Yandex
25 Haziran 2025 Çarşamba
İstanbul 21°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

İstanbul'a merkezi gazete arşivi ve en düşük gazete fiyatları hk.

Arşivcilik işi biraz deli işidir. Kurumların ve özellikle ülkelerin geçmişlerini bugünlerini ve geleceklerini birbirine bağlayan kültür köprüsü işlevi gören bir iş koludur. Gazete arşivlerinden bahsedelim

İstanbul'a merkezi gazete arşivi ve en düşük gazete fiyatları hk.
METİN AKGERMAN

Ülkemizde bazı köklü gazetelerin basılı yayınları Cumhuriyet öncesine ve Latin harfleri öncesine dayanır.

Bu yazının amacı, İstanbul'da kamusal fayda oluşturan gazete arşivlerini toplayan bir merkez yapılmasını önermektir. İkinci bölümde ise gazetelerin minimum satış fiyatları konusunda kamunun kestiği racona değineceğim.

Cumhuriyet, Aydınlık, Milliyet ve daha niceleri. Onlarca yıldır bu kurumların çatısı altında gazetecilik, habercilik faaliyetleri sürdürülmekte. Başkaları da var elbette. Cumhuriyet tarihimizde yüzlerce, yerelleri de sayarsak belki binlerce gazete çeşitli süreler basılmıştır.

Malum basılı gazetecilik işi bütün dünyada yıldan yıla hızla küçülmekte, tiraj kaybetmektedir. Basılı gazetecilik işi, muhtemelen birkaç sene daha küçülmeye devam edecek ve küçük ölçekte yaşamaya devam edecektir.

Arşiv olayı gazeteler için bir gurur vesilesidir ve haklı olarak tarihi gazete markalarımız arşivlerini sınırsızca ve bedava olarak erişime açmak istemeyebilirler. Gazete işletmeleri malum normal şartlarda kâr eden işletmeler değildirler ve büyük fedakarlıklar ile ayakta tutulurlar.

Gazetelerimizin basılı arşivlerinin korunması konusu sadece gazete işletmelerinde olmamalıdır, kamunun da bu arşivleri koruma ve gelecek nesillere aktarma konusunda sorumluluk üstlenmesi gerekir. Ülkemizde Devlet Arşivleri kurumumuz bu konuda güzel işler yapmaktadır. Bildiğim kadarıyla Ankara merkezli olarak hem gazete ve diğer basılı yayınlarımızın fiziki arşivlemesi, hem de dijitale dönüşüm çalışmaları yapılmaktadır.

Peki daha iyisini yapabilir miyiz? Eksik neler var?

Misal Cumhuriyet Gazetesi'nin arşivi nerede? Bir deprem veya yangın durumunda onlarca yıl öncesinin, hatta 1920 lerin gazeteleri ne kadar güvendedir? Ya Aydınlık gazetesi? veya Milliyet? Bu gazetelerin mali güçleri, kaliteli arşivcilik yapmalarına yeterli midir? Fiziki imkanları var mıdır? Bu konuda politika yapıcılarımıza (Kültür Bakanlığı? Devlet Arşivleri GM?) hangi tamamlayıcı politikaları önerebiliriz?

1) Tarihi önemi olan fiziki arşivleme işi yapan gazetelerimize, bu işleri depreme, yangına, sele dayanıklı tesislerde güvenle yapabilmeleri için bir arşivleme hizmeti ödemesi ilgili kamu kurumu tarafından yapılabilir. Böylece kültür hazinesi olan bu arşivleri ilgili kurumlar koruyabilir hale gelirler.

2) İstanbul'un gazetecilik merkezi sayılabilecek merkezi bir bölgesinde, kamu bir arşiv tesisi açılışı yapabilir. İlgili gazete arşivleri bu tesise aktarılır ve yangın, deprem riskine karşı korumaya alınırlar. Arşivin mülkiyeti ve serbest kullanımı yine ilgili kurumda kalır yani kamu sadece fiziki güvenlik ve maddi destek sağlar. Bu tesise İstanbul Merkez Gazete Arşivi (İMGA) diyelim.

3) İMGA'da kamunun sağladığı maddi destek ile en modern arşiv hizmetleri yürütülür ve kurumlara, öğrencilere, gazetecilere, akademisyenlere sunulur. Tüm belgelerin dijitale geçirilmesi, google benzeri kullanıcı dostu bir arama motoru ile vatandaşın kullanımına sunulması ve arşiv sahibi gazete firmalarına ilgili telif hakkının ödenmesi hem ülkemize önemli bir kültür hizmeti sağlar hem de ayakta kalma savaşı veren çınar ağacı olmuş gazetelerimizi bir nebze rahatlatır. Yeni çağın altın madeni veri, yani gazetecilikte arşivlerdir ve bu arşivlerin daha çok kültürel ve ekonomik fayda üretmesi kamu tarafından akıllıca yatırımlar ile teşvik edilmelidir.

