İmralı görüşme notlarını yayınlıyoruz - 3! Öcalan’dan süreçle ilgili DEM’e eleştiri: ‘Olgun ve sabırlı hareket edin’
‘Terörsüz Türkiye’ adıyla anılan terör örgütü PKK’nın fesih ve silah bırakma süreci devam ederken Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) heyetinin Abdullah Öcalan’la 21 Nisan 2025’te İmralı Adası’nda yaptığı görüşmenin notları gündem oldu.
GAZETE HABERLERİ
Editor
Tutanak biçimindeki notlar, PKK lideri Öcalan’a karşı çıkan Batı merkezli ırkçı kesimler tarafından sızdırıldı. Aydınlık Gazetesi olarak bazı kısımları öne çıkarılarak tartışılan 13 sayfalık notu 3 bölümlük diziyle geniş şekilde paylaşıyoruz. Birinci bölümde Öcalan’ın İsrail’in planlarına dair görüşlerini yayınlamıştık. İkinci bölümde Suriye’deki gelişmelerle ilgili yaklaşımını paylaştık. Üçüncü bölümde Öcalan’ın sürecin gidişatı hakkındaki yorumlarıyla devam ediyoruz.
‘DERDİMİZ TÜRKİYE DEMOKRASİSİ’
21 Nisan’daki görüşmeye DEM Parti Van Milletvekili Pervin Buldan ve Öcalan’ın avukatlarından Faik Özgür Erol ile Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) yetkilileri katılmıştı. Öcalan, sürecin gidişatında olgun ve sabırlı hareket edilmesini öneriyor. “Sizin heyet Adalet Bakanlığı ile görüştüğünde hemen hukuki şeylere girmemek gerek.” ifadelerini kullanıyor. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)’nin dahlinin önemini vurguluyor. Amacını, “Bizim derdimiz Cumhur İttifakına ya da Türkiye ittifakına kazandırmak değil. Türkiye demokrasisini güçlendirmek.” diye izah ediyor. Öcalan, Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’i soruyor. Sözcü Gazetesi’ni ise İsrail’in güdümüne girmekle eleştiriyor.
‘SELAHATTİNLER DENENDİ YANLIŞ ARAÇLAR KULLANILDI’
Öcalan meselelere ilişkin Selahattin Demirtaş üzerinden deneme yapıldığını ancak başarılı olunamadığını söylüyor. Öcalan’ın PKK’nın fesih ve silah bırakma sürecinin ilerleyişine dair değerlendirmeleri şöyle:
“Ben de başta umut ilkesi için bir hafta içinde olacak demiştim, hatalıydı. Bu süreçlerde daha olgun ve sabırlı hareket etmeliyiz. Sürece doğru evriliyor. Bu süreci Öcalan'ın hareket tarzı belirleyecek denmişti. Bu önemliydi, doğru. Daha önce çok kişi denendi, Sabrileri denediler, Selahattinler denendi, yanlış araçlar kullanılmıştı ve olmadı. İbrahim Bey ‘Yanlış düğme’ dedi. Çok önemliydi. Gerçekten de düğmeyi doğru yerden bağlamak hayati önem taşır.”
‘HEMEN HUKUKİ ŞEYLERE GİRMEYİN’
“Sizin heyet Adalet Bakanlığı ile görüştüğünde hemen hukuki şeylere girmemek gerek. Kayyum meselesi de dahil. Siz halledebilseydiniz zaten kayyumluk hale düşmezdiniz. CHP de düşmezdi. Kayyum meselesinde DEM'in buna gücü yok, iktidarın da niyeti yok. Bunu şimdi siz çözemezsiniz. Umut hakkı da böyledir...
Bunlar (Yargı paketi meselesi) doğru değil, biz olgunlaştırmadan hiçbir şeyin gündeme gelmesi doğru değil. Mustafa Kemal'in nasıl savaştığı bilinir. Anzaklar savaşı bilinir. Savaşı en iyi verenler barışı en iyi gerçekleştirirler. En büyük savaşı verdi, tarihsel liderlik yaptı Atatürk. İşte Yunanlılarla nasıl barış yaptığı ortada. Hatta Yunanlılar onu ödüle aday gösterdiler. Şimdi geliyorlar: ‘Hayır barış olmayacak.’ Yalan! Kemalizme bağlıysa, Kemal'in en iyi barış kişiliğini takdir edecek.”
