Köylüler, mera ve ormanını geri istiyor! Karabey’e taş ocağı geçim katliamı
Köyleriyle iç içe olan ormana, taş ocağı yapılmasına karşı çıkan Karabey köylüleri, asırlık ağaçları için mücadele başlattı. Binlerce küçükbaş hayvan, bu ormanda yayılıyor, çevrede ise her türlü ürünün yetiştiği verimli topraklar var


Gaziantep’in Yavuzeli ilçesine bağlı Karabey Köyü sakinleri, köyün yanıbaşında bulunan 2 bin dönümlük ormanlık alana ve iki köyün ortak kullandığı mera alanına taş ocağı yapılmasına karşı mücadele ediyor. “Ormanımızı, meramızı bugüne kadar biz koruduk.” diyen köylüler, Aydınlık’a ulaştı, yetkililere seslendi.
Yavuzeli ilçesine bağlı Karabey Köyü, ormanın hemen yanıbaşında, ormanla iç içe. Köylüler, yıllarca ağaçlarını korumuşlar, göz kulak olmak için de kendi imkânlarıyla bekçi tutmuşlar, “Tek bir ağaç kesmedik, kestirmeyiz.” diyorlar.
TARIM VE HAYVANCILIK TEK GEÇİM KAYNAĞI
450 nüfuslu Karabey ve yüzlerce nüfusa sahip çevre köyler, tarım ve hayvancılıkla geçiniyor. Sadece Karabey köylülerinin 7 bin küçükbaş hayvanı var. Köy merası çayırlarıyla verimli. Hayvanların sütünden elde ettikleri organik ürünler burada üretiliyor… Köyde yetişmeyen tarımsal ürün yok. Buğday, arpa, kavun, karpuz, domates, biber, fıstık, zeytin…. Toprak elverişli, iklim elverişli.
Yıllardır canları gibi korudukları orman ve mera alanından mucur çıkarılacağı haberi, köylünün kabusu oldu. Köylülerin anlatımına göre jandarma, Kaymakamlık talimatıyla köylünün ormana geçişine izin vermiyor. Taş ocağı için ormanlık alan, Levent Uzunyolcu Madencilik Şirketine verilmiş.
‘DEVLETTEN İSTEĞİMİZ FİRMAYI DURDURMALARI’
Köylüler, dertlerini kamu kurumlarına anlattıklarını ama hiçbir yanıt alamadıklarını belirttiler. “Ormanımızı bugüne kadar biz koruduk, tek bir ağaç kesmedik, bundan sonra da biz koruruz.” diyen köylüler, taş ocağının yalnızca doğa katliamına değil köylünün geçim kaynaklarını da talan ettiğini ifade ettiler.
Karabey köyü Muhtarı Ali Kaya, "Bu ormana, gözümüz gibi bakıyoruz. Mera alanı da iki köyün ortak mera alanı. Hayvanımızı otlattığımız bu alana zorla gelip girecekler. Köylüleri hiçe sayıp bir şahsı tutuyorlar. Biz bu orman için her türlü fedakârlıkta bulunuyoruz. Devletimizden isteğimiz bu firmayı durdurmaları.” dedi.
‘ZEYTİN VE FISTIK AĞAÇLARIMIZA YAZIK DEĞİL Mİ?’
Bir köylü, “Biz bekçi tuttuk, bu ormanı koruduk. Burada yeraltı sularımız var, hepsi yok olacak. 40-50 senelik fıstık ve zeytin ağaçlarımız burada. Yazık değil mi?” dedi.
Başka bir köylü de “4 köy mağdur olacak, tüm hayvanları satmak zorunda kalacağız, çare istiyoruz. Hayvanların otuna göz diktiler. Nereye götüreceğiz bu hayvanları, evlerde mi yayacağız.” diye seslendi.
‘BU KÖY NEREYE GİTSİN’
“Köyün asırlık ormanını kesecekler, mucur ocağı yapacaklar. Biz askerle yüz yüze gelmek istemiyoruz.” diyen Muhtar Ali Kaya şöyle devam etti:
“Canımızdan daha çok ormanımızı seviyoruz. Ormanımızı vermeyeceğiz. Herşeyi göze aldık. Zorbalıkla ormana konacaklar. 7 bin davarımız var, dağda yayılıyorlar. Sadece davarlarımız için değil sırtlanımız, domuzumuz, kekliğimiz var. Bu ormandan faydalanıyorlar. Ormanın altında 50 tane yer altı kuyumuz var. Burada dinamit patlatacaklar. Bu köy nereye gitsin.
‘BİZ DE BU DEVLETİN İNSANIYIZ’
“Atam dedem, dağına gözü gibi bakmış. Orman, devletin de olsa biz koruyoruz. Buralar devletin olabilir ama biz de devletin insanıyız. Biz Afganiztan’dan Suriyeden gelmedik. Orman Bölge Müdürlüğüyle görüştük. ‘bizimle ilgili bir olay yok. Yukarıdan bu işi yapıyorlar’ dediler. Biz ormanımızı, meramızı istiyoruz. Başka bir şey değil.”