4) İMGA'da modern kütüphanecilik hizmetleri de sunulabilir. Yani vatandaş masaya oturur, bilgisayarını internete bağlar, arşivden istediği gazeteyi, evrakları ister, çalışmasını yapar, fotokopi çeker, taratma yapar vs...

5) Arşiv sahibi gazetelerin ekipleri İMGA'daki toplantı odalarını, ofislerini kullanıp çalışma yapabilirler.

6) Latin alfabesi öncesindeki gazeteleri vatandaşımızın okuyup anlayabilmesini sağlayacak yapay zekâ destekli çeviriler ve arama motoru destekleri ilgili dilbilimciler ve bilgi işlem uzmanları tarafından halkın ve akademiyamızın kullanımına sunulabilir.

7)İMGA da ayrıca kişi ve kurumlara değerli evrak saklama hizmeti gibi hizmetler de sunulabilir.

8) İMGA arşivcilik ve kütüphanecilik mesleklerinin gelişimi konusunda İstanbul'da bir mükemmeliyet merkezi olarak konumlandırılabilir.

9) İMGA yer olarak belki İstiklal cd. ve Osmanbey arasında konumlandırılabilir böylece önemli gazetecilik merkezlerine nispeten yakın ve metro ile ulaşılabilir olur. Misal Harbiye civarı uygun olabilir. Harbiye'nin arka sokakları bir dönem hayli virane haldeydi, oralarda yapılacak kentsel dönüşüm projelerine bu merkez eklenebilir.

10) Bazı köklü gazeteler, değerli arşivlerini kendi paralı abonelerine saklamak ve fazlaca kamu kurumları ve akademya ile paylaşmama yolunu tercih edebilir. Bu kurumları cezbedecek parasal ve para dışı teşvikleri tasarlamak faydalı olabilir.

11) Değerli arşivlerin ilgili kurumlar tarafından yangın, deprem ve sel afetlerine karşı sigortalanması zorunluluğu getirilebilir ve ilgili kurumlar sigorta şartlarını karşılayabilmek için bu arşivleri modern merkeze taşımak zorunda bırakılabilirler. Elbette bu sopasal tedbirin karşılığında eşdeğer havuçsal teşvik de tasarlanmalıdır.

12) Gazete kurumları kendi binalarındaki arşivi İMGA'ya taşıdıklarında kendi binalarında asıl işleri olan gazetecilik için değerlendirebilecekleri ilave alan da oluşacaktır ve belki bu ilave alan sayesinde kira giderleri azalabilecektir.

13) İMGA merkezi çalışmaya başladıktan sonra benzer merkezlerin kardeş ülkelere de kurulması sureti ile bu ülkelerin gazete tarihçeleri ve yazılı kültür hazinelerinin de korunması benzer şekilde mümkün olabilir. KKTC, Azerbaycan, Özbekistan, Cezayir gibi ülkeler bu iş için doğru adresler olabilir.

14) Şam gibi Suriye'nin politik ve kültürel başkenti olan ve Osmanlı'nın tarihi bir kültür merkezi olan şehir malum İsrail işgali tehdidi altındadır. Suriye'nin ve Şam’ın kültürel yazılı mirasını korumak için benzer bir merkezin belki Halep'te kurulması uygun olabilir. Veya Gaziantep/ Hatay gibi bir şehrimizde Suriye de işler normalleşene kadar bu hizmet sunulabilir.

