Ferdi Tanhan iki gençten örnek verdi… Silah bırakma süreci için Diyarbakır Anneleri modeli
Vatan Partisi Diyarbakır İl Başkanı Ferdi Tanhan, PKK’nın devletle bütünleşmesi sürecinde model olacak örnekleri anlattı. Tanhan ‘Diyarbakır Annelerinin mücadelesiyle dağdan gelmiş bir gencimizin düğününe katıldım. Evlendi. Şu an iş hayatında, çalışıyor. Ailesini geçindiriyor. Büyük mutluluk' dedi.


Abdullah Öcalan’ın örgüte silah bırakma ve kendini feshetme çağrısı yapmasının ardından nasıl bir yol izleneceği kamuoyunun gündemi. Silah bırakıp gelen PKK’lılar için nasıl bir düzenleme yapılması gerektiği Ulusal Kanal’da yayınlanan Ankara Gündemi programında konuşuldu. Aydınlık Ankara Haber Müdürü Aykut Diş’in bölgedeki izlenimlerini ve görüşlerini sorduğu Vatan Partisi Diyarbakır İl Başkanı Ferdi Tanhan şunları söyledi:
‘TEHDİT DİLİ YANLIŞ’
“Ceza telkinleri ve tehditleriyle bu süreç yürütülemez. Kin ve nefretle de bu süreç yürütülemez. Tam tersi bu sürecin önünü açacak, kolaylaştıracak, birtakım mekanizmaların ve altyapıların inşa edilmesi gerekir.
“Binlerce kişi silah bırakacak. Bu insanlara ne olacak? Siz bu insanlara ceza tehdidinde bulunursanız silah bırakmasını imkansız hale getirirsiniz. Ve silah bırakmayı olanaksızlaştırdığınız için de ABD'nin ve İsrail'in hizmetine girmiş olursunuz. Burada ABD ve İsrail senaryolarına vurulacak en önemli balta, PKK militanlarının silah bırakarak Türkiye devleti ve toplumuyla kaynaşma, bütünleşme sürecine girmesidir.
‘OSMANLI’DA EKMELERİ İÇİN TOPRAK VERİLDİ’
“Türkiye’nin imparatorluk mirasından gelen devlet yönetme tecrübeleri devreye sokulmalı. Osmanlı tarihinde eşkıyalar düze indirildi, onlara ekmeleri için topraklar verildi. Bu insanların geçimlerinin nasıl sağlanacağına ilişkin projeler üretilmesi gerekir.”
Önümüzdeki süreçte hem kamuoyuna hem de teslim olması istenen PKK’lılara doğru örneklerin gösterilmesini isteyen Tanhan şöyle sürdürdü:
‘BU GÖRÜNTÜLERİ ARTIRMALIYIZ’
“PKK militanlarının ellerindeki silahları Mehmetçik'e teslim ederkenki görüntüleri çekildiğinde, teslim olan PKK militanlarının hayatları televizyonlardan ekranlara verildiğinde, bu çözümler çok daha rahat karşılanacak. Mesela ben bir örnek vereyim. Ben Diyarbakır Annelerinin mücadelesi içerisinde dağdan gelmiş bir gencimizin düğününe katıldım. PKK'dan ayrılmış, annesinin kucağına koşmuş ve ceza kanunları önünde yargılanmış ama beraat etmiş bir eski PKK'lı. Evlendi. Şu an iş hayatında, çalışıyor. Ailesini geçindiriyor. Bu benim için büyük bir mutluluk. Bu görüntüleri artırmamız lazım. Önümüzdeki süreçte böyle isimlerin hayatlarını ekranlara getirmek, bunun propaganda ve motivasyon ayağını örgütlemek bakımından faydalı olacaktır.
‘PERİNÇEK’İN ÇAĞRISIYLA AİLESİNE DÖNDÜ’
“Bir örnek daha vereyim. Yine Genel Başkanımız Doğu Perinçek’in Diyarbakır'da yaptığı konuşmadan sonra PKK'dan ayrılan ve yargılandıktan sonra 3-4 ay hapis yatan bir arkadaş şu an Türkiye ekonomisine katılmış, iş yapıyor, büfesi var, otogalerisi var, çalışıyor. Ailesinin işletmelerine sahip çıkıyor. Müthiş bir görüntü, müthiş bir görüntü yani. Ve bunu, bu görüntüleri o dağdaki insanlarımıza gönderebiliriz, gösterebiliriz. Bunların propagandasını yapabiliriz.”
HZ. MUHAMMED ÖRNEĞİ
Programda Aykut Diş, Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in şu sözlerinin kulislerde konuşulduğunu aktardı: “Silahı bırakan PKK’lılar Türkiye’de manav mı olacak, çiftçilik mi yapacak… Hz. Muhammed, Hz. Hamza’yı öldüren adam müslüman olduğunda, ‘Bu bizim kardeşimizdir’ diyor. Mustafa Kemal, kendisine idam kararı verenleri Ankara’da halı serip karşıladı. Bu teşebbüslere yan bakmamak lazım. Kinle, nefretle, geçmiş hatıralarla çözülecek bir sorun yok.”
Perinçek’in açıklamasının Diyarbakır’da nasıl yankılandığını da Tanhan’a sordu. Tanhan şu yanıtı verdi:
“Çok çok etkili olduğunu söyleyebilirim. Dicle Üniversitesi'nin profesörlerinden bana mesajlar geldi. Salı günü AK Parti Diyarbakır il yönetimi ziyaret etti. Onlar da bu açıklamalar için teşekkür etti. HDP'nin içerisinde HDP'ye gönül vermiş yurttaşlarla da görüşüyoruz. Orada iş adamlarıyla birtakım telefon görüşmelerimiz oldu. Hatta böyle esprili bir dille birbirimizle konuşuyoruz. Onlar da Sayın Genel Başkan'ın görüşlerinin ne kadar doğru olduğunu ifade ettiler ve aslında yıllardır pek bizi anlamadıklarını da fark ettiklerini söylediler.
“50 yıldır 60 yıldır Türk ve Kürt birliğini savunan, iki halkın aynı millet içinde örgütlenmesi gerektiğini, tek millet, tek devlet esasıyla yaşaması gerektiğini savunan ve görüşleri doğrulanmış bir hareketin temsilcileri olarak, daha 90'lı yıllardan beri Genel Başkanımızın Abdullah Öcalan’la Suriye'de yaptığı görüşmelerden beri görüşlerimizin tamamının doğrulandığını gördük. Bunun özgüveniyle bu süreçte çok daha etkili bir rol oynayacağımızı bütün milletimize duyuralım.”