FETÖ tutuklusunun kravat başvurusuna ret
FETö tutuklusu cezaevi yönetimi kendisine kravat izni vermediği için Anayasa Mahkemesine başvurdu. Tutuklu, görüşlerde ve duruşmalarda kravat takmakta ısrar etti. Anayasa Mahkemesi talebi karara bağladı.


Anayasa Mahkemesi, FETÖ'nün bölge talebe mesulü olduğu belirtilen kişinin duruşmalarda ve görüşlerde kravat takmak istemesine rağmen kendisine kravat verilmemesi nedeniyle yaptığı bireysel başvuruyu kabul edilemez buldu.
FETÖ/PDY soruşturmaları kapsamında 2018 yılında tutuklanan Asef K. Osmaniye 1 No.lu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna konuldu. İdare ve Gözlem Kurulunun 17 Temmuz 2017 tarihli kararıyla hükümlü ve tutuklular ile kurumun güvenliğinin sağlanması, oda ve eklentiler ile adliye ve hastane sevklerinde asayişin korunması amacıyla mahpusların yakınları tarafından getirilen kravatların kuruma alınmamasına karar verilmişti.
BİREYSEL BAŞVURU YAPTI
Asef K. duruşmalarda, açık ve kapalı görüşler ile özel günlerde kravat takmak istediğini, ilgili kurulca verilen kravat yasağına ilişkin kararın hukuka aykırı olduğunu ve ailesinin temin edeceği kravatın kendisine teslim edilmesi gerektiğini ileri sürerek söz konusu uygulamanın kaldırılması talebiyle şikayet başvurusunda bulundu. Osmaniye İnfaz Hakimliği, alınan idari kararda hukuka aykırı bir yönün bulunmadığı gerekçesiyle 23 Ekim 2020 tarihinde şikayetin reddine karar verdi. İtiraz talebi, kararda usule ve kanuna aykırılık olmadığı gerekçesiyle Osmaniye 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 11 Kasım 2020 tarihli kararıyla reddedildi. Asef K. de Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) bireysel başvuruda bulundu.
KARARIN GEREKÇESİ
Başvuruyu inceleyen AYM Birinci Bölümü özel hayata saygı hakkı ile silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın anayasal ve kişisel önemden yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verdi. Kararda şöyle denildi:
"Başvuruya konu edilen eşyanın gerekliliği ve bu eşyanın kullanılamaması durumunda yaşanması muhtemel elem, sıkıntı ya da diğer başka manevi zorluklar konusunda başvurucu tarafından hiçbir subjektif ve somut açıklamada bulunulmadığı görülmektedir. Ayrıca söz konusu eşyanın objektif olarak nitelendirilebilecek nitelikte temel bir ihtiyaç maddesi olmadığı veya yaşamsal bir öneminin bulunmadığı açıktır. Ceza infaz kurumunda tutulmasından dolayı başvurucunun birtakım sınırlamalara maruz kalmasının doğal olduğu ve söz konusu uygulamanın güvenlik kaygısı doğrultusunda sınırlı şekilde uygulandığı da dikkate alındığında, başvurucu açısından ne derece gerekli olduğu hususunda bir herhangi bir açıklamanın yapılmadığı başvuruya konu olan sınırlamanın ölçülülükten uzak olmadığı değerlendirilmektedir. Dolayısıyla söz konusu eşyanın güvenlik gerekçesiyle başvurucuya verilmemesinin kendisi açısından önemli bir zarar doğurmadığı sonucuna ulaşılmaktadır."