‘CHP İLE GÖRÜŞMEK İSTİYORUM’
Öcalan yetkililere CHP Genel Başkanı Özgür Özel'i hatırlatarak şunları ekliyor: “Ben sadece perspektif olarak söyledim. CHP meselesi yakında önem kazanacak. Biz burada devletle işi götürüyoruz. AKP ve Cumhur İttifakı ile ilgisi yok. CHP kendini devletin sahibi olarak görüyor, değil mi? İşte devletle görüşüyoruz. Bir komisyon olursa komisyon üzerinden ya da bir heyet üzerinden CHP ile görüşmeyi mutlaka istiyorum.
Bizim derdimiz Cumhur İttifakına ya da Türkiye ittifakına kazandırmak değil. Derdimiz Türkiye demokrasisini güçlendirmek. Başarırsak demokrasi güçlenecek, demokratik cumhuriyet pratikleşecektir. Anayasadaki demokrasi maddesini işlevsel hale getireceğiz. Kürt meselesi durdukça devlet demokratikleşemez. Varlık yokluk, beka meselesidir. Çözmeye çalışıyoruz, dinlesinler biraz. Kurtulmuş'a da yazdım. ‘Dinleyin, demokratik cumhuriyet talep ediyoruz.’ dedim. Bunun nesine karşı çıkacaksın.”
‘İSRAİL SÖZCÜ’YE DÜŞMANLIK YAPTIRIYOR’
Abdullah Öcalan, sohbetin bir yerinde Sözcü Gazetesi’ni şu ifadelerle eleştiriyor:
“Kendimi de ortaya koydum. 52 yıl 1 aydır, işte bugün 1 ay daha oldu, son Kürt ayaklanmasını ben yaptım. Son Kürt ayaklanması tabirini Demirel kullanmıştı. Ancak Özal döneminden itibaren çatışmanın taraflara hiçbir fayda getirmeyeceğini de anladık, Hakan Fidan'la da bunu konuşmuştuk. İşte bunlara ne gerek var, bitiriyoruz, bitirecektik diyenler ya vatan hainidir ya da gözünü kör edenlerdir. İsrail 30 yıldır uğraşıyor. İsrail el altından 30 yıldır bize devlet vaadinde bulunuyor. Sözcü Gazetesi üzerinden de müthiş Kürt düşmanlığı yaptırıyor. Benim için işte kadınlar, halk, Ömerler gitmişler Halfeti'ye, onları hedef gösteriyor, ona diyor. Büyük bir algı operasyonu, düşmanlaştırmayı derinleştirme operasyonu yapılıyor. İşte alttan da İsrail size devlet kurduracak! Bu düşmanlaştırmayı canlı tutmak için en büyük araç bu gazete. Atatürk diyorlar, Atatürk kullanılıyor, bu bir araç.”
‘DOĞU PERİNÇEK’E YANIT VERECEĞİM’
Öcalan’ın tutanaklara göre Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’i de sorduğu görülüyor. Konu Pervin Buldan’la arasında şöyle geçiyor:
Öcalan: Doğu Bey'in mektubu gelecekti, ne oldu?
Buldan: Başkanım Sırrı Bey rahatsızlandığı gün onlarla görüşmüştü. Bana telefonda görüşmenin iyi geçtiğini söyledi sadece. Yazılı bir mesaj vardıysa bile bizim elimize geçmedi, bilemiyoruz.
Öcalan: Doğu Bey'e selamlar. Sırrı'nın hatırası gereği görüşlerini bana mektupla iletsin. Doğu'nun mesajı geldiğinde yanıt vereceğim. Davutoğlu'nun Stratejik Derinlik kitabı var. İlk barış sürecinin de aktif bir elemanıydı. Ona da bir mektup gönderirsiniz: Doğru hareket ettiniz, sizin o süreçteki gayretleriniz ve kitaptaki fikirleriniz hayat bulmaktadır. Babacan için de gerekli görüyorsanız bir mektup gönderebilirsiniz.
