İsrail kırmızı çizgimiz demişti! Palmira’ya üssün 5 kazanımı
Tel Aviv, Siyonist emellerine engel gördüğü Türkiye’yi bölgede istemiyor. Türkiye içinse Palmira’da bir üs ABD-İsrail’e set, bölgeye nefes anlamına geliyor. Aydınlık, Ankara’nın üs için hazırlık yaptığını kaynaklarından doğruladı. İşte T4 Hava Üssü’nün bölgedeki olası etkileri


1-Davut Koridoru Projesi’ne kama
Palmira, “Kürdistan” adı altındaki İkinci İsrail devletini denize açacak Davut Koridoru’nun tam ortasında yer alıyor. İsrail’in PKK/YPG’yle karasal bağlantısını sağlayan güzergâha hakim olmak Tel Aviv’in önünü kesmek demek.
2-İran’a saldırıların önüne set
Türkiye, Palmira’daki T4 Üssü’ne hava savunma sistemleri kuracak. Bu da Suriye hava sahasının İsrail’e kapanması anlamına geliyor. İsrailli uzmanlar, Türk üssünün İran’a saldırı kabiliyetlerini engelleyeceğini vurguluyor.
3-Ara üslerle sahada hakimiyet artışı
Türkiye, Palmira’ya üs kurduğunda Suriye’nin farklı noktalarından buraya lojistik hattını da oluşturacak. Suriye’de ara üslerin oluşturulması anlamına gelen bu hamle, Ankara’nın bölgedeki hakimiyetini güçlendirecek.
4-ABD’nin Tanf Üssü’nü gözetleme imkanı
T4 Hava Üssü, ABD’nin hakimiyetindeki Tanf’a yaklaşık 200 kilometre mesafede. Bölgede üslenmek, Türk Ordusu’na ABD’nin hareketlerini daha yakından izleme ve kontrol etme kabiliyeti kazandıracak.
5-DEAŞ’la mücadelenin merkezi olabilir
T4 Hava Üssü’nün çevresi çöl. DEAŞ hücreleri de bu alanda konuşlanmış durumda. Türkiye, Suriye, Irak ve Ürdün arasında DEAŞ’a karşı oluşturulan işbirliği mekanizmasının merkezi Palmira olabilir.
İSRAİL’İN KIRMIZI ÇİZGİSİ
İsrail’de çok sayıda yayın organı dün “Palmira kırmızı çizgimiz!” başlığıyla çıktı. Tel Aviv, “üst düzey bir yetkilinin” ağzından basına servis ettiği mesajda, “Palmira’da yabancı askeri ihlal olarak değerlendirir ve harekete geçeriz.” dedi. Aydınlık, Türkiye’nin Palmira’da üs kuracağını ve bu yönde hazırlık yaptığını kaynaklarından doğruladı. İki ülke arasındaki gerilimin odağındaki Palmira’ya mercek tuttuk. Türkiye ve İsrail arasındaki gerilimi ve T4 üssünün stratejik önemini Emekli Kurmay Albay Ünal Atabay’la konuştuk.
DAVUT KORİDORU’NU ENGELLER
T4’e konuşlanmanın birçok açıdan Türkiye’nin bölgede hakimiyetinin artmasını ve İsrail’in önüne set çekeceğini söyleyen Atabay, bölgenin stratejik önemini şöyle anlattı:
“Palmira çöl bölgesi. Nüfus yoğunluğu seyrek. Dolayısıyla denetimi de zor bir alan. IŞİD’in buradaki varlığı biliniyor. İsrail’in gerektiğinde Fırat’ın doğusundaki PKK/YPG ile karasal bağlantısını oluşturabileceği Davut Koridoru dedikleri güzergahta yer alıyor. Burada konuşlandığınız zaman, İsrail’in önünü kesersiniz. Sahanın denetim inisiyatifini elinize geçirirsiniz. Burası İsrail’in Irak’taki Bölgesel Yönetim’le de temas sağlayabileceğiniz güzergâh. Güneyde bir üssün elde edilmesi, Türkiye’nin ülkenin farklı noktalarından buraya lojistik hat oluşturacağı anlamına gelir. Bu, Suriye’nin farklı noktalarında ara üslerin oluşturulmasını gerektirir. İsrail’in iddiaları üzerinden okuma yaptığımızda, Türkiye'nin en güneye kadar etki etmesi, varlık göstermesi İsrail’in çıkarlarıyla çatışıyor. Diğer yandan Irak’taki İran etkisini ortadan kaldırmak isteyen bir İsrail var. Suriye üzerinden gerektiğinde İran'a rahatlıkla ulaşabilme imkânı arıyor. Önünde bir radar ağı, kendisini takip eden bir sistem istemez. Palmira’ya bütün bu düşüncelerle kırmızı çizgi çekiyor. Türkiye’nin de kendi ulusal güvenliği açısından Suriye sahasında oluşturmak istediği bir alan var.”
