzu herkes biliyor. Tam göbeğindesiniz. Öyle gizli ajandanızın, onun bunun falanın filanın her şeyi bir yana bırakacaksınız. Samimiyet olacak, açıklık olacak, şeffaflık olacak. Herkes bunu biliyor. Günün bu vaktinde çıkıp da kral çıplak diye bir çocuğun mu bağırmasını bekleyeceğiz? Kimse kimseyi kandırmasın. Efkan Ala, öyle uçakta havada gezip durum belli olunca inmekten olmuyor bu iş. Ben bekleyeyim, duruma göre pozisyon alayım. Efkan Ala da bu anlamda tarihsel bir tutarlılık içinde görünüyor. Durum netleşene kadar uçakta beklemek her zaman olmaz. Dünkü açıklamalarından onu çok net olarak takip ettik. Bizim Cumhuriyet Halk Partisi açısından bu ülkedeki insanların yararına, kan akmayacaksa, şehit gelmeyecekse, bu ülke bütün varını yoğunu harcadığı bu terör belasından kurtulacaksa, insanların yüzü gülecekse, analar ağlamayacaksa, barış gelecekse, artık Kürtler yaşadıkları bu sorunlardan kurtulacaklarsa, kendilerini bu ülkenin tam ve eşit vatandaşları hissedeceklerse biz orada varız. Biz Recep Tayyip Erdoğan'ın gizli ajanda pazarlıklarının ve kenardan hiçbir şey yokmuş gibi meseleyi edilgen bile değil, korkak bir şekilde bir yerden izleyip bütün siyasi riski ortağının sırtına yükleyip buradan bir avantaj çıkarsa gidip siyaseten nemalanırım demesini son derece samimiyetsiz buluyoruz. Net olsun, açık olsun, cesur olsun."