Karayılan taviz koparma peşinde: İkna olmayan arkadaşlar var

PKK’nın Yürütme Komitesi Üyesi Murat Karayılan, örgütün yayın organı Sterk TV’de açıklamalarda bulundu. Karayılan, Diyarbakır’daki Nevruz etkinliklerine katılım çağrısı yaparak, Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılması ve örgütün taleplerinin karşılanması için sürecin bir fırsat olduğunu savundu. Öcalan’ın “Barış ve Demokratik Toplum” çağrısına işaret eden Karayılan, “Kongre toplama, parti feshetme ve silah bırakma gibi adımlar ancak Öcalan’ın yönlendireceği bir süreçle mümkündür. Devletin de buna uygun yasal düzenlemeler yaparak Öcalan’ın önünü açması gerekir.” ifadelerini kullandı. Türkiye’nin terörle mücadele politikasını hedef alan Karayılan, PKK’nın silahsızlanmasını “yenilgi” olarak tanımlayan devlet yetkililerine tepki gösterdi. Örgütün ideolojik, siyasi ve askeri olarak en güçlü dönemlerinden birini yaşadığını öne süren Karayılan, “Biz mecbur kaldığımız için değil, Önder Apo’nun geliştirdiği proje ve barış vizyonuna inandığımız için bu süreci destekliyoruz.” ifadelerini kullandı.

Murat Karayılan, Nevruz’un bir başlangıç olacağını belirterek şu çağrıda bulundu:

“Bu Nevruz da özgürlük ve çözüm hamlesinin başlangıcı olabilir. İster Kürdistan’da ve bölgede olsun; isterse de Avrupa ve yurt dışında, başta yurtsever Kürdistan halkı olmak üzere barış ve özgürlük isteyen herkes 2025 Nevruzuna daha güçlü katılmalı. Nevruz alanları doldurularak Önder Apo’nun ve Kürt halkının özgürlüğü çağrıları yapılmalı. Nevruzlarda sadece ‘Bijî Serok Apo’ ve ‘Önderliğe özgürlük’ sloganları atılmalı, bu sloganlar kitlesel ve güçlü bir şekilde haykırılmalı. Demokrasi, özgürlük ve eşitlik isteyen herkes Kürt halkının bu talebi etrafında toplanmalı.”

Karayılan, Öcalan’ın kongreye katılmasına ilişkin de şöyle konuştu:

“Kongre toplama, partiyi feshetme ve silah bırakma kararı almak sıradan bir durum değildir. Bundan ötürü ancak bu partinin kurucusu ve tüm arkadaşların esas aldığı Önder Apo bu süreci sonuca götürebilir. Hiçbir grubun dışarıda kalmaması, herkesin ikna olması için böyle olmasını belirtiyoruz. Bazıları bunları şart olarak yorumluyor ve ‘şart kabul etmiyoruz’ diyor ancak bu, tekerin dönmesi için bir ihtiyaçtır. Önder Apo’nun bu sürece aktif olarak katılmasının imkanları olmalı. Yani özgür olmalı, özgür hareket etmeli.

“Alanda olmayan, yurt dışındaki ya da zindandaki bazı arkadaşlarımız, açıklamalarında önderliğin teknik yolla mesaj gönderebileceğini belirtiyorlar. Ancak bu, bir mesajla bitecek bir iş değildir. Mesela kongre olursa, Önder Apo, bütün aşamalarından ve alınan kararlardan haberdar olmalı ve cevap vermeli. Evet, belki kongre alanına gelemez ve dışarıdan katılır; bu anlamda teknik de bir rol oynayabilir ama yanına heyet gidip gelmeli, heyetlere perspektif verip göndermeli, ikna olmayan kişilerle ayrıca konuşabilmeli. Herkes bilmeli ki, mevcut durumda ikna olmayan arkadaşlarımız, savaşçılarımız ve komutanlarımız vardır. Dışarıdan böyle konuşan arkadaşlar bildikleri kadarıyla değerlendiriyorlar fakat biz buradayız ve daha iyi biliyoruz. Bu hususta bazı konuların buradaki arkadaşlara bırakılması daha iyi olur.”