ÇATIŞMASIZLIK HATTI GERİ ADIM MI?
Peki çatışmasızlık hattı oluşturma girişimleri, Türkiye’nin İsrail’in Suriye’deki varlığını tanıdığı anlamına mı geliyor? Bu soru tartışmanın bir diğer boyutu. Eski İsrail Deniz Kuvvetleri Komutanı Eliezer Marom, İsrail basınına Azerbaycan'da yürütülen görüşmeler hakkında, “İsrail ile Türkiye'nin Suriye'nin bölünmesi konusunda bir anlaşmaya vardığını görüyoruz.” değerlendirmesinde bulundu. Askeri uzmanlar ise çatışmasızlık mekanizmasının “normalleşme, işgali kabullenme” anlamına geldiği yorumunu erken bir değerlendirme olarak görüyor. İki ülkenin daha sonra sahada atacağı hamleler belirleyici olacak.
İŞGALE GİDECEK SENARYO
Ünal Atabay’ın değerlendirmesi, “İleriye dönük İsrail’in kontrolündeki nüfuz alanı, işgaline kadar gidebilecek bir senaryoyu da beraberinde getirebilir.” şeklinde. “Peki Türkiye bu konuda yanlış bir strateji mi izliyor?” sorusunu da Atabay şöyle yanıtladı:
“Türkiye’den kaynaklanan bir durumun içinde değiliz. İsrail kendi çıkarları açısından belirlediği çerçevede hareket ediyor. Türkiye ile çıkarlar çatıştığında bunu önlemeye yönelik teknik bir görüşme var. PKK/YPG’nin önümüzdeki dönemde Roj Peşmergeleriyle harmonize olduğu bir birliktelik oluşturulması yönünde çalışmalar var. ABD ve Fransa bunu yönetiyor. ‘Kürt Birliği’ dedikleri bu oluşumun arkasında İsrail de var. İç güvenlik birimleri oluşturulacak ve bunlar Şam’la entegre olacak. Buna bir tür gevşek otonom yapı denilebilir. İsrail bölgede konuya bütüncül bakıyor.”
‘İSRAİL TAVİZE HAZIR’
Haaretz’te dün yayınlanan bir analizde, İsrail’in ABD baskısı ile Suriye sahasında daha esnek adımlar atmaya yönelebileceği ifade edildi. Analizdeki şu ifadeler dikkat çekici: “Trump, Netanyahu'ya ‘makul davrandığı sürece’ İsrail-Suriye sorunlarını çözebileceğini söyledi.
Bu, İsrail'in taviz vermesinin sinyali olarak yorumlandı. Başbakanlık Ofisi'nin açıklamasındaki uzlaşmacı dil ve ‘tarafların bölgesel çıkarları’ vurgusu, İsrail'in taviz vermeye hazır olduğuna işaret ediyor.”
‘Türk hava sahası İsrail’e kapatıldı’
İsrail’in devlet televizyonu KAN, Türkiye-İsrail teknik görüşmesine ilişkin dikkat çeken bir ayrıntıyı kamuoyuna duyurdu. KAN’ın haberine göre, İsrail heyetini Azerbaycan'a taşıyan İsrail Hava Kuvvetlerine ait uçağın Türk hava sahası üzerinden uçmasına izin verilmedi. Tel Aviv merkezli çeşitli yayın organları, İsrail heyetinin dolambaçlı bir rota üzerinden Azerbaycan’a gitmek durumunda kaldığını yazdı. Heyette Başbakan Binyamin Netanyahu’nun askeri sekreteri Tümgeneral Roman Gofman, İsrail Savunma Kuvvetleri Operasyonlar Dairesi Başkanı Tümgeneral Oded Basiuk ve Savunma Bakanlığı Genel Müdürü Emekli Tümgeneral Amir Baram yer alıyordu.
İkinci toplantı bir hafta sonra
İsrail’de yayın yapan INN, Türkiye ve İsrail heyetlerinin ikinci toplantısının Pesah Bayramı’ndan sonra yapılacağını bildirdi. Yahudi inancına göre Pesah Bayramı, İsrailoğulları’nın Mısır’daki esaretten kurtuluşunu temsil ediyor. İsrail bu yıl bayramı 5-13 Nisan günleri arasında kutluyor.
‘Çatışma uyarısı’
İsrail, Beşar Esad’ın Suriye’yi terk ettiği 8 Aralık’tan bu yana Golan Tepeleri üzerinden işgal ettiği alanı genişletiyor. Bir yandan da Türkiye gündemli güvenlik toplantıları düzenliyor. İsrail’in güvenlik stratejilerini oluşturan Nagel Komitesi, ocak ayının başında Hükûmete “Suriye’de Türkiye ile doğrudan çatışmaya hazırlanması” uyarısında bulunmuştu.