15) İMGA basılı gazete ve yayın arşivi üzerine tasarlanmış bir merkez. Benzer şekilde bir de ulusal TV yayınları için merkezi bir arşiv gerekli. Misal ülkemizde ulusal ve yerel yayın yapan birçok televizyon kanalı mevcut. Bunlar için tüm bu yayınları yüksek kalitede arşivlemek hem maliyet olarak yüksek hem de teknik olarak zor bir işlemdir. Birçok televizyon kanalı YouTube gibi ortamlara yayınları aktarmakta ve bu sistemleri dijital arşiv olarak da kullanmaktalar ancak bu ortamlarda saklama kalitesi düşmektedir ve uzun dönemli güvenilir arşivleme garantisi yoktur. Ülkemizin, YouTube kadar kolay kullanımı olan, bulut tabanlı yüksek depolama kapasitesi sunan sistemleri televizyon kanallarımızın arşivlemesi için sunabilmesi gerekmektedir böylece yıllar sonrasında insanlar veya yapay zekâ tarafından yapılacak geriye yönelik araştırmalarda yüksek kalitede arşivlenmiş bu yayınlara ulaşılabilir. İMGA da istihdam edilecek uzman arşiv personelinin bu konuda da yetkinliğe ve teknik altyapıya sahip olması faydalı olabilir. Belki Turkcell kurumumuz kuracağı özel bir bağlı ortaklık üzerinden bu işi halledebilir. Google firması, bir internet forumu olan Reddit'in içerdiği tarihi forum mesajlarına ulaşıp bu verileri kullanabilmek için 60 milyon dolar ödedi. Google gibi yabancı devletlerin direk kontrolündeki teknoloji firmalarının Türkiye'deki kullanıcı veri tabanlarını, gazete arşivlerini bedavaya endekslemesine ve verileri kopyalamasına izin vermemek gerekir. Gazetelerin dijital arşivleri değerlidir ve gelecekte bu veriler daha da değerli olacaktır, buna uygun tedbirlerin alınması uygun olur. Diğer taraftan kendi vatandaşlarımıza ve yapay zekâ ile model geliştiren Devlet firmalarımıza bu tarihi verileri de en üst seviyede açmalı ve kolay şekilde ulaşım imkânı tanımalıyız.

BÖLÜM 2: EN DÜŞÜK GAZETE FİYATI 15 TL OLACAK

Nisan ayı ile beraber Türkiye'de satılan ve ulusal çapta dağıtılan (yerel olmayan) gazetelerin en düşük satış fiyatı 15 TL olacakmış. Bugün bu rakam 6 TL. Zaten fiyatı 15 TL ve üzerinde olan bazı gazeteler bu değişiklikten fazla etkilenmeyebilirler ancak 6 TL ye satılan gazetelerimiz de mevcut ve bunların tirajlarının düşmesi ve küçük bazı gazetelerin kapanması tehlikesi mevcut. Yani Devlet baba diyor ki: '15 TL’den ucuza gazete satamazsın'.

Tiraj kaybı gibi riskler mevcut ama haydi biz duruma olumlu taraftan bakalım. Belki bu sayede rekabet daha çok kaliteye kayacak, sayfa sayıları artacak, belki bazı gazetelerin geliri artacak ve daha çok gazeteci istihdam edebilecekler. (Pek emin değilim). Bu konularda politika yapıcılarımıza ne tavsiye edebiliriz?

1) 15 TL minimum fiyat dijital dağıtımda geçerli olmamalıdır. Malum dijital baskının baskı maliyeti yoktur. Dijital baskı fiyatı serbest bırakılmalıdır.

2) Genelde gazeteler dağıtım hizmeti olarak ciro payı ödemektedirler. Minimum satış fiyatı 2,5 kat artınca dağıtıma ayrılan para da 2,5 kat artabilecektir oysa dağıtımın gerçek maliyeti bu ölçüde artmamıştır. Dağıtım konusunda özellikle küçük gazeteleri koruyan belki kademeli bir tarife devreye alınabilir.

3) PTT'nin gazete aboneliklerinin evlere ulaştırılmasında daha aktif rol alması ve uygun tarife belirlemesi uygun olabilir. Malum PTT'nin dağıtım ağı geniş, gün içi dağıtım frekansı yüksektir. Muhtemelen gazete baskıları PTT'nin sabah dağıtımına yetişmez ancak gün içi diğer mikro dağıtımlarına yetişebilir. Ayrıca uygun bölgelerde robotik dağıtım pilot çalışmalarına da Kaliforniya’daki bazı bölgelerde olduğu üzere geçilebilir.

4) Türkiye'de pek yaygın değildir ama bazı Avrupa ülkelerinde hanelerin ana giriş kapılarında gazetenin, zarfların, faturaların içeri atılabileceği çek valf misal tek yöne açılan, ısı izolasyonu için fırçalı kapaklı delikler mevcuttur. Hem mektup hem gazete hem küçük internet teslimatlarında kullanılabilen bu delikli kapıların da Türkiye'nin belirli muhitlerinde kullanılması bölgedeki ekonomik hız ve aktiviteyi artırabilir, evrak kayıplarını azaltabilir ve bu yönde standartların tasarlanması değerlendirilebilir. Modern güvenlik tedbirleri bu tür deliklerin yaratabileceği güvenlik zaaflarını da büyük ölçüde yok etmiştir.

