20 Nisan 2024 Cumartesi
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Kıbrıs Türk Devleti'ne hazırlık yapmalıyız

Yeniden Doğuş Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ali Akın Önder, KKTC'nin Kıbrıs Türk Devleti’ne dönüşmesini istedi, bunun için kurumsallaşmaya önem verilmesi gerektiğini bildirdi.

Kıbrıs Türk Devleti'ne hazırlık yapmalıyız
A+ A-
Tevfik Kadan / KKTC

Yeniden Doğuş Partisi (YDP), Kuzey Kıbrıs siyasetinin önemli aktörlerinden. Son seçimlerde de yüzde 6,39 oy alarak barajı geçmeyi başardılar. 50 koltuklu Meclis’te 2 koltuk kazanan YDP’nin, ülke sorunlarına ilişkin de önemli çalışmaları var. YDP Genel Başkan Yardımcısı Ali Akın Önder ile Kuzey Kıbrıs’taki sorunları ve çözüm önerilerini konuştuk. İşte öne çıkan başlıklar…

TÜRKİYE İLE SWAP ANLAŞMASI

  • Sayın Önder, KKTC’de kimin kapısını çalsak herkes ekonomik sorunlardan bahsediyor. Siz Koalisyon Hükümeti’nin de güçlü adaylarından biri olarak, bu sorunlara nasıl yanıt vermeyi planlıyorsunuz?

KKTC’nin 2022’nin ikinci yarısından itibaren enflasyon, döviz, işsizlik ve ticaret açıklarıyla beraber ciddi bir ekonomik krizin içine girmesi bekleniyor. Biz bunu görüyoruz ve düzeltilmesi için bir irade gerektiğini söylüyoruz. Kıbrıs’ın çözülemeyecek bir sorunu yok. Yapılması gereken belli başlı şeyler var. Verileri iyi analiz etmemiz gerekiyor. Mesela sosyal sigortalar sisteminde pandemiden önce 115 bin kayıtlı çalışan varken, şu anda kayıtlı çalışan sayısı 75 bine düştü. Dolayısıyla bütün sektörleri tekrar elden geçirmemiz gerekiyor.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki bankalarda toplam 55 milyar liralık mevduat var. Bu paranın 36 milyar liralık kısmı döviz. Bankalar bu dövizi satamadıkları için, insanları döviz kredisi almaya zorluyorlar. Bizim ilk başta yapmamız gereken şey; bir swap anlaşmasıyla bu dövizi Türkiye’ye transfer etmek ve bütün borçlanmaların tamamını Türk lirasına çevirip vadeye yayarak piyasayı rahatlatmak. Şu an KKTC’de evleri sterlinle kiralıyoruz, makina satın alırken avroya göre satın alıyoruz, sarf malzemesini dolarla satın alıyoruz ama gelirimiz Türk lirası. Ben bunu Ekonomi Bakanı’yla konuştum bir programda ve sonra kulağıma eğilip dedi ki; “Haklısın, bu swap anlaşmasını yürürlüğe koymamız lazım.

İkinci hamle olarak da; sektörlerin ihtiyaçları belirleyerek bir plan ortaya koymamız lazım. Örneğin inşaat sektörünü ele alırsak; şu an 37 bin ev, 7 bin villa sıkışmış durumda; bu KKTC ölçeğinde çok büyük bir rakamdır. Bunların toplam satış bedeli 1 milyar sterlin civarındadır. İnşaat sektörü bildiğiniz gibi 90 tane sektöre hizmet eden bir sektördür. İnşaat sektörünü canlandırmak için bazı adımlar atmamız gerekir. İşte her sektörün sorunları tespit edilerek planlı bir çalışma yürütülmesi gerekir.

KIBRIS TÜRK DEVLETİ'NE HAZIRLIK

  • Peki bu dönüşüm nasıl gerçekleşecek?

Bizim partimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin artık Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne devşirilmesi gerektiğini ve bu yolda hareket edilmesi gerektiğini savunuyor. Fakat burada hassasiyetle üzerinde durduğumuz şey, Kıbrıs Türk Devleti’ne kurumlar olarak hazır mıyız? Öncelikle yapmamız gereken kendi içimizi düzenleyip dünyadan bize gelecek olan yatırımcıları, uçakları burada devlet olarak karşılamamız ve bu insanlara devlet güvencesini göstermemiz lazımdır. Fakat bizim kurumlarımız hazır değil. Kamu Personeli Yasası’nı çıkartıp devletin içini düzenlememiz gerekiyor. E-devlete geçmemiz gerekiyor. Gümrüklerde Türkiye ile entegrasyonu tamamlamamız gerekiyor. Bizim Hal Yasamızı çıkartıp insanların ucuz gıdaya ulaşımını kolaylaştırmamız gerekiyor. Sanayi bölgelerini kirli sanayilerden çıkartıp tamamen organize sanayi bölgelerine geçmemiz gerekiyor. Bunlar için de irade ve iş birliği gerekiyor.

KIBRIS'TA SENDİKACILIK FEDERALİZMİN KONTROLÜNDE

  • Kıbrıs ziyaretimizde sendikalarla ilgili çok şikayet duyduk. Bu konuyla ilgili düşüncelerini öğrenebilir miyiz?