‘TÜRK ASKERİ SİLAH BIRAKIN ÇAĞRISI YAPIYOR’

Karayılan, Bahçeli’nin “umut hakkı” çağrısının yerine getirilmediğine sitem ederek, Öcalan’ın Meclis’te konuşma yapmasına olanak tanınması gerektiğini savundu. Sürecin ilerlemesi için ateşkes ilan ettiklerini belirten Karayılan, “Önderliğimizin projesine inanıyoruz ve tamamıyla katılacağımızı belirtiyoruz.” dedi. Sahada çatışmaların devam ettiğini belirten Karayılan, Savunma Bakanı Yaşar Güler’in “Kayıtsız şartsız silahlarını teslim etmeliler.” ifadesine yanıt verdi:

“İşte o bakan ‘Kayıtsız şartsız teslim olsunlar.’ demiş. Kim sana teslim olacak? Mesela şimdi Metîna, Zap ve daha birçok yerde askerle güçlerimiz arasında 200-300 metre mesafe vardır. O askerlerin eline megafonu vermişler, asker çağrıda bulunuyor; ‘Başkanınız açıklama yaptı; siz de gelin bize teslim olun.’ diyor.”

TUSAŞ TEHDİDİ

Türkiye’deki eylemlerini azaltmalarının stratejik bir hedef olduğunu iddia eden Karayılan, önceki gün “PKK ömrünü tamamlamıştır.” diyen KCK Eşbaşkanı Cemil Bayık’a da yanıt verircesine PKK’nın ölmediğini anlatmaya çalıştı, TUSAŞ eylemi ile tehdit etti. Karayılan şunları söyledi:

“Bunun üzerine ne yaptık? Gücümüzü Kuzey’e yönlendirmedik. Kuzey’deki gücümüzü ve eylemlerimizi azalttık. Bu, stratejik olarak yenilmemek, aksine kazanmak için gösterdiğimiz bir taktik yaklaşımdı.

“Son TUSAŞ eyleminde değerli fedailer Asya Ali ve Rojger Helîn yoldaşların gösterdikleri performans her şeyi gözler önüne seriyor. Yani ayda bir Ankara’da eylem yapmak şart mı! Yılda bir yetmiyor mu! Hem de örnek bir biçimde, cesaret ve soğukkanlılıkla ve profesyonellikle, bir güç eylem yapabiliyorsa hiç yenilir mi? Herhalde Asya ve Rojger arkadaşlar tek başına değiller. Onların yoldaşları da vardır.”

“Türkiye’nin yarısını hedef kapsamına alabilecek 800 km uzaklığı vurabilecek teknikleri” olduğunu iddia eden Karayılan, “İstersek Türkiye’nin ekonomisini de her şeyini de hedef haline getirebilir, büyük bir kriz yaratabiliriz.” ifadelerini kullandı.

Pentagon’un psikolojik harp elemanı Michael Rubin de 21 Aralık’ta Orta Doğu Forum adlı düşünce kuruluşunun internet sitesinde yayınlanan yazısında PKK’ya İstanbul’u işaret etmişti:

“İHA'lar, Türk Ordusu için mızrağın ucudur. Ama İstanbul'da işe yaramazlar. Kürtler, Türkiye'nin en büyük kentinin yoğun sokaklarında ve kalabalık mahallelerinde faaliyet göstermeyi seçerse Türk Ordusu’nun, Türkiye'nin Gazze Şeridi'nde kınadığı türden bir hasara yol açmadan yapabileceği fazla bir şey olmaz. Birçok Kürt Türkiye'ye sadık olsa da bazıları şiddete başvuranları olaydan sonra gizleyip destekleyebilir. Bir bomba patladıktan sonra, güvenli ev sıkıntısı yaşanmayacaktır. Dünyanın en büyük Kürt nüfusuna sahip olan kent, muhtemelen yangının merkez üssü haline gelecektir.”