5) Gazetecilik dünyada da büyük ölçüde e-gazete formatında paralı aboneliklere kaymaktadır. Türkiye de de aynı şekilde e-gazete aboneliklerinin artmasını beklemeli ve hatta teşvik etmeliyiz. Gazetecilik yapan firmaların ortak kullanabileceği web tabanlı bir e-gazete yazılımın gazete firmalarına sunulması uygun olacaktır. Her küçük ve yerel gazete abonelik, e-gazete gibi teknik detaylar ile uğraşabilecek teknik personele ve bütçeye sahip olmayabilir fakat bütün gazeteler zaten önce dijital ortamda hazırlanıyorlar bu bağlamda her gazetenin kolayca e-gazete aboneliği satabileceği ortak sistemlerin sektörün hizmetine sunulması uygun olacaktır.

6) Dijital gazete aboneliğinin marjinal maliyeti sıfıra yakındır. Yani bir gazete hazırlanmış, fiziki ve dijital satışa sunulmuş. Misal fiziki olarak günlük satışı 20 bin olsun, dijital abone sayısı da 10 bin olsun. Bu gazetenin dijital abone sayısı 10 kat artarsa gazetenin maliyeti artmaz yani beher dijital abone maliyeti, yani marjinal maliyeti sıfıra yakındır. Bu bağlamda Kültür Bakanlığı’mızın gazetelerimizi desteklemek için dijital abonelik destekleri vermesi uygun olabilir. Misal her lise ve üniversite öğrencisine dijital yayın aboneliği için aylık 50 TL dijital kupon verilir, bu öğrenciler de istedikleri gazetenin veya derginin dijital dağıtımına abone olurlar. Bu gelirler ile ilgili gazeteler de haber merkezlerini, teknik altyapılarını, telif ödemelerini ve gazeteci istihdamlarını güçlendirirler ve Türkiye, yüksek dijital abone sayısına sahip, kültürel üretim çıktısı ve kültürel tüketimi yüksek ülkeler arasına girer.

7) Gazetecilik sektörü Covid salgını döneminde dünya çapında büyük yara aldı ve sonrasında tam toparlayamadı. Bütün ülkelerde çok sayıda gazeteci işsiz kaldı ve Uber şoförlüğü, market personeli gibi işlere kaymak durumunda kaldılar. Oysa gazetecinin Uber şoförü olarak ürettiği toplumsal fayda, gazetecilik şapkası ile ürettiğinden daha azdır. Türkiye'de de Covid döneminde muhtemelen benzer durum oluştu ve bu sosyal problemi azaltmak için geçici, birkaç senelik dahi olsa kültür bakanlığı fonlarından daha çok kaynak aktarımına ihtiyaç var. Ulusal gazeteciliğin kültürel üretimi ve sağladığı istihdam arttığında, sektör daha çok reklam çekecektir ve reklam pastasından her sene daha çok pay alan Amerikan sosyal medya firmalarına aktarılan kaynağın bir kısmı kurtarılabilecektir.

8) Önerdiğimiz yönde yapılacak düzenlemeler ile ülkemizin kültür çıktısı ve özel olarak gazetecilik çıktısının artmasını, sektördeki nitelikli istihdamın artmasını ve dijital yayınlar sayesinde yurtdışına kültür ihracının da artmasını beklemeliyiz. Hem diasporamızdaki Türklerin, Türkçe kültürel ürünlerin tüketimine ilgisi olacaktır, hem de artacak sektörel nitelik seviyesi ile yabancı dilde üretilecek kültür ürünlerinin de dijital ortamda ihracı ve gelir üretmesi mümkün olacaktır.

9) Belediyelerin, vergi topladıkları kendi yerellerine, belediye kütüphanesi üzerinden çeşitli dijital ürünleri sunması mümkündür ve bazı ülkelerde başarılı örnekleri mevcuttur. Bu tür sistemlerde, belediye, kendi yereline ( 'yerel' kelimesini, ilgili belediye sınırları içinde ikameti olan vatandaş anlamında, 'lokal' anlamında kullanıyorum) dijital bir platform sunar, şifresini verir ve yerel bu şifre ile istediği dijital yayını okuyabilir. Muhtemelen ilgili dijital platform okunan yayınların üreticilerine platform üzerinden okunmasıyla orantılı telif ödemektedir. Türkiye'de de benzer uygulamalar devreye alınabilir bu sayede Türkçe içerik üreten yayınlar desteklenebilir.

Gazetecilik