KKTC’de sendikalar imparatorluğu var. Fakat sendikacılık demek yıkım demek değildir, işçilerin hakkını korumak ve sistemin yürütülmesi demektir. Fakat burada sendikacılığı sadece bir iş olarak görüyorlar ve bu düzeni siyasette kullanıyorlar.

Türkiye’deki sağ ve sol ile Kıbrıs’taki sağ ve sol aynı değil. Türkiye’deki sendikacılıkla da buradaki sendikacılık bambaşka. Sendikalar normalde işçinin hakkı ve çalışma koşullarıyla ilgili bazı önlemlere giderler ve kendi kurumlarıyla ilgili hakları savunurlar. Fakat Kıbrıs’taki sendikacılık tamamen siyasetle anlaşmıştır, tamamen federalizmin kontrolüne girmiştir ve dolayısıyla Kıbrıs’taki sendikalar bankalaşmıştır. Her birinin kendi sandıkları vardır, hepsinin ekonomik ve finansal güçleri vardır. Kıbrıs’taki sendikacılıkta kaynağından kesinti vardır. Yani kamuda örgütlü olan sendikalar, maaş döneminde otomatik olarak Maliye’den parayı alırlar. Tamamen kaynağından kesinti vardır. Dolayısıyla insanlar sendikadan kopamıyorlar, hatta gönüllülük esası yoktur.

ELEKTRİKTE ANAKITAYA BAĞLANMALIYIZ

  • Seçim öncesinde sık sık elektrik kesintilerine şahit olduk. Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu (KIB-TEK) da kesintilerle ilgili doğrudan iktidarı suçlayan siyasi bir açıklama yaptı. Neler oluyor?

Ben aynı zamanda KIB-TEK Yönetim Kurulu Üyesi'yim. KIBTEK'te şu an 601 kişi çalışıyor. Bu inanılmaz bir rakam. Kurumun 800 milyon borcu vardır. Şu anda 97 kuruşa elektrik satar ama dolar yüksek olduğundan dolayı elektriğin kilowatt saatini 2,5 liraya mal eder. Tamamen zararda olan bir kuruluştur. KIB-TEK’te yapılması gereken; üretim, dağıtım ve tahsilatın muhasebe olarak ayrıştırılması ve kurumun zarar eden biriminin tespit edilmesidir. İkinci adım üretimde tekelleşmenin önüne geçilip enerji çeşitliliğine gidilmesi; yani rüzgâr, güneş enerjisi, çöpten elektrik gibi alanların da sisteme dahil edilmesidir. Alçak gerilimde ihtiyaç olan 70 milyon dolarlık yatırımın yapılıp anakıtadaki büyük bir enerji ağına bağlanacak enterkonnekte sisteminin kurulması lazımdır.

Kıbrıs’ta güneş saati yılda 2400 saattir, Türkiye'de 2200 saattir, İspanya'da 1800 saattir. Bizim şu an günlük ürettiğimiz elektrik miktarı maksimum saatlerimizde 340 megawattır. Yapmamız gereken 1000 megawattlık sistem kurmaktır. Evlerdeki enerji panellerinin de lisanslarını 18 megawatta çıkartmaktır. Üretilen fazla elektiriği ise sisteme vermek gerekir.

TÜRKİYE ONAYLADI KIBRIS'TA TAKILDI

  • KKTC'nin kalkınmasına yönelik pek çok öneriniz var. Peki bunlar nasıl hayata geçebilir?

Yapılması gereken sistem değişikliğidir. Bütün sektörlerin ayağa kalkabilmesi buna bağlıdır. Hükümet sürelerini uzatmamız lazım. Bu sistem kendi kendini yiyor. Bu sistemi sürdürmemiz imkansızdır. Bizde hükümetlerin ömrü 13 ay, Rum'da 5 yılda bir değişiyor. Üretim bacaklarını çalıştırmamız lazım. Kıbrıs’ın 1 ay iklimsel avantajı var. Türkiye’den su geldi, suyu biz Geçitkale’den Mesarya ovasındaki tarımsal alanlara veremedik. KKTC’nin 1 milyon 403 bin dönüm tarımsal arazisi var. Bunun 120 bin dönümü devletin her yıl çiftçiye kiraladığı arazilerdir. 80 bin dönümü de Vakıflar İdaresi’nin kiraladığı arazilerdir. Öyle bir sitem kurulmuş ki; bu 200 bin dönüm arazi dağıtılıyor, fakat insanlar üretim yapmıyorlar, tırmıkla toprağı karıştırıp kuraklık parası almaya çalışıyorlar.

Hayvancılıkla ilgili yatırımlar hayvancılara verilmiyor. Şu an 300 milyon dolar yem ithalatımız var. Yapılması gereken yeni yem bitkileri ekmektir. Maral Falfa (Fil Otu) üretilmesi ve hayvancının teşvik edilmesi, süt ve süt ürünlerinde rekabetin oluşturulması gerekir. Planlı tarım alanları oluşturularak 40-50 bin dönümlük arazilerde kooperatifler kurulması, seracılık yapılması ve ham ürünlerin ara mal haline getirilerek dünyaya pazarlanması gerekir.

Biz bakanlığımız döneminde Türkiye ile Kıyı Ticaret Anlaşması yaptık. Bu anlaşmaya göre Kıbrıs’ta Türkiye’nin gıda kodeksine uygun olarak üretilen ve en az yüzde 35’i yerli olan ürünler, PTT AVM üzerinden Türkiye’nin ticaret yaptığı tüm ülkelere gönderilmek üzere 10 bin adet alınacaktı. 36 kalem mal üzerine anlaşıldı ve sayının artırılması için ucu açık bırakıldı. Bu anlaşma TBMM’de onaylandı, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından imzalandı ama biz KKTC’de bu anlaşmayı Bakanlar Kurulu’ndan geçiremedik, yürürlüğe koyamadık.

YASALARI ÇIKARAMIYORUZ

Türkiye Cumhuriyeti KKTC’nin önünü açmak için her fedakarlığı yapıyor. Ama biz 10 yıldan bu yana Kamu Personeli Yasası’nı, Hal Yasası’nı, İstimlak Yasası’nı çıkaramıyoruz. Magosa’dan Lefke’ye kadar hafif raylı sistem kurulabiliriz ama yasa olmayınca istimlak davaları onlarca yıl sürüyor ve sistemi kuramıyoruz. Teleferik yapamıyoruz, suyu tarım alanlarına götüremiyoruz. Devlet, sektörlerin önünü açmakla mükelleftir. Devletin düzenleyici ve planlayıcı rolü vardır. Kâr marjlarını, kimin ne kadar mal sattığını, fahiş fiyatlarla satışları denetleyemiyoruz. Bu konuda Bakanlığımız döneminde belediyelere yetki vermeyi denedik ama onu da yürürlüğe koyamadık.

KIBRIS'I DENİZCİLEŞTİRELİM

  • Parti programınızda KKTC'nin denizcileşmesi üzerine de bazı öneriler var. Biraz açabilir misiniz?

Burada öncelikle bir Deniz Lisesi kurarak nitelikli gemi adamları yetiştirmek istiyoruz. İmkanı olmayan çocuklara ücretsiz dersler vererek deniz kültürünü öğretmek istiyoruz. Girne Limanı’nı rehabilite edebiliriz, yat limanı yapabiliriz. 2019’da deniz ürünleri ithalatımız 8.6 milyon dolardı. Mısır’dan, Suriye’den, Türkiye’den 100 metrelik tekneler geliyor, Karpaz açıklarında orkinosları tutuyorlar. Akdeniz’de 453 çeşit ürün var ama biz sadece 140’ını tespit edilmiş durumdayız. Gırgır yasak, dip trol yasak. Denizcileşirsek işsizlik sorunumuz kalmaz.

PETROLDE VURGUN İDDİASI

Biz hükümetteyken bütün petrolcülerle görüşmeleri bizzat ben yaptım. Buradaki dağıtım firmalarına vana takalım, akıllı sayaçlar takalım, akaryakıt birimlerini uydu üzerinden takip edelim diye bir projemiz vardı. Bu her firmaya 600 bin dolar külfet getiriyordu. Çünkü ayda 100-150 milyon liralık kaçaklar oluşuyor. Bunu da şöyle yapıyorlar: Akdeniz’de arz fazlası bazı gemiler var. Diyor ki; benim elimde 10 bin ton mazot kaldı, normal bedeli 3’se kaptan ben bunu 2,5’e veririm diyor. Bütün Akdeniz çanağındaki ülkelerin telsizine düşüyor bu bilgi. Sen buradan diyorsun ki; ben alırım bunu. O gemi yanaşıyor vanalara, normalde bunun resmi olarak yanaşması lazım ama akıllı sayaç yok, 10 bin tonu boşaltıyor. Kıbrıs sisteminde şu var, iki petrol firması da özel. 10 tane gemi girdi buraya, bunun 7 tanesi yasal 3 tanesi gayri yasal. 2,5 liraya alınan mazot 10 liraya satılıyor. Bu kaçakçılığın bedeli ayda 150 milyon TL’lik bir rakam. Bizim yaptığımız çalışmada, bütün rafinelerin giriş çıkışlarına, tankların çıkış çıkışlarına, denizden gelen borunun ucuna, bütün tankerlerin giriş çıkışlarına Avrupa’nın kullandığı akıllı sayaç sistemini getiriyoruz. Bunlar uzaktan kontrollü, tamamen okumalı, eşgüdümlü olarak akaryakıt firmalarına bağlıyoruz. Bu yatırım 600 bin dolara geliyordu firma başına, ellerinden taahhüt aldık, kasımın sonuna kadar bitecek dediler fakat ne yazık ki biz hükümetten gittik ve firmalar bu işi bitiremedik dediler ek süre istediler. Onlar da biliyor bir yılda hükümetin değişeceğini.

Kıbrıs KKTC YDP Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti türk devleti kıbrıs türk devleti Yeniden Doğuş Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ali Akın Önder KIB-TEK PTT AVM